Mustafa Mutlu (28.04.2006) VATAN GAZETESİNDEKİ KÖŞESİNDEN

 

Birdenbire Atatürk karşıtı oluverdim!

Önceki gün yayınlanan "Neden tüm değerlerle tek tek oynuyorlar?" başlıklı yazımda AKP Diyarbakır Milletvekili Prof. Dr. Aziz Akgül'ün ay-yıldızın kullanımı konusunda verdiği yasa teklifinden söz etmiştim ve böylesine "ince ve masum operasyonlar"la, daha düne kadar "doğru" kabul ettiğimiz değerlerin yıpratıldığını savunmuştum ya...

İşte, toplam 1500 vuruşluk bu yazıya Aziz Akgül'den, çoğu yasa teklifinin metninden kopyalanıp yapıştırılmış 5 bin 700 vuruşluk yanıt geldi.

Bu açıklamanın "yasa teklifinden arındırılmış" bölümünü, bana yapılan aşağılamaları koruyarak yayınlıyorum:

"Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı'nın TBMM'de görüşüldüğü günlerde, değiştirilmesi düşünülen nüfus cüzdanlarında hilalin şeklinin daha sonra değiştirmek yerine şimdi değiştirilmesinin sağlanması suretiyle; gereksiz, amaçsız ve yararsız herhangi bir ilave iş ve işlem ile maliyet oluşturmamak maksadıyla, TBMM'ye sunduğum Kanun Teklifi; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve önderi olan Mustafa Kemal Atatürk'ün 8 Haziran 1929 tarihinde önerdiği değişikliklerle tıpatıp aynıdır. Benim Türk Milleti, Türk Vatanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne zararı dokunabilecek biri olduğumu ima eden bir değerlendirme yapmak sizin haddinize düşmez. Siz Atatürk'ün düşündüğü gibi Türkiye'yi yeni doğan bir ülke olarak mı yoksa çöküşe geçmiş ve batmaya yönelmiş bir ülke olarak mı değerlendiriyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün görüşü istikametinde hazırladığım bir teklifi nasıl olur da imalı bir üslupla 'ince çalışma' diye tanımlarsınız? Hazırladığım Kanun Teklifini Türkiye'nin değerlerini karalayan, küçülten çalışma şeklinde değerlendirmenizi şiddetle kınıyor ve bu şekilde haddinizi aştığınızı düşünüyorum. Ben Atatürk'ün mezun olduğu Harbiye'nin İşletme Yönetimi Bölümü'nden birincilikle mezun olmuş bir kişi olarak; Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğinin sağlanmasını sizden mi öğrenecektim? Şunu aklınızdan asla çıkarmayınız: Emekli bir asker ve Aziz Akgül olarak ben, Misak-ı Milli ile belirlenmiş Türk vatanını, kutsal Türk bayrağını ve aziz Türk milletini sizin hayal dahi edemeyeceğiniz bir seviyede seviyorum. Atatürk'e ve onun düşünce sistemine karşı olanlara hayatım boyunca asla saygı duymadım. Size de saygı duymuyorum."

***


Gördünüz mü, Atatürk karşıtı da oldum. Bu yüzden, saygıyı bile hak etmiyorum!

Olsun... Hiç değilse bu ilginç yasa teklifini veren kişinin Atatürk'e olan hayranlığını ve bağlılığını öğrendim ya; bu da bana yeter...

Ama yine de teklifini zamansız buluyorum; bu da benim en doğal hakkım!

Artık Aziz Bey yakın takibimde: Bakalım bu kadar Atatürk sevdalısı bu milletvekilimiz, mensubu bulunduğu partinin icraatlarına da bu "ışık"la bakıp, gerektiğinde yumruğunu masaya vurabiliyor mu?

Hep birlikte göreceğiz!

Hükümet, evlilik dışı ilişki konusunda neden susuyor?
Fatih Altaylı geçenlerde evli iki bakanın "yasak aşk" yaşadığını yazdı ama isim vermedi.

Böylece yeni Türk Ceza Kanunu hazırlanırken "Zina suç olmalı" diyen Başbakan Erdoğan'ın kabinesindeki tüm bakanları zan altında bıraktı.

İddiaya göre bir bakanımız özel kaleminde çalışan bir kadınla, diğeri ise tanınmış bir iş kadınıyla yasak bir ilişki sürdürüyormuş.

Günlerdir her yerde bu dedikodu konuşuluyor.

Fakat her nedense Sayın Başbakan, kabinesine atılan çamuru temizleme gereği duymuyor.

Yalansa, yalanlamıyor!

O susunca kabinedeki bakanlar da susuyor. Tek tek çıkıp, "Evlilik dışı bir ilişkim yok" deseler "çapkınlar" ortaya çıkacak ama, bunu bile yapmıyorlar...

***


Biliyorum ki bu dosya burada kapanmaz! Er ya da geç; belki de İngiltere Başbakan Yardımcısı'nın başına geldiği gibi "fotoğraflı" olarak yeniden açılır...

Ama o zaman seçimlere biraz daha yaklaşılmış olacağından AKP bu olayın altından kalkamaz...

Benden söylemesi!



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat