Sosyal Güvenlik Sisteminin İkinci Ayağı, “Genel Sağlık Sigortası” :
Yeni Sosyal Güvenlik Sisteminin “SSGSS” nin ilk ayağı olan Sosyal Sigortalar Yasa Tasarısı komisyonlarda kabul edilerek meclistende geçirildi. Sırada şimdi sistemin ikinci ayağı olan ve biz eczacılarıda birebir ilgilendiren ikinci kısmı, yani “Genel Sağlık Sigortası” görüşülmeye başlandı ve kısa bir sürede kabul edildi. Uygulanmak istenen yasa kapsamına göre, Türkiye’de yerleşen yabancılarıda içeren, ülkedeki her kişi zorunlu olarak sağlık sigortası kapsamına girecek. Hane halkı geliri, her bölge için ayrı belirlenecek olan ‘eşik değer’in altında kalanların sağlık primini devlet karşılayacak. Yasa tasarısının gerekçesinde Genel Sağlık Sigortası sisteminin, “yüksek gelir gruplarının düşük gelir gruplarını, sağlıklı olanların hasta olanları, bekar olanların aile sahibi olanları parasal anlamda karşıladığı ve riskin paylaşıldığı” dayanışma modeli olarak anlamlandırıldı. Gerekçede, bu özellik, gelirin yeniden dağılımının etkili araçlarından biri olarak değerlendirildi.
Burada bir nokta koyarak sisteme bakarsak. Artık varsılın verdiği ile yoksulun bakımı sağlanmak istenmiyor gibi bir görüş algılanmakta. Buna karşın adil bir sistem olarak “herkes kendi katkısı oranında sağlık sisteminden yararlansın” gibi bir görüş sergilenmektedir. Bir başka deyişle, gerekçedeki tanımlamayla yüksek gelir grupların sağlık için yeteri kaynakları olduğundan, eskiden beri devlet elinde ‘bir birikim olarak’ oluşturulmuş bu kaynaklardan düşük gelir gruplarının yararlanmasını istememektedir. Yani Devletin Anayasal hak olarak belirlediği Sağlık Güvencesinden katkıda bulunduğun oranda yararlanılacak. Yani katkın “akciğer grafisi”ne yetecek kadar ise onunla yetineceksin, eğer katkın “bilgisayarlı tomografi”ye yetecek oranda ise bu olanaktan yararlanabileceksin. Diğer bir anlamıyla varsıl olanların sağlık ile ilgili böyle bir gereksinimi yok, bu kesimin sadece ilgisi IMF veya Dünya Bankasının sağlayacağı kredilere ilgisi var. Ancak düşük gelir gruplarının ise basit sağlık sorunları karşılanarak, ellerinde doğal olarak var olan sayısal çoğunluklarını “siyasal ağırlıklı oya” çevirerek sistemin devamını sağlamak olası görünmekte.
Yeni Sosyal Güvenlik Sistemine göre Türk vatandaşları için TC kimlik numarası hem sosyal güvenlik numarası olarak kabul edilecek, hemde sağlık karnesi yerine geçecek. Genel Sağlık Sigortası isteğe bağlı değil, zorunlu olacak. Sağlık sigortası ödeyen düşük gelirli çoğunluğu oluşturan grup, aynı sigorta primini ödeyen yüksek gelir grubunu oluşturan azınlığa bakar duruma düşürülecek. Hem emeklilik sigortası, hem de Genel Sağlık Sigortası primi ödeyenlerden emeklilik için yüzde 20, Genel Sağlık Sigortası için yüzde 12,5 oranında prim alınacak. Aylık gelirlerinin tespit edilmesine yönelik hazırlıklar tamamlanıncaya kadar, ortalama prime esas ücret matrahı üzerinden yüzde 12 oranında prim alınarak genel sağlık sigortasına dahil edilecek.
Türkiye’de her bölgenin ekonomik ve sosyal koşullarına göre bir eşik değer belirlenecek. Hane halkı geliri bu eşik değerin altında kalanların sağlık primleri devlet tarafından karşılanacak. Yani bir anlamda Etiler’deki yoksulluk Etiler’deki koşullara göre, Ümraniye’deki yoksulluk koşulları Ümraniye’ye göre belirlenecek. İstanbul’daki eşik değer, Hakkari’deki eşik değerden farklı olacak.
Muayene ücreti 2 YTL. Ayakta tedvide hekim ve diş hekimi muayenesinde hastadan 2 YTL katılım payı alınacak. Aile hekimi ve koruyucu hekimlik hizmetlerinde katılım payı alınmayacak. Ortez, protez, iyileştirme araçları ve ayakta tedavi ilaçları için yüzde 10 ile yüzde 20 arasında katılım payı alınacak. Ancak, ilaçlar dışındaki tedavi araçları için ödenebilecek katılım payları asgari ücretin yüzde 75’ini aşmayacak.
Genel Sağlık Sigortası kapsamında her bir sağlık hizmeti için ilgili yılda ne kadar ücret ödeneceğini, beş kurumun temsilcisinden oluşan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu belirleyecek. (Daha önceden konu ettiğimiz Geri Ödeme Komisyonları gibi BUT’larada bu komisyonlar karar verebilir). Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) anlaşmalı olduğu hastanelerde tedavi gören sigortalılar, eğer özel bir odada kalmak isterlerse bunun için bir fark ödemek zorunda kalacaklar. Söz konusu hastalar, tedavi hizmetlerini profesör veya doçent gibi bir öğretim üyesinin yapmasını talep ederlerse bunun için de gerekli olan farkı ödeyecek. Fark parası, komisyonun oda ya da öğretim elemanı için o yıl belirlediği ücretin iki katını aşamayacak.
Yeni düzenlemeyle hastalardan oda veya öğretim elemanı farkı alınabilmesi için, kişilerin fark ödemeyi kabul ettiğinin yazılı olarak belgelenmesi zorunlu olacak.
Yeşil kartlı, 65 yaşını dolduran, vatansız ve sığınmacı ödediği katkı payını daha sonra Sosyal Yardımlaşma Fonu’ndan alacak. Ayrıca sağlı kurulu raporlu kronik hastalıklar ve kontrol muayeneleri için katılım payı ödenmeyecek. Sistemde gereksiz sağlık harcamasını azaltmak, büyük hastanelerdeki yığılmaları önlemek amacıyla hastaların öncelikle sağlık ocakları ve aile hekimine gitmesi öngörülüyor. Sevk zincirine uymadan doğrudan büyük hastaneye giden, katılım ücretini yüzde 50 zamlı verecek.