“YAZIYA SONRADAN YAPILAN EKTİR:
Bir BALYOZ daha...Aşağıdaki makalemi yayımladıktan çok kısa bir sonra, aynı gün içinde, 5 Kasım 2011 tarihli SUT yayımlandı. KKİ’ nın yükseltilmesi yoluyla ilacın kamu alım fiyatı düşürüldü. Bunun ne anlama geldiğini artık hepimiz biliyoruz. Bu yaşadıklarımız şaka değil. Ardı ardına gelen bu uygulamalar mesleğimiz adına bir "olağanüstü hal" durumudur. Söylemek isterim... Bugün, derli, toplu, “bütün” bir biçimde ayağa kalkamazsak eğer, korkarım artık hiç ayağa kalkamayacağız. Çünkü; artık sıra meslek örgütlerimizin dağıtılmasına gelmiştir.”
Bayram öncesi...
TBMM tümüyle devre dışı...
Hükümetin KHK kullanma yetkisinin bitimine 1 gün kala...
Son anda...
İlgili herkesin karşı çıkmasına rağmen…
Bakanların imzasıyla 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname geceyarısı yayımlandı.
Bir "BALYOZ" gibi tepemize indi!
***
Sağlıkta, ilaçta, dehşetli bir kırılma noktası bu…
2 Kasım 2011 tarihli, 28103 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’ de, Sağlık alanını yeniden tanzim edecek, neoliberal politikaları çok daha ileri taşıyacak KHK yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından kalma, bu güne dek savunmak için her şeyi yapageldiğimiz, 1262 sayılı yasa artık neredeyse “yok" hükmünde. Amaçlarına ulaştılar.
Halk sağlığı ve ilacın toplumsallığı adına var olan tüm kazanımlar bir kalemde çizildi.
İlaç alanında eczacının sahipliği muallakta...
Sağlık hizmetleri daha da "serbest piyasa malı" olacak...
Ve bu KHK ile kurulan "Sağlık Meslekleri Kurulu"...
Sağlık çalışanları bundan böyle "hukuku" ve "haklarını" ışık vermez kandille arayacaklar.
Meslek örgütlerimiz bundan böyle kıpırdayamayacak bile… Gerçi zaten öyle bir haldeler ya… Neyse.
Artık "dün" bize çok uzak...
Abarttım mı?
Yaşarız, hep beraberce görürüz!
***
Daha kötüsü olan bitenin farkında olan "yok" gibi.
Ya da "yokmuş" gibi davranıyorlar.
İşte en fenası da bu.
Bu "uyku hali" filan değil. Onun çok ötesinde bir şey.
Hekim örgütleri ve sağlık çalışanları sendikaları üç beş laf ettiler...
Bizim örgütlerimizde "tıs" yok.
İnceleyip öyle konuşacaklarmış.
Şimdiye kadar neredeydiniz?
İnceleyin bakalım, ne göreceksiniz?..
Biz, sizi aylardır açık açık uyarmıyor muyuz?
"Geliyor, bir şeyler söyleyin, yapın" demedik mi?
Duvara bu kadar konuşsaydık bir ses verirdi…
Gündemlerine bile almadılar.
***
Eğer kaptansanız; kaptanlığınızı fırtınalı denizlerde göstermelisiniz…
Eğer örgütseniz; bu günler için “var” olmalısınız…
Unutmayın!..
Siz tarihi yazamazsanız tarih "sizi" yazacaktır!
Bundan asla kuşkunuz olmasın.
!
“Sağlıkla, mutlulukla, huzurla, sevdiklerinizle birlikte iyi bayramlar diliyorum”