ECZACI KAMUOYUNA!! (28.12.2012)

Üyesine hizmet etmek yerine efendilik yapmayı tercih eden TEB Merkez Heyeti son dönemlerde edindiği “ben bilirimci” ve “ben ne yaparsam doğrusunu yaparım” politikasına devam etmektedir.

1996 yılından beri eczacı kamuoyunun yakın takipçisi olduğu ve büyük ümitler bağladığı 6197 sayılı yasamızda yapılan değişiklikler 31 Mayıs 2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve eklenen geçici madde 4 ile altı ay içinde kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin hazırlanarak yürürlüğe gireceği belirtilmiştir. Bunca zaman sonra değişen yasanın beklentilere cevap verebilmesi için yasanın pratikteki uygulaması olan yönetmeliğin büyük önemi bulunmaktadır. Ancak TEB Merkez Heyeti eczacıyı bu kadar yakından ilgilendiren bu yönetmelik konusunda her zamanki gibi ketum tavrını korumakta ve üyesini bilgilendirmemektedir. TEB tarafından 27 Eylül 2012 tarihinde eczacı odalarına taslak metin gönderilmiş ve 8 Ekim 2012 tarihine kadar da odaların görüşlerini bildirmelerini istemiştir. Odalardan giden görüşler doğrultusunda eczacı örgütü olarak ortak bir metin oluşturmak için Merkez Heyeti’nin bir çalıştay yapması beklenirken; 22-24 Kasım 2012 tarihinde Afyon’da gerçekleşen ikinci bölgelerarası toplantıda jet hızı ile yapılan yönetmelik sunumunda, odalara gönderilen taslak ile Merkez Heyetinin bakanlık yetkilileri ile yaptığı görüşmeler sonucunda mutabakata yaklaştığı taslak arasında birçok farklılık olduğu görülmüştür. O salonda ve sonrasında en azından TEB’in yönetmelik hakkında düşüncelerini görmek, bir nebze de olsa katkı sunabilmek adına son taslak Merkez Heyetinden istenmiş ancak, “zaten yönetmeliğin çıkmasına 5-6 gün kaldı, zaman dar” gibi sudan sebepler ile son metin eczacı kamuoyu ile paylaşılmamış ve eczacının geleceğini ilgilendiren bu yönetmelik gizlenmeye çalışılmıştır. Bugün için gelinen noktada (30 Kasım-2012’nin üzerinden 28 gün geçti) hala bir yönetmelik yayınlanmadığı gibi Merkez Heyeti tarafından da eczacı kamuoyuna bir açıklama yapılmamıştır. Herkesin merakla beklediği yönetmelik hakkında maalesef kulaktan dolma bilgiler ile zaman geçmekte, resmi kaynaktan bir açıklama yapılmamakta böylelikle de yönetmelikteki herhangi bir madde nedeni ile eczacı bir durum ile karşı karşıya kaldığında, birilerine muhtaç hale getirilmeye çalışılmaktadır. TEB Merkez Heyeti kendi var oluşunda asıl olan eczacıyı üyesi gibi değil kulu gibi görmektedir.

Bu ve benzeri durumlar eczacıların birliğine olan inancına gölge düşürmekte, aidiyet duygusunu azaltmakta ve yeni arayışlara girmesine neden olmaktadır. Fakat, Kasım-2011 döneminde yaşanan kayıpların eczanelere kazandırılması yönünde bir adım dahi ileri gidemeyen Merkez Heyetimiz aynı ülkemizin yönetiliş biçiminde olduğu gibi; tüm yaşanan olumsuzlukları muhalefete mal ederek kendini kurtarmaya ve biraz zaman geçtikten sonra yaşanan olumsuzlukları eczacıya sanki kaderiymiş gibi empoze etmeye çalışmaktadır.

Eczacı kamuoyunun hızlı trenlerden daha önemli sorunları ve gündemleri olduğunu Merkez Heyetimize bir kez daha hatırlatırken; yıllardır var olan birlikteliğin zarar görmemesi adına şeffaf, kibirsiz, paylaşımcı, sen-ben paradoksundan uzak, mesleğe ve meslektaşa artı değer katmak adına taşın altına elini koyan, meslek politikasını koltuk politikasına önceleyen, krala değil halka güvenen bir Merkez Heyeti eczacıların beklentisidir.

Saygılarımla.

Uzm. Ecz.Özgün SAĞIR

Mersin Eczacı Odası Genel Sekreteri



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat