Eczacının Sesi'nin notu: "Davaya müdahil olmak isteyen meslektaşlarımız için Danıştay daire ve esas no'su belli olduğunda gerekli dilekçe örneğini de içeren bilgi verilecektir."
Geçici Kabul Tarih ve No: 24.07.2007 / 11559
yürütmeyi durdurma taleplidir-
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI?NA 24/07/2007
-gönderilmek üzere-
İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI?NA
DAVACI : ECZACI M. CAN YETİŞEN
YETİŞEN ECZANESİ- ESKİ EDİRNE ASFALTI 268 SOKAK NO:18/2
500 EVLER/ KÜÇÜKKÖY-GAZİOSMANPAŞA/ İSTANBUL
DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
ZİYABEY CAD. NO:6 BALGAT / ANKARA
DAVA ŞEKLİ : YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİ İPTAL DAVASI
KONU : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının 26532 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanmış 25-Mayıs-2007 tarihli Tebliğinin tümüyle, tüm hükümleri ile bu tebliğe göre yayımlanmış genelgelerin, duyuruların, 13/06/2007 tarhli 2007/46 No:lu faturaların örnekleme yöntemiyle incelenmesini getiren ödeme genelgesinin ve diğer konu ile ilgili genelgelerin ve 01/07/2007 tarihinden itibaren sosyal güvenlik kurumu genel sağlık sigortası genel müdürlüğü sağlık işleri il müdürlükleri tarafından geçerli olduğu duyurulan sosyal güvenlik kurumu kapsamında ki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 PROTOKOL?ünün ve bu protokol gereği hazırlanan 2007 sözleşmelerin tümüyle, geçmişe yönelik olarak tüm hükümleri ve sonuçları ile iş bu dilekçemizde arz olunan nedenlerle hukuka aykırı ve/veya hukuken yoklukla malul bulunduğundan iptali ve yürütmesinin durdurulmasını taleplerini içeren dava dilekçem.
A Ç I K L A M A L A R
1-Anayasamızın 135.maddesi uyarınca kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olan 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Yasası ile kurulmuş ve tüzel kişilik kazanmış olan İstanbul Eczacı Odasının 2081 sicil numaralı üyesi olarak sahibi ve sorumlu müdürü olarak işletmekte olduğum Sağlık Bakanlığından ruhsatı haiz Yetişen eczanesi isimli eczanemde, mesleğimi icra etmem ve eczanemin işletilmesi için fiilen mecburi olarak ilaç pazarının %90?nını elinde tutan kurumlarla anlaşma yapmak zorunda olduğumdan iptali istenen uygulamalar nedeniyle telafisi güç ve imkansız zararlara uğrayacağımdan ve kişisel haklarımın da zarara uğrayacağından işbu davayı açmış bulunuyorum.
2- İPTALİ İSTENEN TEBLİĞ İÇİN AÇIKLAMA
Sosyal Güvenlik Kurumları olan SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı tarafından Kurum Sigortalılarına verilen sağlık hizmetinden ve dolayısı ile sağlık yardımından faydalanan sigortalıların ilaçlarının temini konusunda şartları tespit etmek üzere her yıl olduğu gibi 2006 yılında da eczacıları temsilen Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile her kurum ayrı ayrı protokol imzalamıştır. Bu protokollere istinaden eczacılar da kurumlarla ayrı ayrı sözleşme imzalayarak anlaşma yapmışlardır.
Bu protokol ile protokolün eki olan şartname niteliğinde ki kurum sağlık uygulama tebliğleri doğrultusunda Kurumların sigortalılarının serbest eczanelerden ilaç alımlarının koşulları belirlenmektedir. Protokol şartlarına istinaden serbest eczane sahibi eczacılar kurumla, kurum sigortalılarının eczanelerinden temin edeceği ilaçlarla ilgili sözleşme yapmaktadırlar. Sözleşme yapılması ile birlikte belirlenen tüm kurallar ve sağlık uygulama tebliğlerinin ilgili hükümleri yürürlüğe girmektedir.
2007 yılı için kurum sigortalılarının eczanelerden temin edeceği ilaçlar için, eczacıları temsilen 6643 sayılı yasanın 39/ j maddesine göre Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile Kurumlar yeni bir protokol ve bu protokol gereği eczacılar SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı kurumları ile sözleşme yapmadan, 5502 sayılı yasa ile devraldığını beyan ettiği SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı sosyal güvenlik kurumlarının üçünün adına hareket eden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı daha yapılmamış 2007 protokolünün ve sözleşmesinin eki olarak koşulları belirleyecek eczanelerden ilaç hizmeti alımının şartnamesi niteliğinde ki Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğini (kısaca SUT) 2007 protokolü ve sözleşmesi yürürlüğe girmeden 25-Mayıs-2007 günü resmi gazetenin mükerrer sayısında 26352 sayı ile yayınlayarak 15-Haziran-2007 tarihinde yürürlüğe sokmuş ve tüm Kurum sigortalılarına ilaç veren eczanelere bu uygulama tebliğinin kurallarına göre ilaç vereceksiniz talimatını vermiştir. Bu işlem hukuka aykırı olarak, henüz ortada yeni bir anlaşma yok iken anlaşma var farz edilerek yeni bir uygulama tebliğinin ilaç alım kuralları hukuka aykırı olarak yürürlüğe konulmuştur.
16/05/2006 tarihli 5502 sayılı yasa ile kurulmuş sosyal güvenlik kurumuna görev ve yetki veren, tüm sosyal güvenlik kurumu üyelerinin emeklilik işlemleri, prim miktarları, emeklilik aylıkları ve sağlık hizmetlerinden faydalanma koşulları ve uygulamaları gibi konularda tek tip uygulamayı, tek tip standart uygulamayı, tek norm birliğini sağlayacak olan ve tek çatı uygulaması diye bilinen 5510 sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI YASASI, Anayasa Mahkemesinin kısmi iptali sonucunda yürürlülüğü 09/05/2007 tarihli 5655 sayılı yasa ile 01/Ocak/2008 tarihine ertelenmiştir. Böylece Sosyal güvenlik kurumu 5510 sayılı yasa ile kendisine verilecek olan tek çatı, tek tip sağlık hizmeti sunma görev ve yetkilerinden mahrum kalmıştır.Bu hukuken eksikliğe rağmen Kurum sanki 5510 sayılı yasa yürürlükteymiş gibi, o yasanın kendisine vereceği görev ve yetkileri Ocak 2008 den yedi ay önce çıkardığı 25/05/2007 tarihli kısaca SUT diye bilinen sosyal güvenlik kurumu sağlık uygulama tebliği ile tek tip sağlık uygulamasını hukuka aykırı bir şekilde yürürlüğe sokmuştur.
Bu kısaca adı SUT denen uygulama tebliğini yürürlüğe sokarken, devlet memurları açısından kısmi iptal gören ve yürürlüğü 01-Ocak-2008?e ertelenen, yasanın GENEL SAĞLIK SİGORTASI hükümlerini hukuken yetkisi olmadan SUT ile uygulamaya sokarken, devlet memurlarını Tebliğ kapsamına almayarak, onlarla ilgili tedavi uygulama tebliğini (TUT) yine Maliye Bakanlığının yapması iddiamı doğrular şekilde, yürürlüğü ertelenmiş yasayı yürürlükteymiş gibi geçerli kabul etmiştir. Yine tüm sigortalıları emekli maaşları diğer emeklilik işlemleri açısından tek tip, eşit yapan 5510 sayılı yasanın Anayasa Mahkemesince iptalinden etkilenmeyen devlet memuru dışında ki sigortalıların emekli maaşlarını tek tip yapmak için 5510 sayılı yasayı yürürlükte kabul etmemiş, sadece sağlık hizmeti sunumu açısından GENEL SAĞLIK SİGORTASI uygulamasını içeren 5510 sayılı yasayı yürürlükte farz etmiştir. Burada da SGK hukuka aykırı işlem yaparken bile kendi içinde çelişkili davranmıştır.
Çelişkinin sebebi, yürürlüğü 01/01/2008?e ertelenmiş 5510 sayılı yasanın, SGK?ca emeklilik işlemleri açısından yürürlükte kabul edilmesi ile SSK?lı, Bağ-Kur?lu ve Emekli Sandığı mensuplarının maaşlarını da eşitlemek gerekeceğinden ve bu eşitlemenin bilhassa Emekliler ve sonrasıyla SSK?lılar açısından hoş kabul edilmeyeceği aşikardır.
Fakat, genel sağlık sigortası yürürlükte kabul edilerek, yapılan SUT düzenlemesi toplumun tüm kesimleri tarafından bilhassa 35 milyon SSK?lı ve 10 milyon Bağ-Kur?lu tarafından hoş karşılanmıştır.
Bu hukuka aykırı ve kendi içinde çelişkili olan durum, 09/05/2007 tarihinde 5655 sayılı kanunla, önce 5510 sayılı yasanın yürürlüğünün 01/01/2008?e ertelenmesi işlemi ile başlamış ve 24-Kasım-2006 günü SGK yönetim Kurulunu çoğunluk olarak oluşturmasına rağmen üç sosyal güvenlik kurumunun tüzel kişiliğinin sona ermesini hiç düşünmeyip uygulamayan(ki hukuka uygun şekil budur) SGK birden üç kurumun ilaç hizmeti alım protokollerini SGK olarak uzatma yoluna gitmiştir. Böylece SGK devreye girerek, ertelenen 5510 sayılı yasanın halka hoş gelecek genel sağlık sigortası kısmını eşitlik, tek tiplik adına uygulamaya sokmak için çalışmaya başlayarak 25/05/2007 günü SUT?u yayımlamıştır.
Bu tarihi sıralamaya ve bakınca 09/05/2007 gününe kadar tüzel kişilik yokluğunu ve üç kurumu birden temsil etme görevini(!) uygulamayan, üç kurumun kendi yasalarına göre ayrı ayrı uygulamalar yapmasına karışmayan SGK (ki doğrusu ve hukuka uygunu, 5502 sayılı kuruluş yasasına uygun olan tavırdır), 2007 Mayıs ayı başında birden atağa kalkmış ve böylece hukuka aykırı işlemler dizisi başlamıştır.
5502 sayılı yasa ile kurulmuş Sosyal Güvenlik Kurumunun amaç, kuruluş, teşkilat ve görev ve yetkileri şöyledir;
Amaç ve kuruluş
MADDE 1- Bu Kanunun amacı, Sosyal Güvenlik Kurumunun kuruluş, teşkilât, görev ve yetkilerine ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.
Bu Kanun ile Kuruma görev ve yetki veren diğer kanunların hükümlerini uygulamak üzere; kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî açıdan özerk, bu Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda özel hukuk hükümlerine tâbi Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmuştur. Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşudur. Kurumun merkezi Ankara'dadır.
Kurum, Sayıştay'ın denetimine tâbidir.
Tanımlar
MADDE 2- Bu Kanunda geçen;
a) Bakanlık : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,
b) Bakan : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını,
c) Kurum : Sosyal Güvenlik Kurumunu,
ç) Genel Kurul : Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Kurulunu,
d) Yönetim Kurulu : Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunu,
e) Başkanlık : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığını,
f) Başkan : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanını,
g) Genel müdürler : Sosyal Sigortalar Genel Müdürü, Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü, Primsiz Ödemeler Genel Müdürü ve Hizmet Sunumu Genel Müdürünü,
ifade eder.
Kurumun amacı ve görevleri
MADDE 3- Kurumun temel amacı; sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve malî açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmektir.
Kurumun görevleri şunlardır:
a) Ulusal kalkınma strateji ve politikaları ile yıllık uygulama programlarını dikkate alarak sosyal güvenlik politikalarını uygulamak, bu politikaların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak.
b) Hizmet sunduğu gerçek ve tüzel kişileri hak ve yükümlülükleri konusunda bilgilendirmek, haklarının kullanılmasını ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini kolaylaştırmak.
c) Sosyal güvenliğe ilişkin konularda; uluslararası gelişmeleri izlemek, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlar ile işbirliği yapmak, yabancı ülkelerle yapılacak sosyal güvenlik sözleşmelerine ilişkin gerekli çalışmaları yürütmek, usûlüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmaları uygulamak.
ç) Sosyal güvenlik alanında, kamu idareleri arasında koordinasyon ve işbirliğini sağlamak.
d) Bu Kanun ve diğer kanunlar ile Kuruma verilen görevleri yapmak.
?
Kurumun devir alarak bünyesine aldığı üç sosyal güvenlik kurumunun tüm devir işlemlerinin tamamlanıp, Kasım-2006 ayında kurum yönetim kurulu oluşturularak devir alınan üç sosyal güvenlik kurumunun tüzel kişiliklerinin sona erdiğini, kurumun başkan vekili Birol Aydemir kurumun bülteninde 4-Temmuz-2007 günü açıklamıştır.
Sosyal güvenlik reformu kapsamında çıkarılan yasalardan biri olan 16-Mayıs-2006 tarihli 5502 sayılı kanun ile kurulan sosyal güvenlik kurumunun amacı ve görevi gereği, devir alarak tüzel kişiliği sona ermiş eski üç kurumun tüm üyelerine tek tip emeklilik işlemleri ve tek tip sağlık hizmeti sunmasını (genel sağlık sigortası ile) sağlayacak olan 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası yasası 31-Mayıs-2006 günü yasalaşmıştı.
5510 sayılı yasa, sosyal güvenlik kurumuna görev ve yetki vererek eski yani devir olunmuş kurumların(SSK- Bağ-Kur ve Emekli Sandığı) mensuplarını bilhassa hakları açısından tek çatı altında toplayarak her birisi için farklı olan emeklilik işlemlerini ve sağlık hizmetlerinden faydalanma koşullarını tek tip haline getirerek bu farklı kurallara tabi kurum mensuplarına uygulanacak sağlık hizmetlerinden yararlanma koşullarını standart hale getirerek tek bir norm birliği sağlayacaktı. Sosyal güvenlik kurumunun bu 5510 sayılı yasaya tek çatı ve norm birliği açısından ve tek bir genel sağlık sigortasını uygulaması açısından da ihtiyacı vardı.
Yasa koyucu 5502 sayılı yasaya, KURUMA GÖREV VE YETKİ VEREN DİĞER YASALARIN HÜKÜMLERİNİ UYGULAMAK ÜZERE diyerek amaç ve görev maddesi koyarak tek çatıda toplanacak kurum mensuplarına tek tip ve eşit kurallı sağlık hizmeti verilmesi için diğer yasaların maddelerinden faydalanma imkanı tanımıştı.
SGK sadece alt yapı hizmetlerini geliştirme, hazırlama, teşkilatlanmayı sağlama, üç kurumu teşkilat olarak toparlama görevi verilmiş, bir örgütlenmeyi kurma ve hazır hale getirme görevi ile yani kuruluş yasası ile kurulmuş olup, kendisine görev ve yetki verecek olan sosyal güvenlik reformu kapsamında TEMEL YASA olarak TBMM?de görüşülerek kabul edilmiş 5510 sayılı yasanın kendisine vereceği görev ve yetkiyle, sosyal güvenlik reformunu hayata geçirecek idi. 5510 ile adeta beyine, kola bacağa, organlara hayat verecek kana kavuşacaktı.
Bu kan gelmeden, SGK kuruluş yasası gereği organları hazırlayacak ve organlara kan(5510) gelince ne yapacaklarının alt eğitimini veren ve organları kana(5510) hazırlayan bir kurumdur. Ancak 5510 ile organlar canlanır ve kuruluş ile kendisine tanınmış görevleri yapmaya başlar.
Tüm geçici maddeler ile devir aldığı sosyal güvenlik kurumlarının yasalarıyla oluşan sağlık hizmeti sunma görevlerini, 5510 yasasının vereceği tek tip yapma, tek norm sağlama görevlerini bekleyerek her kurumun yasalarında ki görevleri tek tek uygulanmasını sağlayarak sağlık hizmetinin devamını sağlamakla sınırlı olan görevini Mayıs-2007 başına kadar uygulamıştır. Mayıs-2007 ayı başından itibaren, artık yasal görevlerini terk ederek, hazırlık anlamında kendine verilen görevleri aşarak bu görevler aslen verilmiş gibi yürürlükte olmayan 5510?nun açığını kapatmaya başlamıştır. Hukuken yoklukla malul olan hukuka aykırı işlemler süregelmektedir.
Genel sağlık sigortası uygulamasını getiren 5510 sayılı yasa tüm ayrıntıları düzenlemiş, sağlık hizmetinin nasıl verileceğini, nasıl hizmet satın alınacağını, SGK?ya hangi usul ve esaslar içinde çalışacağını belirten görev ve yetkiler vererek ve tüm bunlar için hangi yasal işlemler yapılacağına kadar her şeyi ayrıntılı olarak düzenlemiştir.
5510?nun 62.,63.72.maddeleri tek tip genel sağlık sigortasının finansmanına kadar ve hangi usul ve şekilde yapılacağına kadar her şeyi hüküm altına almıştır. Bu maddeler yürürlükte olmadan SGK tek tip sağlık hizmeti sunma olan genel sağlık sigortası konusunda parmağını kıpırdatamaz.
5510 olmadan SGK sağlık konusunda sadece, devir işlemlerini yaptığı kurumlar adına geçici maddeler ile tanınmış olan bu kurumlar adına ve tek tek onların eski görevlerini yine onların adına yerine getirir. Ancak tek bir satır bile fazladan yetki kullanmadan, tek bir iyileştirme olsun, düzenleme olsun devir alınmış kurumların yasalarının verdiği görev ve yetki dışına çıkamaz. Şimdiki gibi çıkarsa hukuka aykırı işlem yaparak hukuken yoklukla malul işlemler yapmış olur.
Tek tip ve eşit sağlık hizmeti uygulanması yani genel sağlık sigortası herkesin tüm sağlık hizmetlerinden eşit ve farklı olmayan yani SSK?lı için farklı, Bağ-Kur?lu için farklı, Emekli Sandığı mensubu için farklı olmayan kurallarla yararlanmaları, mesela üniversitelerin tıp fakülteleri hastanelerine sevksiz gidemeyen SSK?lı, sevk ve hiçbir kısıtlama olmadan gidip tedavi olan Emekli Sandığı mensubu, çok acil haller dışında hiç gidemeyen Bağ-Kur?lular (gidince parasını varsa cebinden ödüyör ve kurumundan %30?unu alabiliyordu) için kuralları eşitleyen, faydalanma haklarını eşitleyen tüm kuralları tüm sigortalılar için tek tip, tek standart hale getirerek TEK BİR GENEL SAĞLIK SİGORTASI düzenleyen 5510 sayılı yasa ile de Sosyal Güvenlik Kurumuna (kısaca SGK?ya ) görev ve yetki verilerek TEK ÇATIYI, TEK TİP SAĞLIK HİZMETİ?ni devir aldığı ve tüzel kişiliğine son verdiği kurumların mensuplarına sunma yetkisi ve imkanı verilmişti.
3- İPTALİ İSTENEN PROTOKOL VE SÖZLEŞME METNİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA
Kurumların serbest eczanelerden, mensupları için ilaç alımı yapması kuralları;
4734 sayılı kamu ihale yasasının 2 inci maddesinin (c) bendinde sayılan sosyal güvenlik kurumları mensuplarına aynı yasanın 3 üncü maddesinin (h) bendinde sayılan ilaç ve tıbbi malzeme alımları için eczacılarla koşulları belirlemek için protokol yaparlar.
Bu protokolü eczacı adına Türk Eczacıları Birliği merkez heyeti 6643 sayılı yasanın 39/j maddesine istinaden yapar. Protokole esas olan koşullar ise kurumların veya onlar adına hareket eden Bakanlığın çıkardığı uygulama tebliği denilen şartlardır. Demektedir.
Bu uygulama tebliğleri, bir anlamda yapılan protokolün ve buna bağlı olarak hazırlanan sözleşmenin şartnamesi niteliğindedir. Çünkü verilecek olan ilaç hizmetinin tüm verilme şartlarını, reçeteleme şartlarını, bu şart ve kurallara uyulmadığı takdirde reçetelerin karşılamayacağı ve karşılanırsa bedelinin ödenmeyeceğini tek tek belirleyen şartlardı. Yani hangi evsafta yazılmış reçetenin eczanece kabul edileceğini ve kurumca geri ödemesinin yapılacağını belirleyen kuralların tümü bu sağlık uygulama tebliğleri ile belli oluyordu. Sağlık uygulama tebliğleri de Protokol yapılıp, hazırlanan sözleşmeler eczacı ve kurum tarafından imzalanarak yürürlüğe girince uygulamaya giriyordu. Sağlık uygulama tebliğinin eczacıyı ilgilendiren bölümleri protokol ve sözleşme ile kabul edilince eczacı için yürürlüğe girmesi hukuka uygundu. Eczacı, sözleşme ile sağlık uygulama tebliğlerinde geçerli olduğu yıl içinde yapılacak esasa zarar vermeyecek kısmi değişiklikleri belli bir süre sonunda (genellikle 15 günlük süre sonunda) kabul edeceğini de kabul ediyordu.
Sosyal Güvenlik Kurumlarıyla yıllardır yaptığımız sözleşmelere kaynak teşkil eden Protokoller ile kurumların mensuplarına reçete karşılığı vereceğimiz ilaçların verilme koşullarını ve reçeteleme kurallarını belirleyen şartname niteliğinde ki uygulama tebliğlerini protokolün eki olarak ve/veya protokolün maddeleri içinde tebliğin maddelerine gönderme yaparak kabul ediyorduk.
14-Aralık-2004 yılında Türk Eczacıları Birliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında imzalanan Kamu İlaç Alım Protokolü ile Maliye Bakanlığının çıkardığı Bütçe Uygulama Tebliğini (kısaca BUT) tüm sosyal güvenlik kurumları kendilerini bağlayacak olan sağlık uygulama tebliği olarak kabul ede geldiler. 2004 yılından önce her kurum kendi hazırladığı sağlık uygulama tebliğini çıkararak kurumla yaptığımız protokole ek yapıyordu.
Sağlık uygulama tebliğlerini 14-Aralık-2004 tarihinden önce, SSK kendisi hazırlıyordu ve SSK eczanesi olmayan yörelerde serbest eczanelerle Türk Eczacıları Birliği ve SSK?nın imzaladığı Protokole ekleyerek eczacılarla bu protokole uygun hazırlanan sözleşmelerle anlaşma yapıyordu.
2006 yılında da üç kurumla ayrı ayrı serbest eczanelerin, kurum mensuplarına ilaç verme hizmeti için protokol yapılmıştı. Bu protokol serbest eczanelerin sahiplerini temsilen 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği yasasının 39uncu maddesinin (j) bendi gereği Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetiyle kurumların temsilcileri ile ayrı ayrı yapılmıştı.Bu protokol ile de bütçe uygulama tebliğinin ilaç alma-verme koşulları ve şartları gibi eczacıyı ilgilendiren maddeleri kabul edilmişti ve yine 6643 sayılı yasanın 39/j maddesi gereği hazırlanan sözleşmeler ile serbest eczane sahipleri eczacılar kurumların belirlediği yetkililer ile ilaç alım-satım anlaşması yapmışlardı.Şimdiye kadar yapılan tüm protokoller ve sözleşmeler bir yıllık yapılmıştır ve yenisi yürürlüğe girinceye kadar eski protokol ve sözleşmelerin hükümleri devam eder şartını içeren uygulama 2006 yılı anlaşmaları için de geçerlidir.
5502 sayılı yasayla kurulan SGK, üç sosyal güvenlik kurumunu devir alma işlemlerine mal varlıkları, teşkilatlanma, yönetim kurulu oluşturma gibi alt yapı bakımından başlamıştı ve bu kurumun amacına, tek tip sağlık hizmeti sunma açısından ulaşması için çıkarılan 5510 sayılı yasa da Anayasa Mahkemesince devlet memurları açısından tek tip uygulamayı çökerten kararıyla kısmen iptal edilip yürürlüğü 01-Ocak-2008?e ertelenince, bu sefer SGK, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetiyle 09/Mayıs/2007 tarihinde, devir alınan kurumlarla tek tek yapılan 2006 protokollerin süresini yeni bir protokol yapılıncaya kadar, devir alarak tüzel kişiliğini sona erdirdiği belirtilen kurumlar adına ancak yine her bir devredilen kurum için ayrı ayrı uzatmıştır. Buna bağlı olarak da serbest eczane sahibi eczacılarla da her bir devredilen kurum için ayrı ayrı mesela SSK için, ?yeni bir hak bahşedilmemek üzere,SSK ile imzalamış olduğumuz 2006 yılı sözleşmesi, yenisi imzalanıncaya kadar aynı şartlarda ve 15-Mayıs-2007 tarihinden itibaren %......eczane indirimi uygulanmak üzere uzatılmıştır.? Şeklinde sözleşme uzatımı yapılmıştır. Daha sonra SGK üç adet devir olan sosyal güvenlik kurumu için ayrı işlem yapmayı bırakarak, bir adım daha hukuk dışına çıkmış ve üç kurum adına tek bir protokol ve sözleşme yapma yoluna gitmiştir.
Daha sonra 25-Mayıs-2007 günü 15-Haziran-2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere SSK?lıları, Bağ-Kur?luları ve Devler memurları hariç Emekli Sandığı mensuplarını kapsayan SGK Sağlık Uygulama Tebliğini resmi gazetede yayımlamıştır.
Eczacılarla yeni bir protokol ve sözleşme yapılmadan tebliğ (SUT) yürürlüğe sokmuştur.
Daha sonra Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile Sosyal Güvenlik Kurumu 02-Temmuz-2007 günü 01/07/2007 gününden geçerli olmak üzere 2007 yılı için yeni bir protokol imzalamış ve bu protokolle bahsi geçen tebliğ (SUT) hükümlerini kabul etmiş ve bu protokole dayanılarak hazırlanacak sözleşmeleri serbest eczane sahibi eczacıların 31/07/2007 gününe kadar imzalanması kararlaştırılmıştır.
Bu tebliğ (SUT) ve protokol ile eski sözleşme metninde olmayan yeni uygulamalar kabul edilmiştir.Bu uygulamaların en önemlileri, eczacıların kuruma teslim edeceği faturaların raporlu reçete için ayrı, ayakta tedavi olan hastanın raporsuz reçetesi için ayrı kesilmesi, tek tip bir protokol yapılması ile tek tip bir sözleşme imzalanarak devlet memurları ve yeşil kartlı sigortalılar hariç diğer devir olunmuş tüm eski sosyal güvenlik kurumları olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensuplarının tümüyle eczacıların mecburen anlaşma yapılmak zorunda kalması, buna rağmen SGK?ya tek bir fatura kesmek yerine eski devredilen SSK?ya ayrı fatura, devredilen Bağ-Kur?a ayrı fatura, devredilen Emekli Sandığına ayrı fatura kesilmesi uygulaması ile kurumlara teslim edilen faturaların eczacıya tercih hakkı tanınmadan ÖRNEKLEME METODU ile kontrol edilmesi gibi yeni uygulamalardır.
Açıklama ile ilgili protokol maddeleri şöyledir.
4. ÖDEME ŞARTLARI VE ZAMANI
4.1. Faturaların düzenlenmesi
Sözleşmeli eczanelerce, protokolde belirtilen esaslar çerçevesinde; her ayın ilk ve son gününü kapsayan döneme ait reçeteler, o ayın son günü tarihini taşıyacak şekilde sonlandırılır ve faturalandırılır.
aEczaneler faturalarını, Kurumca bu konuda yeni bir düzenleme yapılana kadar;
a) Kuruma devredilen Bağ-Kur kapsamındaki kişiler için,
b) Kuruma devredilen SSK kapsamındaki kişiler için,
c) Kuruma devredilen Emekli Sandığı kapsamındaki kişiler için,
olmak üzere üç ayrı grupta ve
i. Yurt dışı sigortalılarına ait reçeteleri (ülke bazında ayrı olmak üzere),
ii. İş kazası, meslek hastalığı, trafik kazası ve adli vaka reçeteleri,
iii.Yatan hasta reçeteleri ve ilaç kullanım raporu ile temin edilen ilaç/ilaçları içeren reçeteler ve/veya evraklar,
iv.Kan ürünü ve hemofili ilacı/ilaçları içeren reçeteler,
v. Yukarıdaki grupların dışında kalan reçeteler,
olmak üzere ayrı ayrı üçer nüshalı (bir nüshası eczacı tarafından aslı gibidir onaylı fotokopi olabilir) alt gruplar halinde hazırlayacaklardır.
4.2. Faturaların teslimi
4.2.1. Düzenlenen faturalar, düzenlendiği tarihi takip eden ayın ilk 15 günü içinde Kurum taşra teşkilatına teslim edilir. Her ayın ilk 15 günü içerisinde teslim edilen faturaların teslim tarihi o ayın 15 inci günü olarak kabul edilir. Ancak, her ayın 1 ila 15 i arasında karşılanan kan ürünü ve hemofili reçeteleri takip eden 3 (üç) iş günü içinde, 16 ila ay sonu arasında karşılanan reçeteler ise takip eden 3 (üç) iş günü içinde olmak üzere ayda iki kere faturalandırılarak Kurum taşra teşkilatına teslim edilir.
4.2.2. Zamanında teslim edilmeyen reçetelerin inceleme ve ödeme süreci, teslim edildiği tarihten sonraki ay döneminde teslim alınmış gibi kabul edilerek bu tarihten itibaren başlar.
4.2.3. Reçetelerin, faturaların ve fatura eki listelerin sorumluluğu Kurum tarafından teslim alınıncaya kadar (kimin tarafından teslim edildiğine bakılmaksızın) eczacıya aittir.
4.3.Fatura inceleme ve ödeme
4.3.1. Kuruma teslim edilen faturalar teslim edildiği ayın 15 inci gününden itibaren 45 gün içinde ?Ödeme Genelgesi? ne göre örnekleme yöntemiyle incelenerek ödenir.
Ayın 1 inci ve 15 inci günleri arasında karşılanan ve süresinde teslim edilen kan ürünü ve hemofili reçetelerinin fatura bedelleri bir sonraki ayın ilk 3 iş günü, ayın 16 ncı ve ay sonu arasında karşılanan ve süresinde teslim edilen reçetelerin fatura bedelleri ise bir sonraki ayın 12 inci ve 15 inci günleri arasında Kurumca belirlenen usul ve esaslara göre incelenerek ödenir.
Kuruma teslim edilen örnekleme yöntemi ile incelenecek fatura eki reçeteler, reçete kontrol aşamasında herhangi bir kritere bağlı olmadan ve manuel müdahale olmaksızın provizyon sistemince sadece bir sefer basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilerek çıktı alınır. Örnekleme yöntemi ile seçilen bu reçeteler eczacı tarafından sistemden görülür.
4.3.2 Kurumca iade edilen reçeteler eczaneler tarafından teslim alındığı tarihten itibaren 15 (onbeş) iş günü içerisinde Kuruma teslim edilir. Bu süre içerisinde teslim edilmeyen reçete bedelleri veya eksiklikleri tamamlanmadan Kuruma teslim edilen reçete/reçetedeki eksikliği olan ilaç bedelleri ödenmez. Ödenmeyen bedel ödenecek miktardan düşülerek, döneme ait fatura bedeli takip eden ilk ödeme döneminde ödenir. Örnekleme yöntemini kabul eden eczaneler için, ödenmeyen bedeller hata oranı tespitinde dikkate alınarak faturaya yansıtılır.
4.3.3 Kurum inceleme sonucunda tespit ettiği hata oranını, hata tutarını ve hatalı bulunan hususları eczaneye, e-posta veya diğer elektronik sistem yoluyla bildirecektir.
4.3.4 Kurumca protokolün (4.3.1) numaralı maddesinde belirtilen süreler içinde kontrollerin tamamlanmaması halinde tamamlanamamış fatura için fatura bedelinin tamamı avans olarak ödenir.
4.3.5 Kurumca örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda tespit edilen hata oranının %5?in üzerinde olması ve eczacı tarafından reçetelerinin tamamının kontrol edilmesinin yazılı olarak talep edilmesi halinde ilgili fatura dönemine ilişkin tüm reçeteler incelenir. Bu madde gereği işlem yapılan eczacıya, fatura tutarı için daha önce avans ödemesi yapılmamış ise, fatura tutarının % 50?si oranında avans ödemesi yapılır. Bir sonraki ödeme dönemine kadar reçetelerin tamamı incelenerek tespit edilen ödenecek tutardan, avans olarak ödenen tutar düşülerek ödenir.
4.3.6 Eczacı tarafından, itiraz inceleme komisyonuna başvurulması halinde, Kurum tarafından örnekleme yöntemi ile yapılan inceleme sonucunda belirlenen fatura tutarı için daha önce avans ödemesi yapılmamış ise, fatura tutarının % 50?si oranında avans ödemesi yapılır. Bir sonraki ödeme döneminde, itiraz inceleme komisyonunun kararı sonucu tespit edilen ödenecek tutardan avans olarak ödenen tutar düşülerek ödenir.
4.3.7 Protokolün (6.3) numaralı maddesindeki fiillerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedelleri ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.
4.3.8 Eczacının kendisinin ve/veya çalışanlarının Kuruma sigorta prim aslı, işsizlik sigortası prim aslı, cezai şart ile bunlara bağlı gecikme cezası, gecikme zammı ile doğabilecek diğer fer?ilerine ilişkin borcu bulunması halinde bu borç miktarı yasal faizi ile birlikte eczanenin Kurumdaki alacağından düşüldükten sonra varsa kalan tutar ödenir. Bu işlemlerle ilgili belgenin bir sureti ilgiliye gönderilir.
Eczacının yeni 2007 sözleşmesini imzalamadan protokol ile tebliğ (SUT) hükümlerinin yürürlüğe konması, sözleşme serbestliği bakımından ve yeni bir sözleşme yapmayacak eczacılara hukuk dışı yeni bir borç yüklemesi ve angarya yüklemesi ve eski sözleşmeden devam eden haklarının ortadan kaldırmasına neden olmuştur.
Geri ödeme süreleri daha kısa olan(emekli sandığı için 18 işgünü) fatura bedellerinin geri ödenme sürelerinde eczacı aleyhine süre uzatan maddeler tesis edilmiştir. Eczacıya hiçbir kabul etme veya etmeme hakkı tanınmadan çıkarılan ödeme genelgesinde değişiklik yapan başka bir genelge ile faturaların örnekleme yöntemiyle incelenmesi mecburiyeti getirilerek, eczacının zarar etmesine neden olacak eski sözleşmelerde olmayan uygulamalar tesis edilmiştir.
İPTALİ TALEP OLUNAN TEBLİĞİN HUKUKA AYKIRILIK SEBEPLERİ
Anayasa Mahkemesi 15-Aralık-2006 günü, sosyal güvenlik reformu kapsamında temel yasa olarak çıkarılan 5510 sayılı yasayı kısmen iptal etmiştir.Gerekçeli kararını da 30/12/2006 günü resmi gazetede yayımlamıştır. Bunun üzerine 5510 sayılı yasa önce 1-Temmuz-2007?e ertelenmiş ise de daha sonra 09/05/2007 tarihinde 5655 sayılı yasa ile 01-Ocak-2008 tarihine ertelenmiştir.
Bu durumda, SGK, devir aldığı üç sosyal güvenlik kurumunun mensuplarına tek tip, tek standartta, tek ve eşit kurallarla sağlık hizmeti sunma görev ve yetkisini elde etme olanağına kavuşamamıştır. Teşkilatlanması ile genel sağlık sigortası genel müdürlüğü hazır halde beklerken, bu genel müdürlüğe hayat verecek anlamda görev ve yetkilerle donatacak 5510 sayılı yasa ertelenmiştir. SGK şu an için devredilen kurumlar bakımından 5502 sayılı yasa ile kendisine verilen görevleri yerine getirmektedir.Nitekim 2006 yılında Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra 5510 sayılı yasanın uygulanamaz hale gelmesi nedeni ile, 2006 yılının sonunda SGK olaya karışmadan Emekli sandığı, Bağ-Kur ve SSK kurumları tarafından eczanelerle ayrı ayrı sözleşme imzalamış ve SGK da iptal kararına uygun bir şekilde, çıkardığı bir genelge ile Maliye Bakanlığınca yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatını kabul ettiğini açıklamıştır. Yani 5510 iptal edilip, yürürlüğü ertelenince SGK alt yapıyı kurmak, teşkilatlanmalarını sağlamak görevi ile devir aldığı kurumların kendi yasalarında ki sağlık görevlerini yapmaya devam etmelerini izleyecek pozisyonda kalmıştır. Kaldı ki şu an itibarı ile her Kurum kendi hizmet birimlerinde, kendi mevzuatı uyarınca hizmet vermektedir. Sadece SGK, hukuka aykırı olarak 5510 ile verilemeyen görev ve yetkisi olmadan genel sağlık sigortası uygulamalarını hayata geçirmiştir.
Fakat, tam ve kesin olarak bilemediğimiz sosyal veya sair nedenlerle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı?nın ilgili kuruluşu olan ve hükümetin atadığı bürokratlar olan Başkan vekilli ( SGK?nın başkanı henüz yoktur) ve diğer genel müdürler tarafından yönetilen Sosyal Güvenlik Kurumu, YÜRÜRLÜĞÜ 01-OCAK-2008?e ERTELENEN 5510 SAYILI YASADAN DOLAN BOŞLUĞU 25-Mayıs-2007 günü resmi gazetenin mükerrer sayısında 26352 sayı ile yayınlayarak 15-Haziran-2007 tarihinde yürürlüğe sokulan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ İLE DOLDURMAYA KALKMIŞTIR. Bu tebliğ ve SGK?nın genel müdürlükleri tarafından yayınlanan genelgelerle bu boşluk SAĞLIK ALANINDA DOLDURULARAK, sigortalılar açısından tek tip, tek ve eşit standartı getiren ve devir olunan kurum mensupları arasındaki sağlık hizmetlerinden faydalanma bakımından farklılıkları ortadan kaldıran yani yürürlüğü 01/01/2008?e ertelenmiş genel sağlık sigortası kapsamında bir dizi uygulamalar hayata geçmiştir.
Hayata geçen uygulamalar, bu uygulamaların alt yapısının ve nasıl yapılacağının, yöntemlerinin 5510 sayılı yasayla sağlanması amaçlandığından, 5510 dan önceki aksaklıkları düzenleyen kurallar 5510 varmış gibi hareket edilse de tam olarak hayata geçirilemiyerek amacından yoksun olmuştur. Mesela sağlık kuruluşlarına başvurmanın basamaklar halinde olmasını ve zamana ve bütçeye yük getirmemesi ve sağlık hizmetlerinden faydalanmanın kamu sağlığı açısından daha sağlıklı olmasını, verimi artırması amaçlarından yoksun olduğu için 1., 2. basamak sağlık kurumlarının atlanarak Üniversite tıp fakültesi hastanelerine direkt başvurmanın bir dizi düzensizlik ve sağlık hizmetlerinden faydalanmada aşırı hasta yığılmaları ve birikimleri ile amaçtan uzaklaşma yaşanmış ve hala yaşanmaktadır. Eczacılara yapılan ödeme sürelerinde aleyhlerine olmak üzere daha uzun vadeli ödeme şartları getirilmiştir. Yine yasasında tercih hakkı tanınan kuruma geri ödeme için öngörülen fatura örnekleme metodu, eczacılar için tercih hakkı tanınmayarak mecburi tutularak, örnekleme yasasına ayıkırı işlemler yapılmıştır.
SGK başkan vekili Birol Aydemir ekte bulunan sosyal güvenlik kurumu bülteninde yayınlanan 4-Temmuz-2007 günlü demecinde,
Türkiye'nin sorunları açısından, ekonomik ve sosyal konuların başında, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilir bir hale taşınması geliyor. Yıllarca yapılan uygulama hataları sebebiyle çıkmaza giren sosyal güvenlik konusunda son dönemlerde ciddi çalışmalar yapıldı. iftiharla söyleyebilirim ki, özellikle 2003?ten itibaren gerçekleştirilen gayretlerin merkezinde Sosyal Güvenlik Kurumu vardır. Bilindiği gibi Kurumumuz teşekkül etmeden önce sosyal güvenlik şemsiyesinin çok önemli bir kısmını oluşturan üç kurumun (Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur) artık tüzel kişilikleri yok.
Ancak, hukuki süreçler sebebiyle tek çatı altında tam birleşme de gerçekleştirilebilmiş değil. Reformun odağı, tek çatı haline gelebilmek. ?Tek çatı?yı; pirim miktarları, emeklilik süreleri, maluliyet koşulları, emeklilik aylıkları gibi konularda yeknesaklık meydana getirmesi açısından hayati önemde değerlendiriyoruz. Bu noktada belirlediğimiz tarih, 01.01.2008?dir. Bahsettiğim tarihe kadar yapılabilecek işlerin de olduğu bilinciyle hükmi kimliklerini kaybeden kurumların insan kaynaklarını, destek hizmetlerini, muhasebe birimlerini ve bilgiişlem ağlarını birleştirdik. Elbette burada kamuoyunu en çok ilgilendirecek kısım, bilgiişlem altyapısının birleştirilmesi ve vatandaşlık numarasına dayalı veri tabanlarının ortaklaştırılmasıdır
Peki sağlık uygulamaları? Yukarıda saydığım düzensizliklere ilave olarak, orada da adaletsizlikler vardı. Örnek vermek gerekirse; devlet memurları ve emeklilerinin sağlık hizmeti almada SSK?lılara göre lehte oluşan imkanları söz konusuydu. En çok pirimi ödeyen Bağ-Kur sigortalıları ise bu açıdan en az imkana sahip olan gruptu. Zaman içerisinde ve değişik anlayışların tezahürü sonucu oluşan farklılıklar, çoğu kez yan yana yatan üç farklı hastaya, farklı muamelelerde bulunulması ile sonuçlanmaktaydı. Bunu da yayımladığımız Sağlık Uygulama Tebliği ile aştık. Bizi ilgilendiren beş katman var. Devlet memurları, memur emeklileri, SSK?lılar, Bağ-Kur sigortalıları ve yeşil kartlılar? Artık dileyen, dilediği merkezden, herhangi bir farklı uygulamaya tabi olmaksızın sağlık hizmeti alabilecek. Sağlık ocaklarından üniversite hastanelerine, Sağlık Bakanlığı kurumlarından özel sektör sağlık işletmelerine kadar bütün kapılar nihayet tebliğimizle şemsiyemiz altındaki bütün vatandaşlarımıza açıldı. Hastasıyla dertlenmiş insanların, elde reçete, eczane ve tıbbi malzeme tedarikçisi kapılarında koşturmalarının önlenmesi de yine tebliğimizle mümkün olabildi??
Yine aynı bültende Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının yayınlanan demecinde;
Murat BAŞESGİĞLU
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
İlaç Harcamaları Çok Yüksek
Sağlık harcamalarımız da yükseliyor. Ancak burada dikkati
çeken nokta, söz konusu harcamanın yüzde 42?sini ilaç
giderlerinin oluşturması.. Diğer ülkelerde toplam sağlık
harcamaları içinde ilaç masrafı, yüzde 20 civarındadır. Ülkemiz
imkanlarına göre çok yüksek harcamamız olduğu
aşikar. Her ne kadar sağlık harcamaları düşme trendine
girmişse de, güçlü bir sosyal güvenlik yapılanması için vatandaşları
mızın da tasarruf etmesi gerekiyor. Ertelemek
zorunda kaldığmız sosyal güvenlik reformunun askıda
kalan kısımları, Sağlık Uygulama Tebliği ile düzenlendi.
Her sağlık kuruluşu bizimle sözleşme yapmak zorunda
değildir. Ancak, sözleşme imzalayanlar içinde yaptığımız
düzenlemeleri suistimal etmeye yelteneceklere göz açtırmayacağız.
Ocak 2008?de devreye girecek olan sosyal
güvenlik reformunu ise erteleme lüksümüz bulunmuyor.
Elektronik Ortamda Takip ve Faturalandırma Sistemi
(MEDULA) ile ilk kez sağlık bilgi bankası oluşturacağız.
Bu noktada vatandaşlarımızdan isteğim, sağlık karnelerini
açık çek gibi ortada dolaştırmamaları. Son olarak, bütün
gayret ve iyi niyetimizle, daha güçlü ve müreffeh bir
Türkiye için yapılan düzenlemelerimizin, memleketimize
ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
.
.
.
