Son ilaç fiyatlarındaki indirim ilaç sanayisini uyandırdı ama eczacılar hala uyuyor. Ne de olsa mevsim kış.
Sanayiyi temsil eden dernek ve sendikalar “indirime razıyız ama eczacıların zararını ödemeyiz. Devlet bu işe karışamaz” deyip mahkemeye başvurdu.
Şimdi tam burada filmi geriye saralım…
Yıl 2009, Çalışma Bakanı Ömer Dinçer. Fiyatlar yine düştü, eczacı yine “Ne olacak benim halim?” deyip sesini duyurmak için eyleme gidecekti ki kapıdan döndü.
Bakan Dinçer, eczacılar için kameraların karşısına geçip elindeki kağıdı da sallayarak “zararınız karşılanacak, sanayiciden hem sözlü hem de yazılı taahhüt aldık” açıklaması yaptı. Ankaralı gazeteciler bakanın salladığı kağıdın içeriğini araştırmadılar. Belki de “kağıt parçası” olarak gördüler.
Yıl 2010. Aylardan Aralık. Bakan da aynı, olay da aynı. “2010 yılı sağlık harcamaları arttı “ diye indirime gidiliyor.
Ama bu sefer eczacıların stok zararlarının karşılanması İlaç Takip Sistemi (İTS) desteği ile kısmen gerçekleşti.
Yıl 2011…
Bana göre eczacı örgütlerinden ve kendi alanında gazetecilerden daha iyi gazetecilik yapan, eczacılar tarafından kurulan Eczacının Sesi haber sitesi 6 Ocak 2011 tarihinde bir belge (http://www.eczacininsesi.com/index.php?yon=haber&id=4046 ) yayımladı.
2009 yılında firmalarla bakanlık arasında yapılan anlaşmaya ek olarak bir protokol imzalanmış.
Kış günü yayımlanan belgeyle eczacılar ilgilenmemiş anladım da protokole imza atanlar nasıl ‘es’ geçmiş henüz çözemedim. Kısaca bugün yaşananların olacağı o belgede var.
Protokol maddelerine bakalım.
“Sağlık Harcamalarını İzleme Değerlendirme Komisyonu’na Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD), İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği (TİSD) de katılacak”. Eczacılar sormamış “niye biz yokuz? Diye.
Firmaların eczacılara yönelik verdiği “ticari iskontoların kamuya aktarılmasına yönelik çalışma yapılması…” İskontolar kalkınca eczacıların bir kısmı uyandı. Atı alan Üsküdar’ı geçmişti…
“2011 yılının Temmuz ayına kadar belirlenen iskonto oranlarının geçerli olacağı, daha sonra tekrar gözden geçirileceği…” Sektörün indirim olacağını kestirememesi Ticaret Kanunu’ndaki tüccarda, tacirde bulunması gereken niteliklere uygun düşmüyor. Basiretleri bağlanmış.
Ve “altın vuruş.”
“… eczane stok zararları, eczanelerin İTS’ye mal bildirimi yapmaları, sektörle mutabakat sağlamaları koşulu ile bu rakamlar kullanarak ilaç sektörü tarafından karşılanacaktır”
Alttaki imzalar AİFD,İEİS ve TİSD temsilcilerine ait.
Bu protokol hala geçerli ise, Bakan Çelik, Dinçer gibi eline anlaşma metnini alıp “hasta ilaçsız kalır” diyenlere karşı sallayarak imzalarını hatırlatmalı, firmalara da eczacılara söylenen “ tek tek anlaşma imzalarım yoksa ilaç almam” diyebilmeli.
ECZACILAR SAF MI?
Bu kadar yazı yazdıktan sonra bir tartışma konusu da ben açayım. Eczacılar, SGK’nın ilaca yapacağı ödeme üzerinden iskonto yapıyorlar. Bu oran eczanenin yıllık cirosuna göre belirleniyor. Neden SGK’ya kesilen fatura üzerinden değil. Eczanenin bütün kazancı SGK’ya verdiği ilaçtan olmadığına göre…İlaca herkes eşit şartlarda ulaşacaksa indirim oranı eşit olmalı bana göre ama…
Eczacının kafa karışıklığından yararlanmak isteyen firmalar, satışlar düşmesin diye mümessilleri aracılığı “zararı karşılayacağız” mesajı veriyormuş. Bir de “film gibi hareketlerle” kampanya yapıp eczacıya tencere tava verenler bile varmış.
Tencere, çaydanlık vs. ihtiyacı olan eczacılara duyurulur.
Bilal ŞAHAN
BASIN