Ecz. Şeyma Nur AKBULUT

Halk sağlığında primer öneme sahip bir meslek grubu olarak fakülte sıralarında 5 yılda edindiğimiz araştırmacı kimliğimizi mezun olduğumuzda şüphesiz “Hastalarımızın ihtiyaç duyduğu her an yanı başlarında” olabilmek için kullanacağız. Peki, yeni mezunlar olarak bu serüvenin neresindeyiz? Hastalarımıza en iyi hizmeti verebilmek, toplumu bilinçlendirebilmek için ilk adımı ne zaman ve nasıl atmalıyız?

Mesleğime ilk adımlarımı atarken dünyaya gözlerini yeni açmış bebeklerimizin ve onların biricik annelerinin iyi olma haline destek olabilmek amacıyla T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Emzirme Danışmanlığı Uygulama Kitabı”nı referans alarak bir yazı serisi oluşturdum. Bu yazı serisi, emzirmenin ve anne sütünün öneminden doğru emzirme tekniklerine, psikolojik danışmanlıktan emzirme döneminde ilaç kullanımına varan kapsamlı bilgiler içerecektir. Serinin hem annelerimize hem de siz kıymetli meslektaşlarıma hasta danışmanlığı konusunda yardımcı olabilmesini umuyorum.

1.Bölüm Anne-Bebek Dostu Eczacılık!

Sağlığı korumaktan söz ederken elbette önce sağlık ve sağlık okuryazarlığı kavramları üzerinde durmamız gerekir. Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, “Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.” Sağlık okuryazarlığını ise, “Sağlığın korunması ve sürdürülmesi için bireyin sağlık bilgisine ulaşma, anlama ve kullanma becerisi” olarak tanımlamıştır. Bu tanımdan yola çıkarak anne-bebek arasındaki tam iyilik halini sağlayabilmek, danışanlarımızın doğru sağlık bilgilerine erişimine aracı olmak anne-bebek dostu eczacılıkta atabileceğimiz ilk adım olacaktır.

Peki, "Emzirmenin anne ve bebek sağlığı üzerindeki hayati önemi nedir?" Anne-bebek arasındaki ten temasına doğumdan hemen sonra, doğumu takip eden 1 saat içerisinde ise emzirmeye başlanması yenidoğanların hayatta kalması ve iyi bir gelişim göstermesi için çok önemlidir. DSÖ ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), emzirmeye doğumdan sonraki ilk 1 saat içerisinde başlanmasını, bebeğe ilk 6 ay yalnızca anne sütü verilmesini ve altı aydan sonra uygun besin takviyeleriyle emzirmenin iki yaşa kadar sürdürülmesini önermektedir. Ancak ne yazık ki bu uygulamanın ülkemizde, anneye sağlık profesyoneli tarafından yeterli danışmanlık verilmemesi, annede beliren özgüvensizlik, annenin işe başlaması, annenin yeterli destek görememesi, sezaryen doğum oranının yüksek olması gibi sebeplerden ötürü yaygın olmadığı görülmektedir.

Bu konuda farkındalık oluşturabilmek ve annelerimizi bilinçlendirebilmek için çok güzel projeler çıkartacağımıza olan inancım tam. Hadi 2.bölümde “Emzirmenin Önemi” konusu ile birlikte başlayalım!

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat