WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), büyük şehirlerdeki su şebekelerinde meydana gelen ortalama yüzde 50 oranındaki kaybın önlenmesini amaçlayan "contahareketi" kampanyasını başlattı. Sanatçı Gülben Ergen’in yer aldığı reklam filmiyle de desteklenen "contahareketi" kampanyasının detayları, İstanbul’da bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
Şebeke kayıpları yüzde 50 seviyesinde
Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle her geçen gün azalan su kaynaklarının korunması için önemli projeler gerçekleştiren WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), su havzaları ve tarımsal sulamadan sonra, suyu evlerimize taşıyan şehir şebekelerindeki sorunlara dikkat çekmek için de "contahareketi" kampanyasını başlattı.
WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Akın Öngör kentlerde şebeke suyundaki ortalama yüzde 50’leri bulan kayıpların çok ciddi ve dikkatle ele alınması gereken bir sorun olduğunu belirterek, su kayıpları, kentsel su kullanımı konusunda kamuoyunu bilgilendirmeyi, soruna yol açan uygulamalara dikkat çekmeyi ve herkesi harekete geçirmeyi hedeflediklerini söyledi. Öngör konuşmasında, su şebekelerin ihtiyacı olan rutin bakım ve gereken yenileme işlemleri için daha fazla kaynak ayrılması gerektiğine dikkat çekerek "Bu nedenle tesislerin ekonomik ömürleri kısalmaktadır. "contahareketi" ile altyapı eksiklikleri nedeniyle şebeke kayıplarının fazla olduğu şehirlerde belediyelerin acilen altyapı çalışmasına başlamasını ve su kayıplarının mümkün olan en az seviyeye indirilmesini talep ediyoruz." dedi.
Genç annelere görev düşüyor.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak ise kampanyanın genç anneleri harekete geçirmeyi amaçladığını anlatarak, annelerin gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için doğal kaynakların kullanımında daha duyarlı ve geleceğe yönelik daha kaygılı olmasında bu kararın etkili olduğunun altını çizdi. Sanatçı Gülben Ergen’in de anne duyarlılığıyla kampanyanın gönüllü sözcülüğünü üstlendiğini belirten Demirayak, sanatçıya öncülüğü için teşekkür etti. Demirayak, başlatılan kampanyanın sadece genç annelerle sınırlı olmadığını da belirterek, "Gelecek nesillerin su fakirliği çekmemesi için bugünden harekete geçen tüm duyarlı vatandaşlarımızı www.contahareketi.org adresinde bir çatı altında toplamayı hedefliyoruz.
Herkesi contahareketi aracılığıyla harekete geçmeye çağırıyor, kamu kurumlarının politikaları üzerinde bir baskı unsuru olma konusunda WWF-Türkiye’ye destek olmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
Dr. Filiz Demirayak Türkiye’deki 16 büyük şehirde belirlenen su şebekelerindeki kayıp oranlarıyla ilgili bazı bilgiler verdi. Demirayak, yapılan araştırmalarda, Mersin, Ankara, Bursa, Adapazarı, İstanbul, Erzurum, Konya, Adana, Kayseri, İzmir, Samsun, Eskişehir, Kocaeli, Gaziantep, Antalya ve Diyarbakır gibi büyük şehirlerde su şebekelerinde yaşanan kayıp oranlarının yüzde 12 ila yüzde 66 olarak belirlendiğini söyledi. Bu illerin toplamında su kaybının ortalama yüzde 43,8 gibi çok yüksek bir orana ulaştığını açıklayan Demirayak şöyle konuştu.
"Türkiye’de nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı (yani 26 milyon 477 bin 406 kişi) 16 büyük kentte yaşıyor ve 16 büyük kentin şebeke kayıplarının oranı ortalama yüzde 43,8. Diğer bir ifadeyle, ülkemizdeki 16 büyük kentte, her 100 metreküp suyun 43 metreküpü yolda kayboluyor. Dolayısıyla şebeke kayıplarının önüne geçerek milyonlarca metreküp su tasarrufu sağlanabilir. Bu nedenle başlattığımız "contahareketi" adlı duyarlılık kampanyasında, elimizde belediye kaynaklarından alınan verileri bulunan 16 büyükşehir belediyesiyle bu çalışmaların başlamasını planladık. Öncelikle bu kentlerin belediye başkanlarından sızıntı yapan şebeke borularını yenilemelerini istiyoruz."
Su kayıpları vatandaşın cebine nasıl yansıyor?
Şebeke kayıpları konusunda vatandaşların belediyelerin harekete geçmesini istemesinin yanı sıra evlerdeki su sızıntılarını önlemek hem su hem de para tasarrufu sağlayacak. Evlerdeki sızıntılar vatandaşın cebine oldukça büyük bir miktarda yansıyor. Sızıntı halinde fazladan harcanan su miktarı 15-650 ton arasında değişiyor. Faturayı ise 33 ile 2.500 YTL arasında artırabiliyor. Tamir ettirilmeyen musluk ya da rezervuarlardan damla şeklinde akan su bir ayda 5 ton su kaybına neden oluyor. 5 ton suyun tüketiciye yansıması yaklaşık 10 YTL.
Suyun toplu iğne kalınlığında sızması halinde 15 tona yükselen kayıp, daha büyük sızıntılarda 136 tona kadar çıkıyor. Rezervuar ve musluktan 0,5 milimetre çapında yani "bir toplu iğne kalınlığında" sürekli akan su günde yaklaşık yarım ton, ayda ise 15 ton fazladan su harcanmasına neden olmakta. 10 tonun üzerindeki harcamaların yüksek fiyattan tarifelendirilmesi nedeniyle bu kaybın aboneye maliyeti 33,5 YTL.
Sızıntının 1 milimetreyi bulması halinde boşa giden su ayda 42 tona çıkarken, faturası da 120 YTL’ ye yükseliyor. 1,5 milimetre kalınlığındaki sızıntı aylık 79 ton, 2 milimetrelik sızıntı da ayda 136 ton suyun boşa gitmesi anlamına geliyor. Genellikle imalatta su kullanılan iş yerlerinde daha çok görülen 4 milimetre kalınlığındaki su kaçağı abonenin su saatine 650 ton olarak yansırken, iş yerlerine farklı fiyat tarifesi uygulandığı göz önüne alındığında, fazla suyun faturaya yansıması 2.500 YTL’ yi bulabiliyor.
Toplantıya ayrıca "contahareketi" reklam filminde yer alan sanatçı Gülben Ergen, WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Erener de katıldı.
Bilgi için:
Deniz Şilliler Tapan, WWF-Türkiye Basın ve Yayın Koordinatörü, dtapan@wwf.org.tr