Dün bütün günüm Haziran ayına ait SGK reçetelerinin sonlandırılması çabaları ile geçti.

Dünyanın 8. harikası olarak lanse edilen, ancak bir türlü düzenli çalıştırılamayan İTS sayesinde depolardan kayıtsız aldığımız ve yine hastalarımıza karekodlarını keserek kayıtsız olarak verdiğimiz ilaçları kayıtlı hale getirmeye çabaladım.

Eminim ki meslektaşlarımın tamamına yakını benimle aynı kargaşayı yaşamış, aynı çabayı göstermiştir.

Sonuçta benim açımdan görünen o ki, SSK ve Yeşil Kart’lı hastaların ilaçlarının eczanelerimizden verilmeye başladığı tarihten bu yana en düşük fatura altı bedeli ortaya çıktı.

Şimdi meslektaşlarım haricinde biri çıkıp "kardeşim, hangi işin ciro ve karlılık garantisi var?" diyebilir.

Genel bir bakışla, bu soru doğru olarak kabul edilebilinir.

Ancak, o meslek erbabı yadsınamaz olarak kamu hizmeti veriyorsa, her türlü genel girdi maliyetlerinin devamlı artmasına karşın o mesleğin icrasına her yönü ile kısıtlamalar getiriliyorsa, o meslek sahibinin başka bir iş yapmasına engel olunuyorsa, o meslek sahibinin ana kalem satış malındaki karlılık siyasi erk tarafından devamlı düşürülüyorsa, o meslek sahibinin rafındaki ana kalem malın ederi yine siyasi erk tarafından her hafta düzenli olarak çalınıyorsa ...

... işte o zaman adil paylaşım ve meslek hakkı inkar edilemez bir şekilde gelir karşında durur.

Hani derler ya "bu araba su yakmıyor" diye, aynen o hesap.

Türk Eczacıları Birliği’nin mevcut yönetimine artık bir sözüm yok.

Üç buçuk yıllık SGK sözleşmesine sorgusuz, sualsiz imza atarak paçamızı kaptırtmış durumdalar. Ayrıca bizlerin cirosu düşerken, TEB Yurt Dışından İlaç Temin Birimi’nin cirosu peyderpey artmakta. Holdingleri bile kıskandıran bu büyük ciroya hükmetmenin hazzını yaşamaktalar.

Ancak hepimizin, özellikle de 54 Eczacı Odamızın başkanının ve yönetim kurulu üyelerinin şapkalarımızı önümüze koyup düşünme vakti geldi de geçti bile.

Artık çukurun dibindeyiz. Bunu görün !

Kendi adıma, hiç bir Oda başkanımdan TEB’ne ve üyelere hitap eden şikayet, yakınma, sızlanma yazısı okumak istemiyorum. Sizler bizim erk’imizsiniz, gücünüzün ve yetkilerinizin gerektirdiği şekilde davranmalısınız.

Kendi aranızdaki güven bunalımını aşmak ve ortak siyasi/mesleki çözümler üreterek yaşama geçirmeye çalışmak sizlerin görevidir ve bu görevden kaçamazsınız. Aksi halde meslektaşlarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?

Şimdiye kadar eczacıların dalga dalga gelen umutlarını sağır duvarlarda etkisiz kılarak hüsrana dönüştürdünüz.

Bari son adımınızı doğru atın.

"Ya yol bulun, ya yol açın, ya da yoldan çekilin".

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat