14 OCAK’TA HEP BİRLİKTE HAYKIRALIM: ECZACILIK MESLEĞİ SAHİPSİZ DEĞİLDİR!
Büyük Eczacı Mitingi 14 Ocak 2007 Pazar günü İstanbul Kadıköy’de yapılacak. Türkiye’nin dört bir yanından binlerce eczacı mitinge katılmak üzere hazırlıklar yapıyor. Eczacılık alanındaki gelişmelerin hızına bağlı olarak 11 eczacı odası 21 Aralık 2006 tarihinde İstanbul’da bir miting düzenleme kararı almışlardı ve hemen ertesi günü tüm eczacı odalarına ve Türk Eczacıları Birliği’ne mitinge davet yazıları gönderildi. Ülke çapındaki tüm eczacı odalarının ve birliğin mitingi desteklemesi istendi. Sözkonusu yazılarda mitingin gerçekleştirileceği günün eczacı açısından bir birlik ve dayanışma günü olacağı vurgulandı.
Türkiye’de eczacılık mesleği ve ilaç son üç yıldır sosyal niteliğinden uzaklaştırılmaktadır. Bu süreçte eczacılar meslek haklarını sürekli kaybetmektedirler.
Birkaç örnek vermek gerekirse:
Şubat 2004’te ilaç fiyat kararnamesi eczacıların kâr hadlerini düşürmüştür. Bugün 150 YTL’nin üzerindeki ilaçlarda kesin zarar sözkonusudur. Bu ilaçların pazardaki oranı yüzde 11’dir ve sürekli artmaktadır.
Kamu İlaç Alım Protokolü ile kamuya yapılan indirim, eczacılar için yüzde 2,5’tan 3,5’a çıkarılmıştır. 2006’da ise bu oran yüzde 4,5’a kadar kademeli olarak artırılmıştır.
6197’ye bağlı yönetmelik değiştirilmiş ve binlerce belediye, hayır kurumu ve cemiyetlere eczane açma hakkı tanınmıştır.
Aynı yönetmelik değişikliğiyle iş merkezlerinde sokağa çıkışı olmayan eczanelerin açılması serbest bırakılmış ve bu ayrıcalıklı eczaneler nöbet sorumluluğunun da dışında tutulmuştur.
İlacı ve eczacıyı birbirine yabancılaştıran, eczacının ve ilacın adının dahi değiştirildiği Tıbbi Ürün ve Cihaz Kurumu yasa taslağı yasalaşma yolundadır. İlaç sermayesinin işini kolaylaştırıp eczacıları yok sayan bu yasa taslağı hayata geçince 1262 sayılı ilaç yasamız kaldırılacaktır.
Tüm bu haksızlık örneklerinin yanında 2007 yılında imzalanacak protokoldeki kaos, belirsizlik ve hak kayıpları eczacıyı vuracaktır. Yukarıda sıralanan, her biri eczacıya bir darbe niteliğindeki kayıpların sonuçlarını eczacılar yakıcı olarak hissetmeye başlamışlardır. Büyük Eczacı Mitingine her bölgeden katılmak üzere harekete geçen binlerce eczacının heyecanı işte bu sebeptendir. Türk Eczacıları Birliği ve bazı oda yöneticilerinin bilinçli duyarsızlığına karşın meslektaşlarımız mitingin öneminin farkındadırlar.
Aynı Merkez Heyeti ve onu koşulsuz destekleyen aynı oda yöneticileri, yukarıda saydığımız olumsuzluklar hayata geçirilirken siyasi iktidarın yanında oldular ve bu uygulamaları savundular. Bu yöneticilerden eczacının mitingine destek olmalarını beklemiyorduk, ama doğrusu kendi üyelerinin mitinge katılmalarına engel olmaya çalışmak kadar ileri gidecekleri de aklımıza gelmemişti.
İçinde bulunduğumuz koşullarda birlik, beraberlik ve dayanışma, çıkarlarımızı korumak için şarttır. Bu da ancak meydanlarda kamuoyunun önüne çıkıp haklılığımızı duyurarak siyasi iktidarı uyarmakla mümkündür. Eczacılık mesleğine ve ilaca sahip çıkmak için bundan başka yol yoktur. Gelin 14 Ocak’ta hep birlikte haykıralım: Eczacılık mesleği sahipsiz değildir!
Saygılarımla.
Ecz. Zafer KAPLAN