Ayrımcılığı Kaldırdık
Kaynak HABER
H A B E R
SOSYAL GÜVENL?K KURUMU
bülteni
4 Temmuz 2007
Diyerek yürürlüğü 01-Ocak-2008?e ertelenmiş 5510 sayılı yasanın tek tip yapacağı emeklilik işlemlerini 01-Ocak-2008 tarihinde yapacaklarını, fakat yürürlülüğü ertelenmiş 5510 sayılı yasanın kapsamında olan tek tip,tek standart ve eşit sağlık hizmeti sunma olan genel sağlık sigortası uygulamasını TEBLİĞ ile aştık diyerek hukuka aykırı bir şekilde ve hukuki mesnetten yoksun olarak yürürlülüğü 01-Ocak-2008?e ertelenmiş GENEL SAĞLIK SİGORTASI uygulamasını hayata geçirdiklerini itiraf etmiştir.Açıklaması ile tebliğin sağlıkla ilgili yanlarını da sıralamıştır. Hatta 5510 sayılı yasanın içinde sağlığı tek tip yapan Genel Sağlık Sigortası yokmuş da sadece emeklilik işlemlerinin tek tip yapılması varmış şeklinde emeklilik işlemlerinde 01-Ocak-2008 tarihini bekliyoruz açıklaması SGK'nın 22-temmuz-2007 milletvekili genel seçimlerine yönelik olarak yaptığı artık iyice belli olan genel sağlık sigortasını kanunsuz bir şekilde, hukuki dayanaktan yoksun olarak çıkardıklarını itiraf niteliğinde beyan etmişlrdir.
Yine, yürürlükte olmayan 5510 sayılı yasanın genel sağlık sigortası kapsamında olup da Anayasa Mahkemesince genel sağlık sigortası kapsamında diğer sigortalılardan ayrı tutulması istenen devlet memurları, SUT kapsamı içine alınmayarak, iddiamı güçlendirecek şekilde, 5510 sayılı yasa Anayasa Mahkemesince kısmen iptal olmuş haliyle sanki yürürlükteymiş gibi davranılarak, yani olmayan yasa dayanak yapılarak SGK tarafından kısa adı SUT olan Sağlık Uygulama Tebliği çıkarılmıştır. Devlet memurları içinde yanına konsolide bütçeye tabi yeşilkartlılar alınarak Maliye Bakanlığınca Tedavi Uygulama Tebliği (TUT) çıkarılarak 5510 kısmen iptal edilmiş haliyle yürürlükteymiş gibi davranılmıştır.
Açıklamalar bölümü dahil yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığım ve sair nedenlerle, SOSYAL GÜVENLİK KURUMU HİÇ BİR HUKUKİ YETKİSİ VE GEÇERLİ HUKUKİ DAYANAĞI OLMADAN, YÜRÜRLÜLÜĞÜ 01-OCAK-2008?E ERTELENMİŞ 5510 SAYILI YASANIN GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMASI İLE VERECEĞİ GÖREV VE YETKİLERİ ALMIŞÇASINA ÇIKARDIĞI BAHSİ GEÇEN TEBLİĞİ YAYINLAMASI HUKUKA AYKIRIDIR.
Bu TEBLİĞİN yürürlülüğü ve varlığı hukuken yoklukla maluldur.
Bu tebliğ dayanak yapılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun çeşitli genel müdürlükleri ve Kurum Başkanlığı tarafından çıkarılan genelgeler, tebliğ değişiklikleri, genelge değişiklikleri ve benzeri mevzuat uygulamaları da hukuken yoklukla maluldur.
SGK?nın Genel Sağlık sigortası ile ilgili görev ve yetkilerini belirleyen herhangi bir kanun şu an mevcut değildir. SGK şu an için devredilen kurumlar bakımından 5502 sayılı yasa ile kendisine verilen görevleri yerine getirmektedir.Nitekim 2006 yılında Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra 5510 sayılı yasanın uygulanamaz hale gelmesi nedeni ile,2006 yılında Emekli sandığı,Bağ-Kur ve SSK tarafından eczanelerle ayrı ayrı sözleşme imzalamış ve SGK da iptal kararına uygun bir şekilde, çıkardığı bir genelge ile Maliye Bakanlığınca yayınlanan Bütçe Uygulama Talimatını kabul ettiğini açıklamıştır.Kaldı ki şu an itibarı ile her Kurum kendi hizmet birimlerinde, kendi mevzuatı uyarınca hizmet vermektedir.
Ancak bu sene sanki 5510 sayılı yasa yürürlükteymişçesine, 25.5.2007 tarihinde ,26532 sayılı resmi gazetede SGK ayrı bir uygulama tebliği yayınlamış ve Maliye Bakanlığı da yine aynı tarih ve sayılı resmi gazetede ayrı bir tebliğ yayınlamıştır.
Böylece Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeni ile uygulanamaz hale gelen 5510 sayılı yasa Tebliğlerle hukuk dışı bir şekilde fiilen yürürlüğe sokulmaya çalışılmıştır. .Halbuki, şu an itibarı ile her Kurum aradaki hizmet farklılıkları,(sigortalılar bakımından yararlanma şartları ve süreleri arasındaki farklılık), nedeni ile devredilen Kurumların mevzuatına tabidir .
Deyim yerinde ise SGK şu an ismi olan ve fakat kendi adına ve hele genel sağlık sigortası kapsamında tek tip, tek norm sağlık hizmeti sunma, satın alma yetkisi olmayan bir kurumdur.
Bu nedenlerle ve mahkemenizin de tespit edebileceği diğer hukuki nedenlerle 25-Mayıs-2007 günü resmi gazetenin mükerrer sayısında 26352 sayı ile yayınlayarak 15-Haziran-2007 tarihinde yürürlüğe sokulan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNİN tüm maddeleri bakımından ve bu maddelere dayanılarak yürürlüğe sokulan diğer tüm genelge ve kurallar ve diğer mevzuatların hükümleri ile YÜRÜRLÜLÜĞÜNÜN TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN KARŞI TARAFA TEBLİĞİNDEN ÖNCE ÖNCELİKLE İNCELENEREK YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI VE TÜM HÜKÜMLERİ İLE SONUÇLARI İLE İPTAL EDİLMESİNİ ARZ VE TALEP EDERİM.
İPTALİ TALEP OLUNAN TEBLİĞİN ÖZETİ VE ECZACILARI İLGİLENDİREN YÖNÜYLE DE AYRICA HUKUKA AYKIRILIK SEBEPLERİ
Bahsi geçen tebliğin eczacıları ilgilendiren diğer kısmı ise, 2007 protokolü yapılıp, eczacılar kurumla sözleşme imzalamadan önce bu tebliğin 15-Haziran-2007 günü yürürlüğe sokulmasıdır. 2007 YILI İÇİN SÖZLEŞME İMZALAMAMA HAKKI OLAN ECZACI İÇİN ANGARYA NİTELİĞİNDEDİR. YİNE 2006 YILI İÇİN YAPTIĞI SÖZLEŞME İLE KABUL ETTİĞİ DEĞİŞİKLİK KAPSAMI DIŞINDA OLUP MALİYE BAKANLIĞI BÜTÇE UYGULAMA TEBLİĞİNDEN (BUT)TAMAMEN FARKLI OLAN BU YENİ UYGULAMANIN 2007 PRTOKOLÜ YAPILMADAN VE ECZACININ 2007 SÖZLEŞMESİNİ İMZALAMADAN 2006 SÖZLEŞMESİ DEVAM EDEN ECZACILAR İÇİN YÜRÜRLÜĞE SOKULMASI DA HUKUKA AYKIRIDIR.
Tebliğin 13 üncü madde hükmü ile de bu yeni durum belgelenmiştir.
13. Eczanelerle yapılacak sözleşme
Kurum, Tebliğin kapsam bölümünde sayılan kişilerin tedavileri için gerekli olan ilaç ve gereçlerin sağlanmasının mümkün olmadığı hallerde eczaneler ile yapılacak sözleşmeye esas teşkil etmek üzere Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti (TEB) ile Protokol imzalamaya yetkilidir. 2007 protokolü imzalanıncaya kadar Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti (TEB) ile 2006 yılında imzalanan devredilen kurumların (Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK) protokolleri geçerlidir. Ancak, Kurumca yayımlanan tebliğlerin hükümleri ile yürürlükteki protokol hükümlerinin çelişmesi halinde tebliğlerde yer alan hükümler geçerlidir.
Eczaneler, Kurum ile sözleşme yaparken 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39 uncu maddesine dayanılarak TEB tarafından bastırılmış ?Tip Sözleşmeleri? kullanır. Eczanenin yapacağı indirim oranının tespiti için Tebliğ eki ?Eczane Bilgi Formu? nun (EK-3/B) bir örneği sözleşme yapılacak eczane tarafından Kuruma ibraz edilecektir.
13 üncü maddenin son satırında 2006 yılı protokolünün tamamen devre dışı bırakıldığı açıkça yer almaktadır.
Yine sağlık uygulama tebliği ile getirilen yenilikler,tek çatı, tek tip sağlık uygulaması, tek norm birliği yani yürürlüğü 01/01/2008?e ertelenen 5510 sayıl yasa ile düzenlenen genel sağlık sigortası yürürlükteymiş gibi açıklanan konular SGK duyurusunda, yepyeni bir tebliğ yayınladığı ve yapılan değişiklikler duyurulmuştur.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI?NDAN DUYURU
Bilindiği gibi Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında olan sigortalı, emekli ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlanacak sağlık yardımlarının karşılanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen ?Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)? Resmi Gazetede yayımlanmış, 15 Haziran 2007 tarihinden geçerli olmak üzere; devredilen SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığının sağlık hizmetlerinde uygulama birlikteliği getirilmiştir.
Taraflar arasında yıllardır sorun olan fatura inceleme sistemi gözden geçirilerek; fatura ve eki belgelerin incelenmesi, örnekleme yöntemi ile incelemenin usul ve esasları, ilgili tarafların da dahil olduğu itiraz inceleme ve değerlendirme komisyonları gibi konuların düzenlendiği, fatura incelemede standart getiren ve fatura bedellerinin zamanında ödenmesine olanak sağlayan ?fatura bedellerinin ödenmesi? başlıklı Ödeme Genelgesi yürürlüğe girmiş ve Kurum web sayfasında yayımlanmıştır.
Kurumun sağlık yardımlarının karşılanması için Sağlık Bakanlığına bağlı devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri, özel sağlık tesisleri ile yapacağı sözleşmeler/protokoller hazırlanmış olup Kurumun web sayfasında yayımlanmış ve imzalanma aşamasına gelinmiştir. Kurumla sözleşme/protokol yapmak isteyen tüm sağlık hizmet sunucularının Kurumun ilgili birimlerine istenen belgelerle müracaat etmeleri halinde sözleşmeler/protokoller yapılacaktır.
Müracaat eden tüm sağlık tesisleri ile bir iki gün içinde sözleşmelerin/protokollerin imzalanabilmesi için Kurumca gerekli tüm tedbirler alınmıştır.
Kurumla sözleşme/protokol yapan sağlık tesisleri Kurumun web sayfasında duyurulacak olup, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişiler bu sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebileceklerdir.
Kurumca yapılacak sözleşmeler/protokoller ile hayata geçirilecek Sağlık Uygulama Tebliğinin, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişiler için getirdiği temel yenilikler aşağıda belirtilmiştir.
SGK SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ İLE GETİRİLEN YENİLİKLER
1. Üniversite hastanelerine müracaat
SSK'lılar üniversite hastanelerine gidebilmeleri için devlet hastanelerinden sevk almaları gerekiyordu.
Bağ-Kur?lular üniversite hastanelerine gittiklerinde tedavi giderlerini kendileri ödeyip daha sonra fatura bedelini Bağ-Kur il müdürlüğünden talep ediyorlardı.
Emekli Sandığı mensupları, üniversite hastanelerine doğrudan müracaat edebiliyorlardı.
