Yalancı İlaçlar Halk Sağlığını Tehdit Ediyor
ECZACININ SESİ / www.eczacininsesi.com
Artık bazı ürünler, büyük market raflarında, özel mağazalarda, eczane raflarında çok "baskın" bir biçimde yer tutmaya çalışıyor. Aslında bu ürünler uzun süredir "piyasada" yer alıyor, ancak son yıllarda güçlü bir ivme kazandırttırılmaya çalışıldığı da çok açık. İncelenildiğinde pazarda uygulanan yöntemlerin ve sunuş biçimlerinin, gidişatın, "ABD pazarı" ile ilginç bir benzeşme içinde olduğu görülüyor. Büyük market zincirleri artık bu ürünler için özel bölümler açtılar, bazı zincirler de hazırlıklarını sürdürüyorlar.
Deyim yerindeyse önüne gelen halkımıza "şifa" dağıtmaya başlamıştır.
"Beslenme Destek Ürünleri" adı altında, "piyasaya" sunulan bu ürünler, bilimsel çevrelerde YALANCI İLAÇLAR olarak da adlandırılıyorlar.
Nedir Bu Ürünler ?
DESTEKLEYİCİ, BESLEYİCİ gibi bilimselliği olmayan tanımlarla tanımlanan bu ürünler içinde ağırlıklı olarak vitaminler, vitamin-mineral kombinasyonları, bitkisel ürünler yer alıyor. Söz konusu ürünlerin ; Besleyici, destekleyici, Enerji verici, gençleştirici, afrodizyak, kanser koruyucusu hatta iyileştiricisi, dolaşım düzenleyicisi, sakinleştirici, uyutucu, antidepresif, bağışıklık sistemini güçlendirici, kalp koruyucusu, zayıflatıcı, kilo aldırıcı, karaciğer koruyucusu, hafızayı zinde tuttuğu, bağırsak ve sindirim düzenleyicisi, mide hastalıklarını iyileştirdiği vb.vb. oldukları iddia ediliyor.
Bu Ürünlerin Her Türlü Yöntemle Reklamı Yapılıyor, Tüketimi Pompalanıyor
Bu ürünlerin özellikle "paralı haber" denilen reklam yoluyla tanıtıldığı biliniyor. Gazetelerde, radyolarda, TV lerde yaptırılan özel haberlerle ürünler tanıtılıyor ve tüketimi teşvik ediliyor. Son derece kontrolsüz yapılan reklam ve ürünlerin piyasaya sunumunun halk sağlığını tehdit edici bir boyuta geldiği gözleniyor.
Doğrusu Ne ?
Vücuda dışarıdan alınması gereken vitamin ve minerallerin eksikliğinin patolojik bir durum olduğu bilimsel bir gerçeklik. Günümüzde ki bilimsel doğrulara göre, karbonhidrat, yağ, protein gibi ana besin öğelerini yeterli miktarlarda bulunduran dengeli bir beslenme ile vücüdun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri sağlamak mümkün.
Ancak gebelik, süt verme dönemi, günlük normal performansın üzerinde bir çalışma, ergenlik çağı, uzun süren hastalıklar, hipertiroidizm, bağırsaktaki emilimi etkileyen patolojik durumlar, genetik özellikler, yöresel özellikler ve benzeri durumlarda ek vitamine ihtiyaç duyulabilir.
Bu sayılanlar "bir hastalık durumudur" Kişinin kendi karar vereceği bir durum değildir. Dolayısı ile hekimin teşhis ve tedavisini gerektirecek bir durumdur.
Kontrolsüz kullanılan vitaminlerin sakıncaları, yan etkileri bilim tarafından saptanmıştır. Bunlardan bazıları ;
A vit. Özellikle gebelerde kontrollü kullanılmalıdır.Gebeliğin ilk üç ayında, doz aşımında teratojen etkilidir, sakat doğumlara yol açar. Hipervitaminoz ve allerjik belirtilere dikkat edilmelidir. Yüksek dozda merkezi sinir sistemi depresyonu, göz dibi ödemleri, cilt bozuklukları, saç dökülmesi, bebeklerde kusma, kronik zehirlenme, göz içi kanamaları yapmaktadır.
C vit. Günde 1 g. dan fazla alınması durumunda diyare, karın ağrısı ve böbrek taşı oluşumlarına yol açmaktadır.
B1 vit. Yüksek dozlarda kullanılması durumunda hipotansiyon ve anaflaktik şoka neden oluyor.
B1+B6 vit. Tek başına levodopa müstahzarları kullananlara verilmemelidir.
E vit. Yüksek dozlarda kullanımında güvenilirliği hakkında bilgi yoktur.
D vit. Yüksek dozlarda fazla miktarda paratiroid verilmiş gibi hiperkalsemi ve yumuşak dokularda metastatik kalsifikasyon görülür.
Ruhsatlar Tarım Bakanlığından
Bu ürünler Tarım Bakanlığından "gıda" sınıflamasına dahil edilerek rahatlıkla ruhsat alıp piyasaya sürülmektedir. Tarım Bakanlığının konuya ilişkin ne laboratuarları ne de teknolojik ve bilgi birikimi vardır. Sağlık Bakanlığı dururken insan sağlığını doğrudan ilgilendiren söz konusu ürünlerin Tarım Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılması kabul edilemez bir durumdur.
Son Söz ... Ne Olmalı...
GIDA ruhsatı aldıkları ürünlerini, ilaçların sunulma kurallarına tabi olmadan halkımıza ilaç gibi pazarlıyorlar. İşlerine gelmeyince ilaç olmayan, işlerine gelince ilaç olan ürünlerini, her türlü amaçla insan sağlığını tehdit edecek bir şekilde, reklamını da rahatça yaparak diledikleri gibi kontrolsüz bir biçimde satıyorlar. Bu durumda hem ülke ekonomisi zarar görüyor hem insanlarımızın sağlığı.
Olması gereken ; insan sağlığına ilişkin tüm ürünlerin Sağlık Bakanlığı tarafından sıkı bir biçimde kontrollerinin yapılarak ruhsatlandırılması, hekim önerisi ve eczacı eli ile sunulmasıdır.
Marketlerden sıradan bir tüketim malı gibi pazarlanan ürünler halk sağlığını tehdit edecek boyuta ulaşmış ve ivedilikle müdahale edilmesi gereken bir durumdur.