Öncelikle çalışmalarınızda başarılar diler, sorunlarımıza göstereceğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederiz.
İlaç ve sağlık sorunu ülkemizin temel sorunlarının başında gelmektedir. Hizmetin üretkenliği ve verimliliği, üretilen ilaç ve sağlık politikalarıyla doğrudan ilgilidir.
Eczacılık mesleği, özünde bir ekip hizmeti olan sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Sizlere ileteceğimiz talepler, eczacılık alanının yanı sıra, sağlıkla ilgili diğer alanların da verimli, üretken ve dinamik bir uygulama yapısına kavuşması için gerekli gördüğümüz önerilerdir.
Biz eczacıların temel önceliği elbette ki mesleğimizle ilgili yasalardır. 6197 sayılı meslek yasamız (EK-1) ve 1262 sayılı ilaç yasası, Türkiye’de ilacı, eczacılığı ve toplum sağlığını koruyan, güvenceye alan temel yasalardır. Bu yasalarda zaaf yaratılmasına izin verilmemeli, yapılacak değişikliklerde mutlaka eczacıların kaygıları da dikkate alınmalıdır. Bu anlamda, 6197 sayılı yasada var olan, “eczanenin sahip ve mesul müdürünün sadece eczacı olması” ve “ilacın yalnızca eczacılar tarafından ve eczanede satılması” ve “eczane açılışlarında eczacı odalarının onayının olması” ilkeleri mutlaka korunmalı, eczacı odalarına meslek alanı ile ilgili yetki ve sorumluluk verilmelidir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yasa Tasarısı ile 1262 sayılı yasada tanımlanan “ilaç” kavramının değiştirilerek, tıbbi ürün kavramının yerleştirilmek istenmesi, yalnız eczacılar için değil halk sağlığı açısından da ciddi bir tehlike oluşturduğunu belirtmek isteriz. (EK-2)
Eczacılar reçete karşılarken, eczacılık fakültelerini bitirerek elde ettikleri bilgilerini, birikimlerini ortaya koymakta, büyük emekler harcamakta ve önemli sorumluluklar almaktadır. Bu çabanın, ilaç fiyatından pay almanın ötesinde, mesleki bir karşılığı olmalıdır. Günümüzde hemen tüm Avrupa ülkelerindeki eczacıların sahip olduğu ve kutu başına verilen belirli bir değeri içeren bu hak, ülkemiz eczacılarına da tanınmalıdır.
Temel taleplerimizden biri de “eczacı meslek hakkı”nın yapılacak bir yasal düzenleme ile güvence altına alınmasıdır. (EK-3)
2004 yılında çıkarılan “İlaç Fiyat Kararnamesi”, eczane ekonomilerinde ciddi sıkıntılara yol açmıştır. Özellikle, 100 YTL ve üzerindeki ilaçlarda eczacı hiç kazançsız hizmet vermekte, 200YTL ve üzerindeki ilaçlarda ise mutlak bir zarar söz konusudur. Yüksek fiyatları nedeni ile yalnızca kamu kurumlarına verilebilen bu tutardaki ilaçlarda, eczacıdan yapılan % 3,5 – 4,5 oranındaki indirim de dikkate alındığında, bu ilaçların satışı bizler için adeta olanaksız hale gelmektedir. (EK-4)
2004 İlaç Fiyat Kararnamesinde yer alan, “ilaç sanayinin kamu kurumlarına yaptığı indirimlerin eczaneler üzerinden geçirilmesi” (EK-5) uygulaması da, eczacıları ekonomik yönden önemli zararlara uğratması yanında, sosyal güvencesi olmayan sade vatandaşların haksızlığa uğradığı bir çifte standarta da neden olmaktadır.
Talebimiz, eczacı kârlılığını önemli ölçüde ortadan kaldıran tüm bu uygulamaların önerilerimizin de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesidir.
