Nobel ödüllü ekonomist ve New York Times yazarı Paul Krugman ’gaz salımlarını azaltma konusundaki başarısızlığımız devam ettikçe daha kötüsü ile karşılaşacağız’ derken bir yandan da kötü enerji politikalarının gıda fiyatlarının artışında oynadığı role dikkat çekiyor.
Nobel ödüllü ekonomist ve New York Times yazarı Paul Krugman gazetede kaleme aldığı makalesinde "eldeki kanıtlar daha kaygı verici bir hikayenin varlığına işaret ediyor" diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: Gaz salınımlarından dolayı iklim değişikliği devam ettikçe gıda fiyatları yükselişinde henüz başlangıcı yaşıyor olabiliriz.Gıda fiyatlarındaki yükseliş aynı zamanda son zamanda emtiaya olan artan taleple de ilgili bir durum. Gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı büyüme alüminyumdan, çinkoya kadar çeşitli hammaddelerin talebini 2009’un başından beri artırmış durumda...
Çin gibi gelişmiş ekonomilerdeki büyüme hızının et tüketimi artırması hayvanları otlatmak için daha fazla alan ayrılmasını beraberinde getirmesi bir gerçek. Aynı şekilde, başta pamuk olmak üzere hammadde üretimi için daha fazla toprak ayrılmasının, tarım için ayrılan alanları azaltması da başka bir gerçek. Bio-yakıt üretiminde kullanılan etanol üretimi için mısırdan vazgeçilmesi diğer bir gerçek. Yani, hem ekonomik büyüme hem de kötü enerji politikası gıda fiyatlarının artışında rol oynuyor.
Tüm bunlara rağmen gıda fiyatlarındaki yükseliş geçen yaz hava şartları ağırlaşıncaya kadar diğer emtia ürünlerindeki yükselişin gerisinde kalmıştı...
O zaman sorulması gereken soru şu; hava şartlarında yaşanan bu aşırı değişimin arkasında ne yatıyor? Bu durum bir noktaya kadar, doğal bir olay olan La Nina hava akıntısının normalden daha soğuk hale gelmesinden kaynaklanıyor.
La Nina’dan kaynaklan durumlar tarihsel olarak bakıldığında küresel gıda krizleriyle ilişkili bir seyir takip ediyor. Aynı durum, 2007-2008 döneminde yaşanan krizde de görülmüştü.Ancak hikayenin tamamı bu değil. Bu kış bolca yağan kara bakıp yanılmayın, 2010, La Nina’nın yılın ikinci yarısındaki soğutucu etkisi ve güneş faaliyetlerinin en az olduğu dönem olmasına rağmen rekor sıcaklık bakımından 2005 ile yarıştı. Rekor sıcaklıklar sadece Rusya’da değil, dünyanın beşte biri alanı kaplayan 19 ülkede daha görüldü.