ECZACININ SESİ
ASIL BÜYÜK DEPREMİ BIRAKIP ARTÇILARA ODAKLANMAYIN!
Mesleki olarak yaşadığımız sorunlar bir süredir meslek örgütlerimiz tarafından SGK’ya ihtarnameler çekilerek ya da basına ve kamuoyuna açıklamalar yapılarak dillendirilmeye başlandı.
Ancak, çekilen ihtarnamelerde ve kamuoyuna yapılan bilgilendirmelerde sadece ilaç firmaları tarafından yeni KKİ oranlarının uygulanmadığı 341 kalem ilaçla ilgili sorun ön plana çıkarılmakta, hatta denilebilir ki, yalnızca bu sorun dillendirilmektedir. Sanki 341 kalem ilaçla ilgili KKİ düzeldiğinde eczacının tüm sorunları bitecek algısı yaratılmaktadır. Eczacının haksız hukuksuz bir biçimde, 341 kalem ilacı zarar ederek satması elbette önemli ve öne çıkartılması gereken bir sorundur.
Ancak bu güncel, yakıcı sorunun yanında 5 Kasım SUT değişikliği ile KKİ nin artırlmasından kaynaklanan stok zararlarının karşılanmasıyla ilgili hiçbir yasal yaptırımın olmaması, bu zararların karşılanmasının gündeme bile alınmaması, KKİ artmasından kaynaklı ciro kayıplarının eczanelerin sona hızla yaklaşmasına neden olması yine KKİ artmasından kaynaklı taşıma zararlarının artık dayanılmaz rakamlara yükselmesi gibi diğer yakıcı sonuçlarının üzeri örtülmemelidir. KKİ bir an önce eczacının sırtından alınmalı İlaç firmaları kamuya yapacakları iskontoları başka bir yöntemle, kendi aralarında çözmelidir.
10 Kasım Fiyat Kararnamesi ile yapılan son fiyat indirimleri ve her cuma günü yapılan rutin indirimler sonucu eczacı ciddi raf zararına uğratılmış ve uğratılmaya da devam etmektedir. Yayımlanan fiyat kararnamesi ile eczacının stok zararlarının karşılanması mevzuat ile güvence altına alınmıştır. Ancak bu güvence ısrarla unutturulmaya çalışılmakta ve görmezden gelinmektedir. Hiçbir meslek kuruluşumuz Sağlık Bakanlığına kararnamedeki bu yaptırımın uygulanması, detaylarının ve sürecin yazılı hale getirilmesi, kararnameye uymayan ve uygulatmayanların suç işledikleri konusunda bir baskı kurmamıştır.
Ayrıca Rekabet Kurulu yasalarına aykırı bir şekilde ilaç firmaları yazılı bir bağıt ve işbirliği içersinde Ticari İskontolarımızı kararlılıkla bir gecede kaldırmış, dolayısıyla eczacıya son darbe vurulmuştur. Ticari iskontoların kaldırılmasından doğan kayıp yeni bir ilaç fiyat kararnamesi ile telafi edilmeli, eczacı kâr oranları kararnamede arttırılarak yeniden belirlenmeli ve bu sorun firmaların iki dudağı arasından çıkarılmalıdır. Firmaların bu uygulaması da görmezden gelinmektedir. Bu konuda da meslek örgütlerinin hiçbir girişimi ve açıklaması yoktur. Bu konu da yine KKİ verilmeyen 341 ilacın gölgesinde kalmıştır.
Sonuç olarak bugün yaşadığımız çok boyutlu sorunlar yumağının yalnızca bir buyutunun üzerine gitmek doğru değildir ve birilerinin ekmeğine yağ sürmektir. 5 Kasım SUT değişikliği ile yapılan KKİ artırımları ve 10 Kasım Kararname değişikliği ile gelen BÜYÜK DEPREM’in hasarları hala ortada durmaktadır. KKİ karşılanmayan 341 İlac sorunu sadece bir artçı depremdir.
ASIL BÜYÜK DEPREMİN YIKICI ETKİLERİNİ BIRAKIP ARTÇI DEPREME ODAKLANMAYIN!
Meslek örgütlerinin TÜM ENERJİLERİNİ VE GÜÇLERİNİ sadece bu artçı depremin etkilerini düzeltmeye yönlendirmesi, asıl büyük depremin yarattığı yıkıcı sonuçları çözmeyecektir.