Günümüzde biz eczacıları en çok sıkıntıya sokan ve bizlerle birlikte tüm yurttaşlarımızın da tepkisine neden olan uygulamaların başında, kamu ilaç alım protokolleri ile ilgili sorunlar gelmektedir. (EK-6)
Özellikle, protokollerde belirtilen ödeme sürelerindeki gecikmeler ve zaman zaman “avans ödemesi” adı altında yapılan kesintiler, bizleri ekonomik bir yıkıma sürüklemektedir. SSK örneğinde olduğu gibi, sonradan ödenmek üzere yapılan %10’luk kesinti, esasen ilaçta eczacıya kalan kâr payını sonu bilinmez tarihlere ertelemek anlamına gelmektedir. Haziran 2006 itibariyle kaldırılmış bulunan avans uygulamasının 2007 protokol taslağında yeniden yer alması, eczacı tabanımızda şok etkisi yaratmıştır. Aynı taslakta yer alan ödeme süresinin daha da uzatılacağına dair bilgiler de eczacı meslektaşlarımızca yoğun tepkiyle karşılanmaktadır. Çünkü bu şartlarda bu hizmeti sunabilmemiz mümkün olamayacaktır.
Talebimiz, bugünkü protokolde 18 işgünü olarak ifade edilen ödeme süresine uyulması ve 2007 Protokol taslağında yer alan “avans ödemesi” uygulamasının taslaktan çıkarılarak, eczane ödemelerinin eksiksiz yapılmasıdır.
Kamu kurum protokolleri ile ilgili bir diğer önemli sorun da, protokol hükümlerinin adeta daha mürekkebi kurumadan sürekli değişmesi ve provizyon sisteminin yetersizliğidir. Bu durum ilaca ulaşmada büyük zorluklar yaşayan vatandaşlarımızın yoğun tepkilerine neden olmakta ve eczacıları halkla karşı karşıya getirmektedir.
Talebimiz, provizyon sisteminin güçlendirilmesi ve protokol hükümlerinin kalıcı ve sorun yaratmayacak bir tarzda, akılcı bir yöntemle planlanmasıdır. (EK-7)
Biz eczacılar tarafından gündeme getirilen ve ülkemize milyonlarca dolar kazandıran, “Yatan Hasta Reçetelerinin Eşit Dağıtımı” (EK-8) ve “Faktör ve Kan Ürünü Reçetelerinin Eşit ve Sıralı Dağıtımı” (EK-9) uygulamalarındaki başarılı sonuçlardan da söz etmek isteriz.
Ne var ki bu uygulamalara tüm Sosyal Güvenlik Kurumları sahip çıkmalıdır. Sisteme SSK’nın da bir an önce dahil olması sağlanmalı ve eczacı odalarının bu yöndeki çalışmalarına destek olunmalıdır.
Son olarak, gündeme getirildiğini basından öğrendiğimiz “Finans Kurumu” uygulamasının eczacı meslek tabanında yoğun tepkilere neden olduğunu da ifade etmek isteriz. Yaklaşık bir yıl önce gündeme getirildiğinde de eczacı kamuoyu tarafından kabul görmeyen bu uygulama, esasen eczacının kendi alacağına faiz ödemek zorunda kalacağı ve bizleri değil, büyük ilaç şirketleri ve ilaç dağıtım tekellerini memnun edecek bir uygulamadır. Ayrıca eczacılara kredi almak ve bunun karşılığında faiz ödemek gibi bir yöntem dayatılmamalıdır. Sorun ödemelerin protokol hükümlerine rağmen zamanında yapılmamasıdır. Ödeme gecikmeleri nedeniyle alınan ve ödenemeyen krediler birçok eczaneyi batma noktasına getirmiştir. Her geçen gün eczacı odalarına ve kamu kurumlarına yeni icra yazıları gelmektedir.
Talebimiz, eczacı tabanından onay görmeyen ve yoğun tepkilere neden olan “Finans Kurumu” önerisinin gündeme alınmamasıdır.
Uygulanan ilaç politikalarının meslek alanımızda yol açtığı sorunlara ilişkin kapsamlı raporumuz ektedir.
İlgi göstereceğinizi umuyoruz, Saygılarımızla.
İSTANBUL ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU ADINA
BAŞKAN
Ecz.H.ZAFER KAPLAN