Greenpeace 19.02.2008 tarihinde, nükleer enerjinin ekonomisi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.‘Nükleer kumarhane’ biçiminde tasarlanan toplantı salonunda, Greenpeace gönüllüleri Türkiye haritası üzerinde kumar oynayan Fransız Areva, Amerikalı GE, Rus Atomstroyexport gibi nükleer reaktör satan uluslararası firmaların temsilcilerini canlandırdılar.
Istanbul, Türkiye — Greenpeace bugün nükleer enerjinin ekonomik sakıncalarını konu alan bir basın toplantısı düzenledi ve ‘Türk hükümeti, geç olmadan nükleer kumardan vazgeçmelidir’ mesajını verdi.
'Nükleer kumarhane’ biçiminde tasarlanan toplantı salonunda, Greenpeace gönüllüleri Türkiye haritası üzerinde kumar oynayan Fransız Areva, Amerikalı GE, Rus Atomstroyexport gibi nükleer reaktör satan uluslararası firmaların temsilcilerini canlandırdılar.
Greenpeace enerji uzmanı Hilal Atıcı ‘Türkiye’de kumar oynamak yasak. Yine de, hükümet ölmekte olan bir endüstrinin Türkiye’nin geleceği üzerinde kumar oynamasına izin veriyor. Gerçekte nükleer endüstri dünya çapında hızlı bir düşüş yaşıyor, çünkü pahalı, kirli ve tehlikeli. Bu nedenle nükleer, 20. yüzyılın kaybetmiş teknolojileri kümesine düşürülmelidir’ dedi.
Nükleer enerjiye pekçok teşvik tanıyan yasal düzenlemeleri gerçekleştiren hükümet, şimdi de nükleer şirketleri teklif vermeye davet ederek yeni bir ihale açmaya hazırlanıyor.
‘Türkiye için önerilen nükleer kurulu güç, hükümetin bu yıl sağlık için yapacağı harcamaların iki katına malolacak’ diyen Hilal Atıcı şöyle devam etti: ‘Uzun dönemli politik kararlar alınırken, maliyetlerin dinamik olarak düşüş trendine dikkat edilmelidir. Yenilenebilir enerjilerin maliyetleri sürekli olarak azalmakta. Hükümet bu ülkenin halkı için gerçekten ekonomik, sürdürülebilir ve temiz bir enerji geleceği istiyorsa, yenilenebilir enerjilere, akıllı enerjiye ve enerji verimliliğine yapılacak yatırımları cesaretlendirmelidir. Türkiye’nin elinde servet değerinde yenilenebilir enerji kaynakları ve büyük bir enerji tasarrufu potansiyeli var.”
Ülkedeki genel trend enerji piyasasının serbestleştirilmesiyken, yeni yapılan düzenlemelerle nükleer enerjiye istisnai bir ayrıcalık tanınıyor. Yeni yasaya göre sadece nükleer santral kurmak amacıyla oluşturulacak bir KİT, nükleer konsorsiyumun ortağı olabilecek. Greenpeace, yatırım maliyeti çok yüksek olan nükleer enerjinin tüm risklerinin devlete, dolayısıyla vergi mükelleflerine yükleneceğinden kuşku duymaktadır.
'Nükleer Enerjinin Ekonomik Durumu' için tıklayın.
Greenpeace’in hazırladığı dosyadan nükleer enerjinin ekonomisi üzerine çarpıcı bulgular:
• Türkiye planladığı 5000MW’lık kurulu gücün gerektirdiği 4 ya da 5 nükleer reaktörün tamamını inşa etse bile, bu Türkiye’nin 2020 yılı elektrik enerjisi ihtiyacının %4’ünden, birincil enerji ihtiyacının ise %1’inden daha azını karşılayabilecek. Buna karşılık Türkiye’nin yenilenebilir enerjilerinin toplam ekonomik potansiyeli, Türkiye’nin 2020 yılında ihtiyacı olan elektrik enerjisinden daha fazla.
• Nükleer enerji santrali inşa etmek maliyet aşımları ve gecikmeler nedeniyle sermaye yoğunluklu büyük bir risk. Hiçbir gecikme olmasa ve söküm, yükümlülük ve atık maliyetleri dahil edilmese bile, kurulacak 4 reaktörün minimum maliyeti 16 milyar ABD Dolarını bulacak. Bu Türkiye’nin yaklaşık 8 milyar USD olan yıllık sağlık bütçesinin iki katı.
• 50 yıllık geçmişine rağmen nükleer her zaman için devlet teşvikine bağımlıdır. Yeni yapılan düzenlemelerle, Türk hükümeti ekonomik riski, nükleer reaktör satan uluslararası firmalardan alıp, Türk elektrik tüketicilerine ve vergi mükelleflerine yüklemiştir.
• Öğrenme oranlarına ve genel trendlere bakarsak nükleer enerjinin maliyetleri yükselirken, yenilenebilir enerji maliyetleri sürekli düşmektedir ve verimlilikleri artmaktadır.
• Nükleer enerjiye yatırım yapmak, sürdürülebilir ve verimli enerji teknolojilerine yapılacak yatırımlardan çalmaktır. Düzenlemeler de açıkça gösteriyor ki; hükümet nükleer enerjiye yenilenebilir enerjilere oranla daha fazla teşvik hakkı tanımaktadır. Yenilenebilir enerjiler küresel piyasada büyük bir sıçrama yaparken, Türk hükümetinin yenilenebilir enerji ile ilgili hiçbir yasal veya siyasi hedefi bulunmuyor.