Bir eski yılı, son günlerini SGK sözleşmesini yenilemek amacıyla kuyruklarda uğurladık.
İşin garibi, 2012 yılında TEB ile SGK arasında 3,5 yıllık olarak imzalanan protokol hükümlerine göre olması gerektiği gibi revize edilmiş bir sözleşme de değildi kuyruklarda bekleyerek imzalayıp teslim etmeye çalıştığımız 2014 yılı sözleşmesi.
2014 yılında revize edilmediği için, 2013 yılında revize edilmiş sözleşmeyi aynen, alelacele bastırarak senenin son haftasında önümüze dayadı üst örgütümüz TEB. "Aman haa, çabuk imzalayın. Yoksa SGK’dan ödemelerinizi alamazsınız" tehdidi ile.
2014 yılı için revize edilmemiş, 2012 yılında 3,5 yıl olarak imzalanarak karar altına alınmış protokole göre, önümüze sürülerek dayatılan sözleşme kağıtlarını imzalamamış olsak SGK fatura bedellerimizden neye dayanarak kesinti yapacak, işte orası hukuki açıdan şüpheli.
Yılın son günü İlçe Sağlık Grupta görevli meslektaşım rutin denetlemesini yapmak amacı ile geldi.
Elindeki "Eczane Denetim Formu"nda yer alan konuların uygunluğunu eczanemde inceleyerek, karşılarında yer alan "EVET" ve "HAYIR" kutucuklarını işaretledi.
Birbirimize "iyi yıllar" dileyerek meslektaşımı uğurladım.
Denetleme konularına göz attığımızda bu köşede sık sık dile getirdiğim, pratikte uygulanması çok zor, hatta olanaksız olan konular karşımda duruyor.
Örnek vermek gerekirse;
6197 sayılı meslek yasamızın 28.nci maddesi eczanelerimizde satabileceğimiz ürünleri sıralamış.
Ancak, sayın Merkez Heyetimizin her bir kimselerden, özellikle de biz eczacılardan titizlikle saklayarak katkı verdikleri "Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik" 25.nci maddesi gereği, ilaç harici ürün dahi olsa, eczacıların sattığı ürünleri bildirmesi, hatta sattığını ima etmesi bile yasak.
Böyle bir uygulamanın ülkemizin ticaret kanunlarına aykırı olmasına rağmen.
Bir dükkana eczane açmışsınız. Eczane olarak kullandığınız dükkanın iki ya da üç tarafa cephesi olsa da ancak bir cephesine eczanemizin adını yazabiliriz, o yerin eczane olduğunu belirtebiliriz. Ola ki eczaneniz ara sokakta. Sakın ha, eczanenizin önüne, sokağın açıldığı cadde üzerine o sokakta "eczane" olduğunu belirten, hatta ima eden bir iz, bir işaret koymayın. Hastalar nasıl olsa, her hangi bir "Eczane" ibaresi olmasa da bulunduğunuz yerde eczane olduğunu telepatik kabiliyetleri ile anlayabilirler.
Yeni bir eczane açacaksanız eczanenizin ismi o il içinde bir başka eczanenin ismi ile aynı olamaz. Düşünebiliyor musunuz? Eğer ki, İstanbul’da eczane açacaksanız, eczane isminiz 5.000 küsur eczane isminden farklı olmak zorunda. Gel de çık işin içinden. İnsan böyle şartlarda yeni doğan çocuğuna isim bulamaz.
Neresinden tutarsan tut, elinizde kalan, dökülen, yaşamın pratiğine uymayan bir yönetmelik ortada. Tabii ki Merkez Heyetimizin katkılarıyla.
Meslek gündemimize son düşen bir haber de 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun değişeceği, bunun için de TEB bünyesinde bir komisyon kurulduğu, bu komisyonun 4.ncü toplantısını yaptığı haberi.
Altını çizerek söylüyorum. Yazımın bundan sonrası için ifade edeceğim cümleler nedeniyle kimse alınmasın, gücenmesin, kırılmasın. Aksine şapkasını önüne koysun ve düşünsün.
Her birimiz öncelikle eczacıyız. Mesleki birikim açısından birbirimizden bir farkımız yok.
Öncelikle belirteyim ki, ülkemizin ilk sıralarda yer alan üç büyük Eczacı Odası senelerdir TEB Merkez Heyetinde temsil edilmiyor. Temsil edilmediği gibi hiç bir konuda görüşlerine TEB Merkez Heyetince değer verilmiyor, yok sayılıyorlar. Hatta TEB Merkez Heyeti, İstanbul Eczacı Odasına karşı olayı neredeyse kan davası haline getirmiş durumda.
Sevgili dostlar, sevgili meslektaşlarım. Eczacılar olarak mesleki yeterliliğimiz açısından farkımız yoksa da, eczane işletmeciliği açısından farkımız var.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde bulunan eczanelerimiz ile diğer şehirlerimizde bulunan eczanelerimizin işletme şartları ne yazık ki farklılıklar gösteriyor.
Dükkan kiraları, ulaşım masrafları, sabit giderlerimiz, hatta elektrik, suya bile ödediğimiz rakamlar farklı. Herhangi bir şehirdeki eczane ile bire bir aynı ürünleri satıp, aynı ciroyu da yapsak, genel giderleri çıktıktan sonra elimize geçen ekonomik getiri farklı.
Herhangi bir şehirde nöbetçi eczane kolaylıkla bulunabilir, ama eczane yerinin belirtilmesi ile ilgili bu kısıtlamalarla üç büyük şehirde nöbetçi eczanenin bulunmasında vatandaş büyük zorluklarla karşılaşıyor. Nöbetçi olduğumuz zamanlarda telefonla yer tarif etmekten gelen hastalara hizmet veremiyoruz.
Görünen o ki, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti üyeleri yaşamın içinden, eczane pratiğinden tamamı ile uzaklaşmış, eczaneye yabancılaşmış bir konumdadır.
Bu tablodaki görüntüye baktığımızda değişecek bir Türk Eczacıları Birliği Kanununun nasıl bir halde karşımıza çıkacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Ve bu tahmin düşüncesi bir eczacı olarak beni korkutuyor. Mesleğimin, meslek örgütümün onulmaz yaralar almasından, anti demokratik bir hale bürünmesinden korkuyorum.
Her eski yıl kötü geçer, tüm umutlar beklentiler yeni yıla bırakılır. Görünen o ki, yeni yılın da eski yıldan bir farkı olmayacak.
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746
https://twitter.com/#!/ECiftci1
https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1