Eczacı ‘alamıyor’ SSK’lı ‘bulamıyor’

Eczacılar Bakanlıktan alacaklarını tahsil edemeyince, başta SSK’lılar olmak üzere vatandaşa ilaç vermemeye başladı.Vatandaşa verilmeyen ilaçlar arasında hayati önemi olan Actorel, Plavix, Pritor gibi kalp ve kolesterol ilaçları da var.

Sağlık Bakanlığı anlaşma yaptığı eczanelerin parasını altı aydan uzun bir süre boyunca göndermediği için sıkıntı yaşayan eczacılar halkla karşı karşıya gelmeye başladı... Verdikleri ilaçların bedellerini tahsil edemeyen eczanelerin bir kısmı, ilaç depoları da vadelerini kısalttığı için yeterli ilaç alamıyor ve başta SSK’lılar olmak üzere vatandaşa “Bu ilaç bizde yok” deyip geri gönderiyor. Elinde reçetesi eczane eczane dolaşıp hastasına ilaç bulmaya çalışan vatandaşlar ise faturanın kendilerine kesilmesinden rahatsız. Eczacılar alacaklarının anlaşma yapılırken söz verildiği gibi düzenli olarak ödenmesini beklerken, vatandaşlar mağdur olmak istemiyor. İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan da vatandaşla karşı karşıya gelmek istemediklerini belirterek, “Bıçak kemiğe dayandı. Bizi bu ülkenin insanıyla karşı karşıya getirmesinler. Başta verdikleri sözü tutsunlar, ödemeleri biran önce yapsınlar” dedi.

“Vatandaşla karşı karşıya getirmeyin”

Yenigün Gazetesi’nin görüştüğü eczacılar ise vatandaşı mağdur etmemek için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak ilaç depolarına olan borçlarının alacaklarından fazla olmaya başladığını belirterek, şunları söyledi: “SSK ile geçen yıl kasım ayına kadar düzenli ödeme vardı. Ancak ondan sonra bozuldu. Fatura tutarı ile bakanlıktan gelen tutar birbirini tutmuyor. Alacaklarımız zamanında ödenmediği gibi, gelen paranın hangi ayın parası olduğu içeride ne kadar ve neye göre kesinti yapıldığını da bilmiyoruz. Şimdi de nisan ayına kadar ödeme yapamayacaklarını söylüyorlar. Depolar da uzun vade yerine kısa vade yapmaya başlayınca ve kurum ödemesi olmadığı için hastalara yok demek zorunda kalıyoruz. Sözleşme nedeniyle vatandaşa ilacını vermek zorundayız. Ama yeterli para gelmediği için az ilaç almak zorunda kalıyoruz. Hükümet başta verdiği sözleri tutsun. Vatandaşla karşı karşıya getirmesinler bizi.”

“Kepenk de indirebiliriz”

“Bıçak kemiğe dayandı” diyen İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan da, şöyle konuştu: “Verilen sözlerin hiçbiri tutulmadı. Oysa geçiş sürecinde eczacıya büyük sorunlar yaratılmayacağı, ödemelerin zamanında yapılacağı şeklinde ciddi sözler verilmişti. Alacaklarımızı zamanında ödemedikleri gibi sudan sebeplerle kesintiler yapılıyor. Hastayı mağdur etmemek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama öyle bir noktaya geldi ki, bıçak kemiğe dayandı. Aslında vatandaş da sıkıntımızı biliyor. Ama o an hastasına ilacını almak isteyen vatandaşa, ‘şu nedenle ilacını veremiyoruz, bakanlık şu koşullarda ödemiyor’ demek o kadar zor ki. İlaçların bedellerinin ödenmesiyle ilgili sıkıntımız aşılamıyor. Sürekli değişen kurallar, tasarruf amaçlı mantık dışı uygulamalarla zaten canımızdan bezdirdiler, üstüne para da vermiyorlar. Bizi bu ülke insanıyla karşı karşıya getirmesinler.Biran önce bu sorunu çözsünler. Düzeltme yapılmazsa eczaneler halkı mağdur etmeden bunun yöntemini de bulurlar. Geçmişte bunun örneklerini verdik, yani gerekirse eczaneler kepenklerini indirir.”

“Bu ilaç bizde yok”

Sağlıkta dönüşüm projesi çerçevesinde vatandaşları ilaç kuyruklarından kurtarmak, ilaca daha kolay ulaşmalarını sağlamak amacıyla serbest eczanelerle yapılan anlaşmalarda yaşanan sıkıntılar had safhaya ulaştı. Vatandaşa satılan her reçetenin bedelini zamanında alacakları sözü verilen eczacılar ilk birkaç aydan sonra devletten alacaklarını alamamaya başladı. Birkaç ayla başlayan ödememe süreleri sekiz aylara kadar ulaştı. Sağlık Bakanlığı’ndan alacaklarını zamanında tahsil edemedikleri için ilaç depolarından yeterli miktarda ilaç alamayan eczacılar ise ne yapacaklarını bilemez durumda. Sözleşme gereği ilaçları vatandaşa vermek zorunda olan eczacılar çareyi, gelen vatandaşlara “Bu ilaç bizde yok” demekte buluyor. Ama olan vatandaşa oluyor. Vatandaşlar reçeteleriyle birlikte ‘bir umut, belki vardır’ diye eczane eczane dolaşmak zorunda kalıyor. 

Halide Demir-Yenigün Gazetesi