5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ
HAVAMIZLA, SUYUMUZLA…
TÜKETİM VE KAR HIRSINA TESLİM EDİLMİŞ BİR ÇEVRE DEĞİL,
SAĞLIKLI, TEMİZ VE YAŞANABİLİR BİR DÜNYA İSTİYORUZ…
Birleşmiş Milletler Çevre Programı 2008 yılının Dünya Çevre Günü temasını “Alışkanlığını Bırak! Düşük Karbon Ekonomisine Doğru” (Kick the Habit! Towards a Low Carbon Economy) olarak belirlemiştir.
Birleşmiş Milletler, iklim değişikliği olgusunun yüzyılı belirleyen en önemli konulardan biri olduğunu belirtilerek, ülkeleri, şirketleri ve toplulukları, sera gazı emisyonları konusunda uyarmakta ve bu emisyonların azaltılması hususunda politika ve programları uygulamaya davet etmektedir.
Dünya Çevre Günü’nde; düşük karbon ekonomileri ve enerji verimliliği, alternatif enerji kaynakları, orman alanlarının korunması ve çevre dostu tüketim gibi hayat tarzlarına ilişkin politika, proje ve girişimlerin özendirilmesi gereği öncelikle vurgulanan konu olmaktadır.
2008 yılı Dünya Çevre Günü için belirlenen tema ve yapılan açıklama bir kez daha göstermiştir ki, 5 Haziran 1972'de Stockholm'de gerçekleştirilen ve dünyanın doğal dengesinin korunması için insan ve doğal varlıklara öncelik veren bir anlayışın egemen olması gereğinin ortaya koyulduğu Çevre Konferansı'ndan günümüze hava, su ve toprağın bile şirketlerin kar güdüsünü ve iştahını artırdığı, ekonominin en önemli girdisini ya da kaynağını oluşturduğu bir döneme girilmiştir.
Önce insan önce çevre anlayışı, yerine artık,” önce ekonomi, önce tüketim, önce kar anlayışı” gelmektedir. Çevre sorunlarının önemli etmenlerinden biri olan tüketim, çevre ile birlikte anılmaya başlanmıştır. İnsanlığın temiz bir çevrede yaşama hakkı hiçe sayılmakta, bu nedenle canlılar dünyasında, her geçen gün yaşam koşulları daralmakta ve yoksul, aç, asgari hijyen ve sağlık koşullarından yoksun bir toplum yaratılmaktadır. Dünyanın gidişatı, “düşük karbon ekonomisine” değil, ama en büyük çevre sorununu olan yoksulluk ve açlığın hüküm sürdüğü bir dünyaya doğru olmaktadır...
Oysa ki, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası bir kez daha vurgulamaktadır ki; “Başka Bir İklim Mümkün” dür… Başka bir dünyanın mümkün olduğu gibi…
Doğal kaynakların dünyada ve ülkemizde sınır tanımadan talanının yaşandığı bir dönemde Türkiye 2009 yılında 5. Dünya Su Forumu'na ev sahipliği yapmaya hazırlanmaktadır. Böylece, bünyesinde çok uluslu şirketleri ve büyük yatırım bankalarını barındıran Dünya Su Forumu ile suyun ticari bir metaya dönüştürülmesi amaçlanmaktadır.
Suyun sermaye tarafından küresel düzeyde kontrol altına alınması için izlenen politikalar, suyu kamusal bir hizmet olmaktan çıkarmakta, suyun kaynaktan temini, işlenmesi, iletimi, arıtımı hizmetlerinin serbest piyasa koşullarında yapılmasının önünü açmaktadır. İzlenen küresel su politikaları ile suyun metalaşması ve özelleştirilmesi, her insanın temiz içilebilir suya erişim hakkını göz ardı etmektedir. Diğer yandan dünya nüfusunun sadece % 5’i suyunu, uluslar arası su tekellerinden / şirketlerden alırken, yine de bu şirketlerin yıllık gelirleri dünya petrol ticaretinin yıllık gelirinin yarısına ulaşmış durumdadır. Sadece bu potansiyel bile suya ulaşma hakkının nasıl bir tehdit altında olduğunu göstermek için yeterlidir. Öte taraftan dar gelirli hane halkının ödeyemediği su faturaları ile yoksulluk ve alt yapı yetersizlikleri ve kamusal bir görev olan su hizmetlerinin özel sektöre devredilmesiyle ortaya çıkan yoksunluk insanların suya erişimini engelleyen önemli sorunlardır.
Odamız, toplum ve kamu yararı eksenli politikaları hayata geçirmek, kamusal hizmet alanlarında ulusal, bölgesel ve kentsel düzeyde kamucu yaklaşımları tesis edebilmek için bu alandaki çalışmalarını yoğunlaştırarak sürdürmeye, HAVAMIZLA SUYUMUZLA TÜKETİM VE KAR HIRSINI DEĞİL, SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE “YAŞAM HAKKI”NI savunmaya devam edecektir.
Bugün, yaşam ve gelecek adına, tüm mümkünlerin kıyısındayız, istersek ve mücadele edersek başka bir dünyayı, çevre ile barışık bir yaşam ortamını yaratmak da mümkündür.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu