BASINA VE ECZACI KAMUOYUNA
2005 yılında hükümet tarafından yaşama geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık hizmetinin uygulama biçimini değiştirdi. Buna bağlı olarak insanımızın sağlık alanındaki yaşama şekli de etkilendi ve değişmeye başladı. Sağlıkta Dönüşüm Programı sürdükçe, bu değişim de sürecek gibi görünüyor.
"Sağlıkta reform" diye adlandırılan bu değişikliklerle birlikte; ülke nüfusunun hızlı artışı nedeniyle sosyal güvenlik şemsiyesinden yararlananların sayısı da hızla çoğalıyor.
Hızla artan nüfus yanında güvencesi olmayan kişilerin GSS kapsamına alınmasıyla talepler de artıyor. Artan talepleri karşılamak için bir yandan özel sağlık hizmetleri geliştiriliyor, diğer yandan, sağlığın tedavi ve ilaç bölümünde yabancıların payı büyüyor.
Kısaca söylemek gerekirse; artan talep ve sunulan hizmetle birlikte, tedavi maliyetleri de yükseliyor. Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyal Güvenlik Reformu’nun uygulanmaya başladığı 2005 yılından bu yana hükümet, yapısal dönüşümlerini sürdürebilmek adına artan giderleri kısmaya çalışıyor.
Son dönemde sağlık alanının finansal kontrolünü sağlamak için, "global bütçe" adı verilen bir program uygulanmaya başladı. Sağlık ve ilaç alanında hizmet veren en yaygın, ancak ekonomik bakımdan "küçük ölçekli işletmeler" olan eczaneler, global bütçe uygulamasından en yoğun ve olumsuz etkilenen yapılardır. Çok sık değiştirilen kararnamelerin, tebliğlerin ve ilaç sanayi ile devlet arasında yapılan anlaşmaların bedelleri yine eczacılara ödettiriliyor.
Gelinen noktada biz eczacılardan depolardan aldığımız ilacı, maliyetinden çok düşük bedele SGK’ya satmamız isteniyor.
Yalnızca eczaneler mi bedel ödüyor?
Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte, artık vatandaş da bedel ödüyor.
75 kuruşla başlayan muayene ücretleri bugün 15 liraya ulaştı. Yarın ne olacağı konusunda çok değişik şeyler söyleniyor. Muayene ücretleri yanında ilaçlarda fiyat farkları ortaya çıkmaktadır. Bu farklar önceleri çok düşük bedellerde iken, alıştıra alıştıra yüksek rakamlara çıkarılıyor.
Sadece bununla da kalmayacak. Yeni dönemde aile hekimine giden yurttaşlarımız da muayene ücreti ödeyecekler.
Sosyal Güvenlik Kurumu birçok ilacı ödeme listesinden çıkarıyor. Bu ilaçlar listeden çıkar çıkmaz fiyatları katlanarak artıyor. Bir aydan fazla süreden beri İlaç Sanayi SGK mutabakatının sağlanamamasından dolayı ilaçlar piyasadan çekilmiş ya da çok kısıtlı biçimde verilmiştir. Konunun asıl muhataplarının sahip çıkmadığı sorun, vatandaş ve eczacının omzuna yüklenmiştir. "PARAN KADAR SAĞLIK" anlayışında gelinen nokta:
Hastanın cebinden daha çok para çıksın? Eczacı zararına çalışsın?
Devlet ve ilaç sanayi anlaşacak, ama aradaki zararı eczacı ödesin.
Ya ilaç sanayicileri, SGK’nın istediği ödünleri kabul edecek, yoksa ilacı piyasaya vermeyecek. Verirse de zararını eczacı ödesin diyecek.
Biz eczacılar, eczanelerimizi yaşatmak istiyoruz. Tüm yapılanların tasarrufun ötesine giderek, eczanelerimize yaşam hakkı tanımayacak ve az bir zaman sonra bir bölümünü ortadan kaldıracak bir yöne doğru gitmek amaçlı olduğunu düşünmekteyiz. Sağlıkta dönüşümün faturası biz eczacılarla birlikte; hekimlere, sağlık çalışanlarına, işsiz kalan tıbbi mümessillere, cebinden daha fazla para ödeyen hasta yurttaşlara ödettirilmektedir.
Artık bir an önce;
İlaç Sanayi ile devlet arasında bir antlaşma olan, kamu kurum ıskontosunun eczane üzerinden mahsuplanması durdurulmalıdır. Kamu Kurum Iskontosu konunun muhatapları arasında alınıp verilmelidir. Bakanlık ise kendi yayımladığı kararnamesine sahip çıkmalıdır. Biz bu durumu kabul etmiyoruz!
Böyle giderse eczaneler bu zararları kaldıramayacak ve kapılarına kilit vurmak zorunda kalacaktır.
Buna izin vermeyeceğiz.
BİZ ECZANELERİMİZE HER ZAMAN SAHİP ÇIKIYORUZ.
Çünkü MESLEĞİMİZİ, ONU ELİMİZDEN ALMAK İSTEYENLERE TESLİM ETMEYECEK KADAR ÇOK SEVİYORUZ.
HALKIMIZA KARŞI İSE; ONU İLAÇSIZ BIRAKMAK İSTEYENLERE İZİN VERMEYECEK KADAR ÇOK SORUMLULUK DUYUYORUZ.
Bu koşullar altında, mücadele etmekten başka yolumuz yok!
HALKIMIZI SAĞLIK VE İLAÇ HAKKINA SAHİP ÇIKMAYA, BİZİMLE BİRLİKTE MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ.
15 Aralık 2011
GAZİANTEP ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU
