Hazal Ocak
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’ne göre Türkiye’de 127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuşun bulunduğu toplam 364 tür tehdit altında.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak türlerin neslinin tehdit altında olmasının başlıca nedenlerinin yaşam alanlarının işgal edilmesi, değiştirilmesi, çevre kirliliği, iklim değişikliği olduğunu söylüyor. Bu gidişi durdurmak için insanların ülkesinin doğasını tanıması gerektiğini vurgulayan Baştak “Belgesellerde gördükleri canlıların hayatta olanları yanı başımızda yaşıyor. Onları keşfetmelerini ve sahip çıkmalarını istiyoruz” diyor. Baştak ile Türkiye’de nesli tükenmekte olan canlılar üzerine konuştuk.
- Türkiye’de kaç tür var ve kaçının nesli tükenmekte?
Tolga Baştak: Türkiye’de 40 yılı aşkın bir süredir yürüttüğümüz doğa koruma çalışmalarında türlerin korunmasına özellikle önem veriyoruz. Bunun bir nedeni var. Biliyoruz ki bir türün korunması için onun besin bulabileceği, üreyebileceği bir alanın korunması gerek. Nesli tehdit altındaki bir türün yaşadığı alanı korumak da o türle birlikte, bizim yaşamımızda da hayati öneme sahip birçok başka canlının korunmasını sağlıyor. Türkiye’de de bu anlamda yapacak çok iş var. Üçte biri endemik, 10 bini aşkın çiçekli bitki ve eğrelti ülkemizde doğal olarak yetişiyor.
Ayrıca kayıtlara göre 161 memeli, 460 kuş, 120 sürüngen, 30 amfibi, 236 tatlı su balığı, 480 deniz balığı yaşıyor. Bu canlılardan birçoğunun tehdit altında olduğunu biliyoruz ancak kesin ve kabul görmüş verileri temel almak için Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’ne bakmamız gerekiyor. Kırmızı liste, tüm dünyada, tehdit altındaki bitki ve hayvan türlerini gösteren en güvenilir liste. Bu listeye göre Türkiye’de 127 balık, 103 bitki, 17 memeli ve 16 kuşun bulunduğu toplam 364 tür tehdit altında.
- Nesli tehdit altındaki hayvanlara yönelik neler yapıyorsunuz?
T. B.: Bu konuda kelaynakların korunması ile başlayan, gurur duyduğumuz bir geçmişe sahibiz. Koruma çalışmalarına günümüzde de aynı istekle devam ediyoruz. Örneğin, Adana’daki Akyatan Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’nda 11 yıldır Akdeniz’de önemli derecede tehlikede statüsünde yer alan yeşil deniz kaplumbağasını ve bölgedeki türleri korumak için çalışıyoruz. Adana’da yine turnaları ve yaşam alanlarını korumak için çalışıyoruz. 2014 yılından beri Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yürüttüğümüz sürdürülebilir turizm projesiyle yerel ve merkezi yönetimler, balıkçılar, dalış kulüpleri ve tur tekne sahipleriyle bir araya gelerek bölgedeki orfoz, deniz çayırları gibi tehdit altındaki türlerin korunması ve sürdürülebilir bir turizm anlayışının yerleştirilmesini amaçlıyoruz. Geçen günlerde bununla ilgili güzel bir haber de aldık. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 1 Eylül 2016’dan itibaren orfoz avlamayı yasakladı. Doğru bilgileri ne kadar çok kişiye ulaştırabilirsek hayvanların geleceğini de o derece koruma altına almış olacağız.
- Sizce Türkiye’de bazı hayvanların niçin nesli tükenmekte? Hangi etkiler neden oluyor?
T. B. : Farklı alanlarda yaşayan bu türlerin tehdit altında olmasının çeşitli nedenleri var ancak genelleştirmek gerekirse, avlama, doğadan toplama gibi doğrudan türlere yönelik müdahalelerle birlikte yaşam alanlarının işgal edilmesi, değiştirilmesi, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi bütün bunları tetikleyici rol oynayan başlıkları öne çıkarabiliriz.
- Bu konuya ilişkin yürüttüğünüz kampanyalar neler?
T. B.: Geçen yıl Türkiye’deki yaban hayatın sembollerinin av turizmine kurban edilmesine yol açacak ihalelerin iptal edilmesi için bir imza kampanyası başlattık ve 81 bin imza topladık. İmzaları ardından Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne teslim ettik.
- İnsanlar bireysel olarak bu konuya ilişkin ne yapabilir?
T.B. : Tehdit altındaki türlerin yaşam alanlarına yapılan müdahalelere karşı yürütülen kampanyalara destek olabilir. Vakfımıza üye olabilir, çalışmalarına destek olmak için sevdikleri bir türü evlat edinerek sembolik bir katkıda bulunabilirler. Biz, bilgi paylaşımını da çok önemsiyoruz. İnsanlar Türkiye’nin doğasını tanımalı. Belgesellerde gördükleri canlıların hayatta olanları yanı başımızda yaşıyor. Onları keşfetmelerini ve sahip çıkmalarını istiyoruz.