Yeni uygulama ile Emekli Sandığı mensupları gibi SSK?lılar ve Bağ-Kur?lular da Kurumla sözleşmeli üniversite hastanelerine doğrudan gidebilecekler ve tedavi giderleri Kurumca bu sağlık tesislerine ödenecek.
2. Özel sağlık tesislerine müracaat
SSK mensupları sözleşmeli özel sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebiliyorlardı.
Bağ-Kur mensupları sadece yatarak tedavilerde sözleşmeli özel sağlık tesislerine doğrudan müracaat edebiliyorlardı.
Emekli Sandığı mensupları, birinci basamak sözleşmeli özel sağlık tesislerine doğrudan, ikinci basamak özel sağlık tesislerine sevk ile müracaat edebiliyorlardı.
Yeni uygulama ile sözleşmeli özel sağlık tesislerine ayaktan ve yatarak tedavilerde doğrudan müracaat edebilmeleri imkanı sağlandı.
3. Yatan hastalarda ilaç ve malzeme temini
Yatan hastalara kullanılacak ilaç ve malzemelerin büyük bir kısmının kamu hastanelerince temini zorunlu değildi. Gerektiğinde reçeteye yazılıyor ve hastalar veya yakınları tarafından dışardan temin ediliyordu.
Yeni uygulama ile Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren 120 gün sonra yatan hastalara kullanılacak ilaç ve malzemelerin hastanelerce temin edilmesi zorunluluğu getirildi. Böylece hastalar ve yakınlarının ilaç ve malzeme temininde yaşadıkları sıkıntılar önlenmiş olacaktır.
4. Tıbbi malzemenin hasta tarafından alınması
Yatan hastalarda kamu hastaneleri tarafından temin edilmesi zorunlu olan tıbbi malzemelerin hastaya aldırılması durumunda, olabilecek fiyat farkı hasta tarafından ödeniyordu.
Yeni uygulama ile Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren 120 gün sonra yatan hastalarda hastaneler tarafından temin edilmesi zorunlu olan tıbbi malzemelerin hastaya aldırılması durumunda fatura tutarı üzerinden hastaya ödeme yapılarak hasta mağduriyeti önlenmiş olacaktır.
5. Sürekli kullanılan raporlu ilaçların reçetesiz eczaneden alınması
Raporlu ilaçlar, üç ayda bir hastaneye gidilerek reçete yazdırmak suretiyle alınıyordu.
Yeni uygulama ile tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol v.b. gibi uzun süre ilaç kullanılmasını gerektiren hastalıklarda rapor ve sadece bir kez reçete düzenlenmesi yetecektir. Bu şekilde hastalar, iki yıl boyunca ilaçlarını her seferinde reçete yazdırmadan doğrudan eczaneye giderek üçer aylık miktarlarda alabileceklerdir.
6. Raporlu ilaçların bitmeden temin edilmesi
Raporlu ilaçların yeniden alınabilmesi için hastanın daha önce almış olduğu ilaçların bitmiş olması gerekiyordu.
Yeni uygulama ile hastanın daha önce almış olduğu raporlu ilaçlar bitmeden 7 gün öncesinde de alabilmelerine imkan verildi. Böylece farklı zamanlarda biten ilaçlar için ayrı ayrı reçete yazdırmaya ve eczaneye gitmeye gerek olmayacaktır.
7. Ambulans Ücretleri
SSK, belediye/büyükşehir belediyesi mücavir alan dışına ambulans ile gönderilme ücretini ödüyordu.
Bağ-Kur ambulans ücretlerini ödenmiyordu.
Emekli Sandığı ise ambulans ücretlerini ödemekteydi.
Yeni uygulama ile şehir içi ve şehirlerarası ambulans bedelleri ödenecektir.
8. Diş Tedavileri
SSK devlet hastanelerinde ve üniversite hastanelerinde yaptırılan diş tedavilerinin bedellerini ödüyordu. Sadece protez için özele sevk yapılabiliyordu.
Yeni uygulama ile SSK?lılar da Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları gibi, tüm diş tedavileri için devlet hastaneleri ve sözleşmeli üniversite hastanelerinden sevk alarak özel muayenehanelere ve özel sağlık tesislerine gidebileceklerdir.
Özürlü vatandaşlar ise özel muayenehanelere ve özel sağlık tesislerine doğrudan gidebileceklerdir.
9.
Özel Diyaliz Merkezinde Tedavi Gören Hastalar
Özel diyaliz merkezinde sadece diyaliz tedavisine ilişkin ilaçlar yazılabiliyordu.
Yeni uygulama ile hastaya kullanılması gerekli görülen tüm ilaçlar diyaliz merkezindeki ilgili hekimce yazılabilecektir. Bu sayede hastaların diyaliz dışında kullanmaları gereken ilaçları için ayrıca sağlık tesislerine gitmelerine gerek kalmayacak ve hasta mağduriyeti önlenecektir.
10.
Motorlu Malul Arabası Temini
Sadece SSK'da aktif sigortalılara ödeniyordu.
Yeni uygulama ile tüm SSK?lılar Bağ-Kur?lular ve Emekli Sandığı mensuplarına ödenecektir.
11.
Sünnet
Sadece hemofili gibi hastalığı bulunanlara sağlık kurulu raporu çıkartılarak sünnet yapılması halinde ödeniyordu.
Yeni uygulama ile sözleşmeli sağlık tesislerinde yapılan sünnet giderleri sağlık kurulu raporuna gerek olmaksızın ödenecektir.
12.
Sağlık Tesislerinde Yapılamayan Tetkik/Tahliller
Sağlık tesislerinde yapılamayan tetkik ve tahliller için hastalar özel merkezlere sevk ediliyordu. SSK?lılar sadece sözleşmeli merkezlere gitmek zorundalardı. Bağ-Kur?lular ise özel merkezlere gittiklerinde tetkik veya tahlil bedellerini kendileri ödeyip daha sonra il müdürlüğünden talep ediyorlardı. Bu şekilde oluşabilecek fark ücreti hasta tarafından karşılanıyordu.
Yeni uygulama ile Tebliğin yürürlük tarihinden itibaren 120 gün sonra, sağlık tesisleri tarafından tetkik ve tahlil için dışarı sevk yapılmayacaktır. Hastaneler özel merkezlerden hizmet alarak tüm tetkik ve tahlilleri yapacaklardır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
ECZACILARIN SÖZLEŞMELERİNE ESAS OLAN PROTOKOL ANLAŞMASININ ŞARTNAMESİ OLAN SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNİN ÇOK ÖNCEDEN GEÇERLİ İLAN EDİLMESİ HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUNDUR. YİNE TEBLİĞİN HUKUKA AYKIRI OLARAK YENİ BİR 2007 YILI PROTOKOLÜ VE SÖZLEŞMESİ İMZALANMADAN YÜRÜRLÜĞE SOKULMASI, SÖZLEŞME YAPMA SERBESTLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMASI NEDENİYLE DE HUKUKA AYKIRILIK TEŞKİL EDER.
Bu nedenlerle de ve mahkemenizin tespit edeceği diğer hukuki nedenlerle de 25-Mayıs-2007 günü resmi gazetenin mükerrer sayısında 26352 sayı ile yayınlayarak 15-Haziran-2007 tarihinde yürürlüğe sokulan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNİN tüm maddeleri ve bu maddelere dayanılarak yürürlüğe sokulan genelgelerin, duyuruların ve diğer tüm kurallar ve eczacının faturalarının örnekleme yöntemiyle incelenmesini sağlayan ödeme genelgesi ve diğer mevzuatların hükümleri ile TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN KARŞI TARAFA TEBLİĞİNDEN ÖNCE, ÖNCELİKLE İNCELENEREK YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI VE TEBLİĞİN TÜM HÜKÜMLERİ İLE SONUÇLARI İLE DE İPTAL EDİLMESİNİ ARZ VE TALEP EDERİM.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ İLE SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ARASINDA YAPILAN VE İPTALİ İSTENEN 2007 PROTOKOLÜNÜN VE SÖZLEŞME METNİNİN HUKUKA AYKIRILIK SEBEPLERİ
2007 protokolün şartnamesi sayılan ve esasını teşkil eden ve İptali ve yürütmesinin durdurulması istenen sağlık uygulama tebliğinin genel ve eczacıyı ilgilendiren hükümlerini, hukuka aykırı olarak yetkisi olmadan sağlıkta hizmet sunumunu tek tip yapmak amacıyla kuruluş amacını aşan şekilde yürürlükte olmayan 5510 sayılı yasa yürürlükteymiş gibi maksadını aşan bir şekilde tesis eden SGK?nın, bu tebliğin 13 üncü maddesine dayanarak Türk Eczacıları Birliği Merkez heyeti ile 2007 yılı protokolünü yapması, bu protokolü eczacının sözleşme yapma serbestisi hakkını ortadan kaldıracak şekilde 31/07/2007 tarihinden önce hemen 01/07/2007 itibarıyla tüm hükümleri ile yürürlüğe sokması da hukuka aykırılığın devamı niteliğindedir.
İptali talep olunan 2007 Protokolünün, 1.2.2 Dayanak başlıklı maddesinden de bu durum açıkça anlaşılmaktadır. Protokolde; (Dayanak olarak :506 sayılı kanunun 123.maddesi ,1479 sayılı yasanın ek 11.maddesi,5434 sayılı yasanın 139.maddesi gösterilmiştir. Bu kanunlar SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığının görevlerini düzenleyen kanunlardır. Ve bu kurumların sağlık hizmeti satın almak üzere sözleşme yapma yetkilerini içermektedir.
Protokolün dayanak kısmında ise, 5502 Sayılı Yasa gösterilmekte; ancak Yasanın hangi maddesinin dayanak olduğu belirtilmemektedir.
SGK tarafından 25.5.2007 tarih ve 26532 sayılı resmi gazetede yayınlanan Uygulama tebliğinin 13.maddesi aşağıdaki gibidir.
?Kurum, Tebliğin kapsam bölümünde sayılan kişilerin tedavileri için gerekli olan ilaç ve gereçlerin sağlanmasının mümkün olmadığı hallerde eczaneler ile yapılacak sözleşmeye esas teşkil etmek üzere Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti (TEB) ile Protokol imzalamaya yetkilidir. 2007 protokolü imzalanıncaya kadar Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti (TEB) ile 2006 yılında imzalanan devredilen kurumların (Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK) protokolleri geçerlidir. Ancak, Kurumca yayımlanan tebliğlerin hükümleri ile yürürlükteki protokol hükümlerinin çelişmesi halinde tebliğlerde yer alan hükümler geçerlidir.
Eczaneler, Kurum ile sözleşme yaparken 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39 uncu maddesine dayanılarak TEB tarafından bastırılmış ?Tip Sözleşmeleri? kullanır. Eczanenin yapacağı indirim oranının tespiti için Tebliğ eki ?Eczane Bilgi Formu? nun (EK-3/B) bir örneği sözleşme yapılacak eczane tarafından Kuruma ibraz edilecektir.?
Protokolün imzalanmasından sonra 4.7.2007 tarihinde Kurum (ek 4 de sunulan) 2007/55 sayılı genelgeyi yayınlamış ve tebliğin 1.maddesinin ilk cümlesinin ?kurum eczaneler ile yapılacak sözleşmeye esas teşkil etmek üzere Türk Eczacıları Birliği ile protokol imzalamaya yetkilidir? şeklinde değiştirildiği
görülmüştür.
Devredilen Kurumlardan Emekli Sandığı ve Bağ-Kur geçen yıl ve daha önceki yıllarda Maliye Bakanlığının yayınladığı Bütçe Uygulama Talimatları uyarınca Türk Eczacıları Birliğince ayrı ayrı sözleşme imzalamaktaydılar.
Örneğin devredilen Emekli Sandığı açısından durumu değerlendirirsek, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3.maddesinin (h) bendinde belirtilen alımlara dair yönetmeliğin 5.maddesinde ?tedavisi kurumlarınca üstlenilen kişilerin reçete edilen ilaçlarının anlaşmalı eczanelerden alabileceği, belirtilmekte ,ve aynı maddenin 2.fıkrasında ? Bakanlık sağlık kurumu ve kuruluşları tarafından ayakta tedavileri yapılan kişilerin ilaçlarının teminine dair koşulları belirlemek üzere Türk Eczacıları Birliği ile sözleşme yapabilir? denilmektedir.Geçen yıl olduğu gibi,önceki dönemde Emekli Sandığı Maliye Bakanlığının yayınladığı bütçe uygulama talimatı uyarınca Türk Eczacılar Birliği ile protokol imzalamaktaydı. Diğer yandan devredilen SSK bakımından ise 506 sayılı yasa geçerli olmaktadır.bu Kurumların her biri farklı bir mevzuata göre farklı sürelerle farklı biçimlerde hizmet vermektedir.
SGK, 5510 Sayılı Yasa yürürlüğe girene kadar devredilen Kurumların mevzuatına uygun olarak görev yapmaktır. 5510 hala yürürlüğe girmediğinden, SGK devredilen sosyal güvenlik kurumlarının mevzuatına uygun olark görev yapmaktadır.
Bu anlamda devredilen kurumlar olan SSK ve Emekli Sandığı ve Bağ-Kur mevzuatlarına göre görev yapan SGK?nın, imzaladığı protokol de hukuka aykırı olmaktadır.
1- SGK ,Devredilen Kurumların(SSK,Bağ-Kur, Emekli sandığı) mevzuatına tabii olduğundan, SGK bu mevzuata göre hizmet vermektedir.
2- SGK?nın yayınladığı 25.5.2007 tarih 26532 sayılı resmi gazetede yayınlanan tebliğin 1.2.3 maddesinde açıkça ifade edildiği gibi devredilen kurumların hizmet biçimleri,yararlanma süreleri, birbirinden farklı bulunduğundan her biri kendi sigortacılık mevzuatına göre hizmet vermektedir.
3-SGK?nın Türk Eczacıları Birliği ile protokol imzalamasının yasal dayanağı yoktur.5510 sayılı yasa yürürlükte bulunmadığından,yasa yürürlüğe girene kadar devredilen Kurumlar kendi mevzuatlarına göre hizmet verdiğinden ,sanki 5510 yasada öngörülen birleşme gerçekleşmiş gibi tek bir protokol imzalanması yetki yönünden hukuka aykırıdır.Zira devredilen her kurum farklı bir mevzuata ve farklı hizmet biçimlerine sahiptir.Bu biçimde kurumların yapı ve mevzuatları aynıymış gibi tek protokol imzalanması , büyük belirsizlik ve yanlışlıkları da beraberinde getirecektir. Bu biçimde bir protokol imzalamak son dönemde ?ben yaptım oldu zihniyetinin? somut örneği olmaktadır.Her kurum bakımından hizmet süresi ve mevzuat farklılıkları olduğu Kurumun yayınladığı tebliğde de açıkça belirtildiğinden imzalanan protokol hukuka aykırıdır.
01/07/2007 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN 2007 YILI PROTOKOLÜNÜN VE BU PROTOKOLE DAYANILARAK HAZIRLANAN VE ECZACI ODALARINCA ECZACIYA 150,00YTL BEDELLİ OLARAK SATIŞA SUNULAN 2007 YILI SÖZLEŞMELERİNİN, TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN KARŞI TARAFA TEBLİĞİNDEN ÖNCE, ÖNCELİKLE İNCELENEREK YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI VE TÜM HÜKÜMLERİ İLE SONUÇLARI İLE İPTAL EDİLMESİNİ ARZ VE TALEP EDERİM.
5510 sayılı yasanın genel sağlık sigortası hükümleri yani tüm sigortalılara tek tip sağlık hizmeti sunulması uygulaması, ertelenmişken, uygulamada değilken devir olunan ve tüzel kişiliği kalmadığı belirtilen üç sosyal güvenlik kurumu adına 5502 sayılı kanun ve geçici maddeleri ve 5565 sayılı yasanın 30uncu maddesinin 10uncu fıkrası gereği ve tüzel kişiliği sona ermiş olduğu belirtilen SSK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI kurumlarının 2007 yılı protokolünün dayanak maddesinde belirtilen maddelerine istinaden SGK ile Türk Eczacıları Birliği (TEB) arasında yapılan tek tip protokol ile üç kurumun mensuplarının hepsine birden serbest eczane sahiplerine reçete karşılığı ilaç verilmesini şart koşarak üç kurumla birden tek tip anlaşmaya eczacıların zorlanması da hukuka aykırılık taşımaktadır.
Şöyle ki;
SGK, eczacılardan fatura keserken devredilen kurumlara ayrı ayrı fatura kesmelerini istemektedir (protokolün 4üncü maddesi) SGK her üç kurumu protokolün dayanak maddesinde belirtilen maddelere göre ayrı ayrı temsil ederek üç kurum için toptan ve tek bir sözleşmeyle anlaşma yapmak istemesi hakkına sahipse üç kurum adına ayrı ayrı fatura istemesi yerine tek bir faturanın SGK?na ( sosyal güvenlik kurumu) kesilmesini istemesi gerekirdi. Üç kurumun tüzel kişiliğini kaldırdığını tüm mal varlıklarıyla teşkilatlarıyla, haklarıyla, görevleriyle devir alarak ve bünyesinde topladığın belirten SGK?nın üçünü birden temsil etme hakkı varsa kendi tüzel kişiliği adına tek bir fatura istemesi gerekirken, üç kurum adına(SSK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI) AYRI AYRI DEVREDİLEN KURUM SIFATLARI İLE FATURA İSTEMESİ ÜÇ KURUMUN SAĞLIK HİZMETİ SUNMA KURALLARINI TEK TİP YAPAN YASAL GÜCE KAVUŞMADIĞININ DELİLİDİR. Ayrıca, üç kurumun eczacının faturalarını geri ödeme süreleri farklıydı. SGK bu süreleri de eczacının aleyhine uzatarak tek tip ödeme süresi kuralı getirmiştir.(Emekli sandığı için 18 işgünü iken 60 gün oldu) Hizmet alımını Tek tip yapan 5510 sayılı yasa ertelendiği için üç kurumun mevcut şartları ve kuralları farklı olarak uygulanmalıydı, farklı uygulanınca da tek tip sağlık hizmeti sunma uygulaması olan SUT?a göre protokol ve sözleşme yapma imkanı kalmadığından SGK yetkisizce keyfi kural ve yetki yaratma eylemine devam ederek hukuka aykırı işlemlerde bulunmuştur.
SGK çıkardığı SUT?ta ve her konuda 5510 sayılı yasa 01/01/2008?e ertelenmemiş de sanki yürürlükteymiş gibi davranmıştır ve SUT ile böyle davranmaya başladığı için kendisinden sağlık hizmeti satın alacak kurum ve kuruluşlarla, özel hastanelerle, eczanelerle yaptığı ve yapacağı protokol ve sözleşmelerde aynı hukuka aykırı, hukuken yetkisiz tavrını sürdürmüştür.
Sosyal Güvenlik Kurumunun yaptığı işlemlerin birbiriyle çelişkili olması, yasal yetkisi olmadan geçerli hukuki mesneti olmadan alel acele, telaşla keyfice,ben yaptım oldu mantığı ile hukuk dışı kural koymasının getirdiği karışıklıkların sonucudur.
Faturaların örnekleme yöntemiyle incelenmesi ile ilgili 13-06-2007 tarihli ödeme genelgesi ile eczacıya örnekleme yöntemini mecburen kabul ettirerek hiçbir seçme hakkı vermeden hüküm koymaları 8-3-/2007 tarihli 5597 sayılı yasanın 4 üncü maddesi ile 5502 sayılı yasaya eklenen ek madde 1 hükmü ile düzenlenen örnekleme yöntemi yasasına aykırıdır.
BU NEDENLERLE VE MAHKEMENİZİN TESPİT EDECEĞİ SAİR NEDENLERLE DE SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNUN ECZACILARLA YAPMAK İSTEDİĞİ ÜÇ KURUM ADINA TEK TİP SÖZLEŞME YAPARAK, ECZACIYA İSTEDİĞİ KURUMLA ANLAŞMA YAPARAK SEÇME HAKKINI TANIMADAN ÜÇ KURUMLA BİRDEN ANLAŞMA YAPMASI MECBURİYETİNİ GETİREN UYGULAMANIN DA 2007 YILI PROTOKOLÜNÜ VE 2007 YILI SÖZLEŞME METNİNİ HUKUKA AYKIRI HALE GETİRMEKTE OLDUĞUNDAN 2007 PROTOKOLÜNÜN VE 2007 SÖZLEŞME METİNLERİNİN, ÖDEME GENELGESİNİN BU NEDENLERLE DE TELAFİSİ GÜÇ VE İMKANSIZ ZARARLARA SEBEBİYET VERMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN KARŞI TARAFA TEBLİĞİNDEN ÖNCE ÖNCELİKLE İNCELENEREK YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINI VE TÜM HÜKÜMLERİ VE SONUÇLARI İLE İPTAL EDİLMESİNİ DE ARZ VE TALEP EDERİM.
ÖZETLE;
Bahsi geçen tebliğin tüm hükümleri ile bu tebliğe dayanılarak çıkarılan genelge ve diğer mevzuatın; yürürlüğü 01/01/2008?e ertelenmiş ve tüm sosyal güvenlik kapsamında ki tüm sigortalıların sağlık hizmetlerinden eşit olarak ve tek tip olarak yararlanmasını sağlayarak sağlık hizmeti verilmesini düzenleyen genel sağlık sigortasını düzenleyen 5510 sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası yasası var kabul edilerek yani yürürlükte olduğu kabul edilerek Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenmesi yasal yetki ve görev olmadan amacı aşan hukuken yetkisiz bir düzenleme olarak hukuka aykırı olduğu kadar çıkarılan tebliğ ve bu tebliğe dayanılarak çıkarılan genelgeler hukuken yoklukla maluldur,
Yasal dayanaktan yoksun olarak düzenlendiği iddiamı kuvvetlendirecek şekilde Sosyal Güvenlik Kurumunun Başkan vekili (başkanı henüz atanmamıştır) Birol Aydemir'in açıklamalarıyla bir anlamda itiraf ve beyan edilmiştir.(kurumun bülteninde ki açıklama ektedir)
Aynı şeklide, bu tebliğ dayanak alınarak Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk eczacıları Birliği arasında yapılan 2007 yılı Protokolü ve bu protokole dayanılarak hazırlanmış 2007 yılı ilaç alım-satımı ile ilgili sözleşme metinleri de hukuka aykırı duruma gelerek hukuken yoklukla malul duruma düşmüşlerdir.
Yine, Sosyal Güvenlik Kurumunun kendisine devir olmuş üç kurum adına üç kurumun ayrı ayrı olan sigortalılarına sağlık hizmeti sunan yasa maddelerini kullanarak yetkisinin dışına çıkarak üç kurum için geçerli olacak şekilde sağlık hizmetini tek tip yapmak için tek tip anlaşma yapmak istemesi hukuka açıkça aykırıdır. Çünkü üç kurumun sigortalılarına sağlık hizmeti sunma kurallarını birleştirerek tek tip yapacak olan 5510 sayılı yasa yürürlükte değildir.
Faturaların örnekleme yöntemiyle incelenmesi ile ilgili 13/06/2007 tarihli SGK?nın fatura bedellerinin ödenmesi genelgesi ile eczacıya örnekleme yöntemini mecburen kabul ettirerek hiçbir seçme hakkı vermeden hüküm koymaları örnekleme yöntemini düzenleyen 8/3/2007 tarihli 5597 sayılı yasanın 4 üncü maddesine ve 5502 sayılı yasaya eklenen fatura ve benzeri belgelerin incelenmesi başlıklı ek madde 1?e açıkça aykırıdır.
Bu şekilde yasal yetkisi dışına çıkarak hukuka aykırı bir şekilde anlaşma yapmak yerine, üç kurum için ayrı ayrı olan sağlık hizmeti sunma kurallarını her kurum için ayrı ayrı kullanarak ve her kurum için ayrı olan uygulama talimatlarını ayrı ayrı çıkarma hakkını kullanarak, eczacılarla SSK için ayrı, Bağ-Kur için ayrı, Emekli sandığı için ayrı anlaşma yoluna gitmesi eğer üç sosyal güvenlik kurumunu tam anlamıyla yasal haklarını kullanacak şekilde devir almış ise ve yine bu kurumların tüzel kişiliği tam anlamıyla yok olmuş ise hukuka uygun bir uygulama olurdu.
Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm yetkileri ile devir aldığını belirttiği üç kurumdan bazılarının sağlık hizmeti satın almak için yasalarında uygulama talimatı çıkarmakla ilgili bir yasal düzenlemesi yok ise, bu kurumların mensupları için 2006 yılı sözleşmelerini eski şartlarla uzatma yoluna giderdi.
SGK, 5510 sayılı yasanın yürürlüğe gireceği tarih olan 01/01/2008?e kadar beklediği belli olan 5510 sayılı yasanın kapsamında ki tüm sigortalıların tek tip emeklilik işlemleri gibi, yine 5510 sayılı yasanın kapsamında ki genel sağlık sigortası uygulaması olan tek tip sağlık hizmeti sunulmasını da tüm sigortalılar açısından 01/01/2008?e kadar beklemeliydi ve böylece hukuka aykırı ve kanuni yetkisi olmadan hukuk dışı uygulamalar ve hukuken yoklukla malul işlemler yaratarak sağlık hizmeti satın aldığı özel ve kamu kurumları ve kuruluşları ile serbest eczaneleri mağdur etmez ve zarara uğramalarına neden olmaz ve kazanılmış haklarını kaybetmelerine neden olmazdı.
Yapılan uygulamalar, eczanelerin ilaç alım-satım anlaşma koşullarını baştan aşağı değiştirerek geri ödeme koşullarını, fatura kesme koşullarını, kırtasiyeyi, ilaç verilme kuralları gibi birçok uygulamayla hem tek tip uygulama deyip üç kurum adına tek bir sözleşme hem bu tek tip uygulamayla çelişkili kurumlara ayrı ayrı fatura kesilmesi gibisinden eczacıların aleyhlerine koşulları hukuk dışı, hukuka aykırı olarak değiştirmiştir.
Sağlık hizmetinin yürümesi için kamu yararı ve kamu sağlığı açısından, diğer özel ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla ve serbest eczanelerle, 2006 yılı anlaşma şartlarını uzatarak, TBMM?nin 5510 sayılı yasa kapsamında ya yeni bir yasa çıkarmasını veya 01/01/2008?e kadar beklemesine engel hiçbir durum yok iken Sosyal Güvenlik Kurumunun yasal yetkisi olmadan hukuk dışı kural koyarak bilhassa eczacılar için dayatmalarla, zorlamalarla hak kayıplarına uğramasına neden olmazdı.
Çünkü, eczane sahipleri fiilen mecburiyet durumunda kalarak %90 oranında ilaç alıcısı olan sosyal güvenlik kurumlarıyla eczanelerini işleterek mesleklerini yapabilmek ve maddi açıdan geçinebilmek için sözleşme yapmak zorundadırlar. Bu zorunluluğu ve filen oluşan mecburiyeti kullanmak anlamına gelen dayatmacı ve hukuk dışı, keyfi uygulamalar hem insan haklarına hem Anayasamızın ticaret serbestisi gibi bir çok maddesine aykırıdır.
Böylece yetkisi olmadan sağlık hizmetini tek tip yapayım derken hem hukuka aykırı davranmamış olurdu hem de eczacıları sıkıntıya, zarara sokan uygulamalardan kaçınarak Anayasamızın temel ilkelerinden olan sosyal hukuk devleti ilkemize de saygılı davranmış ve keyfilik ve hukuk dışılık yerine hukukun üstünlüğü ilkesine uyulmuş olurdu.
Bu nedenlerle ilgili tebliğin, tebliğe dayanılarak çıkarılmış genelgelerin, duyuruların, 13/06/2007 tarihli ödeme genelgesinin, tebliğ dayanak alınarak yapılmış 2007 yılı protokolünün ve 2007 yılı sözleşme metninin ve bugüne kadar yapılan ve 31/07/2007?e kadar ve sonrasında yapılacak tüm 2007 yılı anlaşmaları için geçmişe dayalı olarak da TÜM HÜKÜMLERİ VE SONUÇLARI İTİBARIYLA İPTAL KARARI VERİLMESİNİ ve yukarıda arz etmeye çalıştığım nedenlerle telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet vereceği açıkça görüldüğünden dava dilekçemin karşı tarafa tebliğinden önce, öncelikle incelenerek YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI VERİLMESİNİ ARZ VE TALEP EDERİM.
Yasal Deliller : İş bu dilekçemde sunulan TEB merkez heyetinin, İstanbul eczacı odasının, SGK yetkililerinin açıklamaları, bilirkişi incelemesi ve iş bu dilekçem ekinde sunulan deliller ve ikamesi mümkün her türlü yasal delil.
Hukuki Nedenler :Anayasa, İYUK, Anayasa Mahkemesinin 5510 sayılı yasayı kısmen iptal kararı, 5510 sayılı yasanın 01/01/2008? ertelenmesi, 5502 Sayılı Yasa, 5510 sayılı yasa, 4734 sayılı Yasalar, 25/05/2007 tarihli SUT ve ilgili mevzuat
NETİCE VE TALEP: Ülkemizdeki yargı sürecinin uzun sürmesi de dikkate alınarak aşağıda belirtilen maddelerin Anayasa, yasa ve hukukun temel prensiplerine açıkça aykırı olması, HUKUKEN YOKLUKLA MALUL durumda olması ve telafisi güç ve imkansız zararlara sebep olması nedeni ile öncelikle incelenerek karşı tarafa tebliğden önce yürütmesinin durdurulmasını öncelikle talep etmekteyim.
Yukarıda gerek açıklamalar kısmında gerek hukuki açıklamalar kısımlarında arz ve izaha çalıştığım nedenlerle;
25-Mayıs-2007 günü resmi gazetenin mükerrer sayısında 26352 sayı ile yayınlayarak 15-Haziran-2007 tarihinde yürürlüğe sokulan SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNİN tüm maddeleri ve bu maddelere dayanılarak yürürlüğe sokulan genelge ve diğer tüm kurallar ve diğer mevzuatların hükümleri, tüm duyurular ve SGK?nın 13/06/2007 tarihli ödeme genelgesi ile 02/07/2007 tarihinde imzalanmış sosyal güvenlik kurumu kapsamında ki kişilerin Türk Eczacıları Birliği üyesi eczanelerden ilaç teminine ilişkin 2007 PROTOKÜLÜNÜN ve buna protokole dayanılarak hazırlanmış 2007 SÖZLEŞME METNİNİN ve eczacıların imzaladığı tüm 2007 yılı sözleşmelerinin telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet vermesinin önüne geçmek dava dilekçemin karşı tarafa tebliğinden önce, öncelikle incelenerek acilen yürütmesinin durdurulmasına ve yürütmesi durdurulması istenen ilgili TEBLİĞİN, bu tebliğe dayanılarak çıkarılmış tüm genelgelerin ve düzenlemelerin, 13/06/2007 tarihli fatura bedellerinin ödenmesi genelgesinin, 2007 YILI PROTOKOLÜNÜN ve bu protokole dayanılarak hazırlanarak 150,00YTL karşılığı satışı başlanmış 2007 YILI SÖZLEŞME METİNLERİNİN ve eczacı tarafından imzalanmış 2007 yılı sözleşmelerinin tüm hükümleri ve sonuçları itibarıyla İptal edilmesine, ücreti vekalet ve mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim.
ECZACI M.CAN YETİŞEN
Ekler:
1- 16/05/2006 tarihli 5502 sayılı yasa metni
2- 31/05/2006 tarihli yürürlüğü 01/01/2008?e ertelenen 5510 sayılı yasa metni
3- 25/5/2007 tarihli SGK Sağlık Uygulama Tebliği
4- 5510 sayıl yasanın 01/01/2008?e ertelendiğinin SGK?ca duyurusu
5- 30/12/2006 tarihli SGK?nın 2006 yılı protokol ve sözleşme uzatımı duyurusu
6- 14-06-2007 tarih 2007/46 No.lu, SGK?nın fatura bedellerinin örnekleme yöntemiyle incelenerek ödenmesi genelgesi
7- Faturaların örnekleme yöntemiyle incelenmesini düzenleyen5597 sayılı yasa metni
8- 09/05/2007 tarihli 2006 yılı protokolü uzatımı ve 15/05/2007 tarihli 2006 yılı sözleşmesi uzatımı ile ilgili yazılar ve belge
9- SGK ve TEB Merkez Heyeti arasında SUT dayanaklı imzalanan 2007 protokol metni
10- SGK başkanlığından SUT ile, ödeme genelgesi ile SUT ile getirilen yeniliklerin duyurusu
11- 4734 sayılı ihale yasasının yönetmeliği
12- Bağ-Kur?un kendi başına hareketini gösteren talimatları
13- SSK?nın kendi başına hareketini gösteren talimatları
14- Sut?ta yapılan değişiklik genelgeleri
15- Maliye Bakanlığı?nın 01/03/2007 tarihli ve 02/04/2007 tarihli uygulama tebliği olan BUT?a devam duyuruları
16- TEB merkez heyetinden SUT ve TUT duyuruları
17- SGK?dan 2007 protokolü ve 2007 sözleşmeleri ile ilgili duyurusu
18- Sosyal Güvenlik Kurumu web sayfası duyurular içeriği
19- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu ile SGK Başkan vekili Birol Aydemir ile SGK bülten editörü İlhan İşman?ını 04/07/2007 tarihli SGK bülteninde yayınlanan 5510 sayılı yasa kapsamında ki Genel Sağlık Sigortasını SUT ile hayata geçirdiklerini açıklayan yazıları
20- SGK genel sağlık sigortası genel müdürlüğünün her kurum için ayrı fatura kesilmesi ve SUT ile yeni uygulamaya sokulan her reçete gurubu için ayrı fatura kesilmesi duyurusu