GEREĞİNİ YAPMAK...

Ecz.Tuncay SAYILKAN

İzmir Eczacı Odası Başkanı

10 Mayıs 2007 tarihinde gerçekleşen T.E.B. Eczacı Odaları Başkanlar Danışma Kurulu toplantısının devamında; eczanelerden yapılan iskontoların serbest bırakılmasına Eczacı Odalarının tamamınca tepki konulması ve eylem kararı alınması gündemdeki yerini korurken, 2007 yılı Bütçe Uygulama Talimatı henüz yayınlanmamış ve 2007 yılı sözleşmeleri imzalanmamışken, genel seçimlerin erkene alınarak 22 Temmuz 2007 ‘de yapılacak olması birçok gelişmeyi de beraberinde getirdi.
Mesleğimizle ilgili birçok belirsizlik arasında ister istemez genel seçimleri konuşur olduk. Son bir haftadır ise (kimilerine göre sürpriz sayılsa da) Merkez Heyeti Başkanı Ecz. Mehmet Domaç’ın AKP’den milletvekili aday adayı olduğu konuşulmaya başlandı. Adaylık konusu henüz Genel Başkanca doğrulanmasa da bilgi ve haber akışı adaylığın kesin olduğu yönünde. Özellikle adı geçen partinin İstanbul İl Başkanlığı web sayfasında 21 Mayıs 2007’de yayınlanan aday listelerini inceleyince konunun doğruluğu netleşti.
Öncelikle belirtmeliyiz ki; kişilerin diledikleri siyasi partiden aday olmaları, dünya görüşlerinde zaman içinde farklılıklar olması ve inandıkları değerlerin değişime uğraması kendi tercihleridir. Bunun açıklamasını önce kendi vicdanlarına daha sonra da birlikte yola çıktığı dava arkadaşlarına açıklamak onların bileceği iştir.
Ancak söz konusu olan meslek örgütü yöneticiliği ve temsil ettiği 25 bin eczacı ise durum değişir. Özellikle son yıllarda kayıplara uğrayan, sürekli sorunlarla boğuşan eczacılar; haklarının korunması ve sorunların ivedilikle çözüme kavuşmasını beklemektedir. Sorunların çözümsüzlük noktasına gittiği ya da eczacıların haklarının gasp edilmesi noktasında da meslek örgütlerinden kararlı bir karşı duruş ve gerektiğinde eylemlilik beklerler. Bu zorlu süreçte siyasi otorite ile yapılan görüşmeler eczacı meslek örgütünün başkanının hükümeti oluşturan siyasi partiden milletvekili adayı olmak için başvuru yapması ortaya çıkacak her olumsuzluk için sorgulama nedeni olacaktır. Bunun yanı sıra son yıllarda yaşanan kayıplar için de farklı değerlendirmeler yapılmaktadır.
Bu olumsuz durum hem başkan hem de heyeti oluşturan yöneticilere büyük zararlar verecektir.
Merkez Heyeti’nin başkanı eğer adaylık başvurusunu resmi olarak yalanlamıyor ise milletvekili aday listelerinin yayınlanmasını beklemeden gereğini yapmalı yani derhal görevinden istifa etmelidir. İsmi siyasi bir parti ile anılan (ve bu parti hükümeti oluşturan bir parti ise) başka bir deyişle siyasi bir partinin milletvekili adayı olan yöneticiden eczacılar adına görüşmeleri sürdürmesi, haksızlıklara karşı çıkması ve her koşulda üyelerinin çıkarlarının korunmasını beklemek hayalcilik olacaktır. 25 bin eczacının temsil edildiği meslek örgütünde oluşan bu sıkıntı hızla aşılmalıdır. Eğer başkan gereğini yapmaz ise bu önemli görev tartışmasız merkez heyeti üyelerinindir. Dünya görüşleri ne olursa olsun eczacılık mesleğinin bugünü ve geleceği için bu görev kaçınılmazdır. Unutulmasın ki tüm görevler gelip geçicidir. Önemli olan; her koşulda doğrularına sahip çıkmış, inandıklarını uygulamış ve gönül rahatlığı içinde yaşamını sürdürmek her şeyden daha değerlidir.
Merkez Heyeti Başkanı’nın adaylığının ortaya çıkması sonrasında eczacı örgütünün her kademesinde oluşan şok dalgasını hızla atlatıp bütünleşmeyi sağlamak, eczacıların meslek haklarının korunması ve halk sağlığına nitelikli hizmeti sürdürmek noktasında daha fazla vakit yetirmeden hep birlikte çalışmayı sürdürmeliyiz.
Meslektaşlarımızın bizlerden beklentisi de bu yöndedir.
Saygılarımla.

Ecz. Tuncay Sayılkan

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat