22 Ekim 2011 tarihinde Eskişehir Eczacı Odası ev sahipliğinde düzenlenen Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu Toplantısı sonrasında aşağıdaki sonuç bildirgesi kaleme alınmıştır.

Biz Ege Bölgesi Eczacı odaları olarak;

Öncelikle, onlarca vatan evladımızı şehit verdiğimiz, bir o kadarda sivil vatandaşımızı kaybettiğimiz hain terör saldırılarını lanetliyor, şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Bilinmesini isteriz ki; Ülkemizin aydınlık geleceğine, bölünmez bütünlüğüne ve kardeşliğine kastedenler, dün olduğu gibi bugünde başarılı olamayacak, karşılarında barış, kardeşlik ve demokrasi için atan 74 milyon yüreği bulacaktır.

Yeni anayasa çalışmalarında, sözde “demokratikleşme” adı altında bir dizi düzenleme planlanmakta, Meslek Örgütlerinin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının geleceğini tehdit eden düzenlemelerin de olduğunu, sistemli bir şekilde “Sosyal Devlet” ve sivil toplum olgusunun ortadan kaldırılmak istendiğini biliyoruz. Bu konuda Türk Eczacıları Birliğinin kapsamlı bir çalışma yaparak, üyelerinin gücünü de arkasına alarak, Yeni Anayasa çalışmalarında etkin bir rol almasını önemli önceliğimiz olarak talep ediyoruz.

2012 Ocak ayı sonunda geçerlilik süresi bitecek olan ve TEB ile SGK arasında yeniden imzalanacak protokolde; Eczaneleri temsil eden tek kurumun Türk Eczacıları Birliği olduğunu ve Türk Eczacıları Birliğinin taraf olmadığı ve onaylamadığı hiçbir protokolü kabul etmeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.

Sosyal Devlet olabilmenin temel kıstaslarından biri; ülke insanına ücretsiz, eşit ve nitelikli sağlık hizmeti sunabilmektir. Sağlık meslek mensuplarını iş ve ücret güvencesinden yoksun bırakan, insan yerine sermayeyi merkeze koyan, sağlık kurumlarının özelleştirilmesine zemin hazırlayan ,sağlık hizmetlerini piyasalaştıran ve Kanun Hükmünde Kararname şeklinde dayatmacı bir anlayışla çıkarılmaya çalışılan “Kamu Hastane Birlikleri Kanuntasarısına geçit verilmemesi için Türk Eczacıları Birliğinden gerekli inceleme ve çalışmaların yapılıp, üyeleri bazında da bilgilendirme yapmasını talep ediyoruz.

Ülkemizde 2004’te yıllık 2,7 olan doktora gitme sıklığı, yaşadığımız sürece geldiğimizde yaklaşık yıllık 7’ye çıkmıştır. Bununla birlikte nüfusta, kronik ve salgın hastalıklarda yaşanan artış sağlık harcamalarını da doğal olarak arttırmıştır. Son günlerde, bu artışta en büyük payın ilaç harcamalarından kaynaklandığı gibi yanlış ve tutarsız bilgiler kamuoyuna servis ediliyor, fatura yine Eczacıya kesilmek isteniyor. Geçtiğimiz birkaç yıldaki kamu sağlık harcamalarına bakıldığında; ilaca ayrılan payın yıldan yıla azaldığını, özel hastane ve sağlık kuruluşlarına ayrılan payın ise hızla arttığını görürüz. Her fırsatta vurguladığımız gibi ;sağlık hizmetleri sermaye gruplarının insafına terk edilemeyecek,piyasalaştırılamayacak ve “global bütçe” gibi ekonomik bir kalıba sıkıştırılamayacak kadar önemli temel bir insan hakkıdır. Her yıl -üstelikte alanında yetkin olmayan kişilerce ve meslek örgütlerinin fikri alınmadan karar verilen- global bütçe hedeflerinin tutturulması için, gerek muayene ücretleri ve artan katkı payları aracılığıyla hastalara, gerekse artan kamu kurum iskontoları aracılığıyla Eczacılara yapılan dayatmalara karşı birliğimizden daha kalıcı ve akılcı çözümler getirilmesi için çalışma yapılmasını ,ayrıca İlaç Fiyat Kararnamesinin Eczanelerde yaşanan gerçeklere uygun olarak güncellenmesi gerekliliğini bildiriyoruz.

Her geçen gün artan Eczacılık Fakültelerinin açılmasını ve kontenjanlarını gelecekteki Eczacı gereksinimine göre yeniden revize edilmesini, eczane eczacılığı dışında yeni iş seçenekleri oluşturulmasını, “yardımcı eczacılık” ve “ikinci emeklilik” gibi düzenlemelerin yapılmasını, “ nüfusa göre eczane” sınırlamasının biran önce hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaların ivedilikle yapılmasını talep ediyoruz.

Son günlerde internet ortamında ve birçok noktada satışına izin verilen bitkisel ürün ve drogların konunun uzmanlarına danışılmadan, üstelik sağlıksız bir şekilde hazırlanması ve halk sağlığını tehdit edecek şekilde ve sadece ticari kaygılar gözeterek satışının yapılmasının önüne geçilmesi, ayrıca bu ürünlerin halka sunulacağı en doğru yer olan eczanelerimizde daha fazla yer alması için gereken planlamanın yapılmasını diliyoruz .

Devletin tasarruf sağladığı, hastalarımızın da memnun olduğu Diyaliz reçetelerinin sıralı dağıtımının durdurulmasının arkasında, bu uygulama nedeniyle rant sağlayamayan kişi ve firmaların olduğunun farkındayız. Türk Eczacıları Birliğinden bu durumun takipçisi olmasını ve sıralı dağıtım sisteminin SGK ile yapılacak yeni sözleşmede daha da genişletilerek ve tüm bölgelerimizde uygulama birliği sağlanacak şekilde değiştirilmesi için çalışmalar yapmasını talep ediyoruz.

Önümüzdeki dönem seçilecek Merkez heyetimizin; geniş tabanlı, dinamik, etkin, geleceği planlayan ve akılcı çözümler üretmek adına görevi en iyi şekilde yapacağına inanıyoruz.Ülkemizde birçok kesime örnek olan örgütlü yapımızla önümüzdeki süreçte üzerimize düşen katkıyı vereceğimizi deklare ediyoruz.

Saygılarımızla,

TEB 3. Bölge İzmir Eczacı Odası
TEB 7. Bölge Bursa Eczacı Odası
TEB 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası
TEB 15. Bölge Isparta Eczacı Odası
TEB 16. Bölge Denizli Eczacı Odası
TEB 21. Bölge Aydın Eczacı Odası
TEB 29. Bölge Manisa Eczacı Odası
TEB 30. Bölge Balıkesir Eczacı Odası
TEB 32. Bölge Muğla Eczacı Odası
TEB 33. Bölge Afyon Eczacı Odası
TEB 35. Bölge Kütahya Eczacı Odası
TEB 36. Bölge Çanakkale Eczacı Odası
TEB 46. Bölge Uşak Eczacı Odası
TEB 54. Bölge Burdur Eczacı Odası



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat