Sayı:18.B.652 Zonguldak,08/06/2007
SAYIN T.E.B. MERKEZ HEYETİ ÜYELERİ
ANKARA
Mesleğimizin en kritik döneminin yaşandığı şu günlerde Diyarbakır’da yapılan Bölgelerarası toplantı mesleğimiz adına hiçbir katkı sağlamamıştır.
Toplantı da ister istemez Mehmet Domaç’ın istifası üzerine gündem oluşmuş, diğer sorunlar öncelikle yeni yayımlanan Tedavi Yardımı ve SGK Talimatları ile ilgili aksaklıklar konuşulmasına rağmen bir neticeye bağlanamamıştır.
Söz alan tüm Oda Başkanları, Domaç’ın iktidar partisinden aday olması nedeniyle bundan böyle tarafsız olamayacağından haklarımızı savunamayacağı gerekçesiyle hemen istifa etmesi gerektiğini söylemelerine rağmen hem Sayın Domaç hem de Merkez Heyeti olaya tam anlamı ile duyarsız kalmışlardır.
Bölgeler arası toplantının açılış konuşmasını AKP rozeti takma töreninde olduğu için yapmayan Sayın Domaç , kapanış konuşmasında ise hiç bir konuşmaya ve eleştiriye (sadece sayın Çağatay ÇAKAR’ın, Domaç’ın Ankara’da Tepe grubundan aldığı villa ve İstanbul’da alınan bina için eleştirisine “beni para ile bitiştirmeyin” demiştir.) cevap vermeyerek kendince bir konuşma yapmış, sonuçta yapılan tüm eleştiri ve öneriler havada kalmıştır.
Böylece çok önemli bir toplantı Sayın Domaç’ın hayallerine ve hırsına heba edilmiştir.
Böylece Sayın Domaç, Meslek Örgütünün bu çok önemli toplantısının gündemini kilitleyerek Mesleğimize zarar vermiştir.
Kaybedecek vaktimiz yoktur. Mesleğimiz üzerine yeni oyunlar oynanmaya çalışılıyorken Sayın Domaç’ın hem Başkanlık görevini sürdürmek hem de iktidar partisinden milletvekili adayı olma lüksü yoktur.
Son yayınlanan Tedavi Yardımı ve SGK Tebliğlerindeki yatan hasta reçetelerinin 120 gün sonra tamamen hastanelerden % 3,5 iskonto ve 15 gün geri ödeme ile karşılanacağına ilişkin madde, ardından 7 Haziran 2007 Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanunun da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ki bu kanun, hastanelerin çerçeve sözleşmeler yaparak sürekli ihtiyaç duydukları (Örneğin yatan hasta ilaçlarının dağıtım kanallarından alınması gibi) mal ve hizmetleri 24 ay süreyle ve ödeneğe bakılmaksızın karşılamalarına olanak sağlıyor. Ayrıca 3 Haziran 2007 de TBMM gündeminde görüşülerek kabul edilen şu anda Sayın Cumhurbaşkanının onayına sunulan, “Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile de Kamu Hastaneleri ve bu hastaneler içindeki eczanelerin 49 yıllığına işletilmek üzere gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine kiralanmasının önü açılıyor. Böylece hükümetteki iktidar partisi giderayak bir dizi operasyon ile serbest eczanelerde yapamadığı zincir eczane olayını hastane eczanelerini özelleştirerek ve zincirleştirerek ortaya koymaya çalışmakta ayrıca serbest eczanelerin elinden yatan hasta pazarını da almaya çalışmaktadırlar.
Önümüzde böyle bir tehlike varken ve bir gün bile kaybedecek vaktimiz yokken sayın Domaç hala örgütün ve mesleğin geleceğinin önünü tıkamaktadır.
Sayın Domaç 12 yılını bu göreve adamış, çalışmalar yapmış bizleri bugüne kadar temsil etmiştir. Bu inkar edilemez, ancak birliğimizin saygınlığı ve başarısı ve mesleğimizin geleceği açısından bu görevi acilen bırakmalıdır. Kendisi bırakmıyorsa Sayın Merkez Heyeti’nin, sorumluluğunu yerine getirerek kendisini istifaya davet etmesi gerekmektedir. Yoksa bundan böyle mesleğimiz adına doğacak tüm olumsuzluklardan Domaç kadar Merkez Heyeti de aynı oranda sorumlu olacaktır
Merkez Heyeti, Domaç’ın istifasını sağlayamıyorsa kendileri istifa etmelidirler.
Aksi takdirde biz Zonguldak Eczacı Odası Yönetim Kurulu ve Delegasyonu olarak Olağanüstü Kongre için gereken her türlü eylemi yapacağız.
Saygılarımızla.
Zonguldak Eczacı Odası
Yönetim Kurulu ve Delegasyonu Adına
Ecz. Sema KARAGÜLLE
BAŞKAN
Zonguldak Eczacı Odası Başkanı Ecz.Sema KARAGÜLLE' nin SGK Sağlık Uygulama Tebliği Hakkında TEB Merkez Heyeti' ne yazdığı yazı :
Sayı:18.B.653 Zonguldak, 08/06/2007
T.E.B. MERKEZ HEYETİ’NE
ANKARA
15.06.2007 Tarihinde yürürlüğe girecek 2007 SGK ve Bütçe Tebliği üzerinde Eczacılık Mesleğimizin devamı açısından aşağıdaki maddelerin kabul edilebilirliği yoktur.
I. Yatan hastaların ilaçlarının 120 gün sonra hastane eczaneleri tarafından karşılanması ve hastanelere %3.5 iskonto yaptırılarak 15 günde faturalarının ödenmesi, yani hastanelerin (özel ve kamu hastanelerinin) devlet tarafından ödüllendirilmesi biz eczacılara yapılmış bir hakarettir. Bizler devlete %4.5 iskonto yaparak, her türlü riski yüklenerek ve ödemelerimizi en erken 120 gün sonra alarak cezalandırılıyoruz. Ayrıca dünkü Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren “Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun” hastanelerin çerçeve sözleşme yaparak yatan hasta ilaçlarının dağıtım kanallarından 24 ay süreyle ve ödeneğe bakılmaksızın alınmasını öngörüyor. Ayrıca 3 Haziran 2007 de TBMM den geçirilerek kabul edilen ve Cumhurbaşkanının onayına sunulan “Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair kanun” ile de Kamu hastaneleri ve bu hastanelerdeki eczanelerin 49 yıllığına belirli bir kira karşılığı özel kişiler tarafından işletilmesinin önü açılıyor. Meclisin kapanmasına yakın son anda geçirilen bu maddeler ile 15.06.2007 de yürürlüğe girecek talimatlardaki yatan hasta reçetelerinin 120 gün sonra tamamen hastanelerden karşılanması ve günü birlik tedavi uygulamasının anlamı ortaya çıkıveriyor. Bu hükümet giderayak mesleğimiz ile ilgili bu çok önemli hususları kabul ederek serbest eczanelerde uygulamaya koyamadığı zincir eczane olayını hastane eczanelerini özelleştirerek ve zincirleştirerek ortaya koymaya çalışmaktadır.
II. 3 Aydır Bağ-Kur’dan katılım paylarını alamadığımız bu bilgisayar ortamında bir de SSK emeklilerinin katılım paylarının maaşlarından kesilmesi bizlerin maddi sıkıntılarını daha da arttıracaktır.
III. Teşhislerde kısaltma istenmemesi bizleri sürekli hekimler ve hastalar ile karşı karşıya bırakacak bir madde. Geçen seneki Bütçe Talimatı ile tüm uğraşlarımızla teşhis yazmaya alıştırdığımız hekimlere şimdide kısaltma yapmadan teşhis yazması maddesinin hatırlatılması bizleri yine birbirimize düşürecek. Peki bu kimin işine yarayacak?
IV. SSK’nın veznedarlığını yaparken bir de Bağ-Kur’un veznedarlığını yapmak nereden çıktı? Bizler, SSK’nın makbuz paralarının devletin hastaneleri, devletin sağlık ocakları daha doğrusu devletin memuru tarafından alınması adına bir çalışma yapılmasını beklerken, birde Bağ-Kur’un makbuz paralarını da devlet adına tahsil etmemiz isteniyor. Bizler hasta ile daha fazla karşı karşıya kalmak değil, onlara hizmet vermek istiyoruz.
VI. SGK emeklilerinin ilaç almadan doktora çıktığı her bir muayenenin makbuz ücreti ilk reçeteyi alacağı eczane tarafından tahsil edilir (6.1) maddesi ile, ilaç katılım payı miktarının gelir ve aylıktan fazla olması durumunda kurumla sözleşme yapmış serbest eczane tarafından kişiden tahsil edilir (6.2.3.1) maddesi, eczacıyı tamamen devletin memuru pozisyonuna sokmuştur. Devlet bu işi yapan memurlarına bile ayrıca tazminat öderken devlete hizmet sunan eczacıya hak ettiği parayı zamanında ödememektedir.
Kabul edilmesi imkansız olan bu maddelerin düzeltilmesi için gereği ivedilikle yapılmalıdır. Özellikle mesleğimizin geleceğini tehdit eden I. Madde de açıkladığımız hususlar ile ilgili acilen girişimde bulunulmalı ve kaldırılması için her türlü eylemin yapılması gerekmektedir..
Ecz.Sema KARAGÜLLE
BAŞKAN
Gereği için : TEB Merkez Heyeti ve Bölge Eczacı Odalarına