Eczacının Sesi e-gazete yine çarpıcı bir habere imza attı.

 

Eczacılık Fakültelerinde teorik ve pratik akademik eğitim alan ve bu eğitimin sonucu sınavları kazananlara yasaların verdiği hak ve yetkilerden yararlanmak üzere verilen "eczacı" unvanı,  Türk Patent Enstitüsü’nde Eczacıbaşı Holding Anonim Şirketi adına marka olarak tescil edildi.

 

Hem de tamamı 45 adet olan "Mal ve Hizmet Listesi" sınıflarının her biri için ayrı ayrı.

 

Yani, bundan böyle "eczacı" adını kullanacak her kişi ve/veya kuruluş Eczacıbaşı Holding A.Ş.’nden izin almak zorunda. Eee tabi ki karşılığında küçük(!) bir bedel talep edilebilir. Ya da "eczaci" adını kullanmanız engellenebilir.

 

İnsan duyduklarına, okuduklarına inanamıyor değil mi? Ya da mantığınız kabul etmiyor.

 

Senelerce verdiğimiz emek sonrası kazandığımız "eczacı" titrini, ilaç fabrikası sahibi olmaktan öte eczacılıkla ilgisi olmayan bir şirket üç kuruş para verip sahipleniveriyor.

 

Şimdi, işin arkasında hangi çapanoğlu var diye düşünmeden edemiyorum.

 

Öyle ya; 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7. maddesi marka olarak tescil edilemeyecek ad ve işaretleri belirtmiş. Bu maddenin d bendi "Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret ve adları münhasıran veya esas unsur olarak içeren markalar" diye ifade ediyor.

 

Bu hükme göre "Eczacıbaşı" adının bile marka tescilinden düşmesi gerek.

 

Yine aynı maddenin b bendi "Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ayni veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar" diye belirtmiş.

 

"Eczacı" adını tescil ettirmek için yapılan muracaatlara baktığımızda Eczacıbaşı Holding’den önce yapılmış üç başvuru var. O kişilerin müracaatları dururken her ne hikmetse Eczacıbaşı Holding A.Ş.’nin başvurusu 2011/79848 sayı ile 24.01.2014 tarihinde tescil edilivermis.

 

Dedim ya, gel de bu işin içinde bir çapanoğlu arama.

 

Bu olayda Türk Patent Enstitüsü yetkilileri kendi kendilerini töhmet altında bırakmışlardır.

 

Bunun adı, tabiri caizse rezalettir.

 

Şimdi ne yapılabilir?

 

Elbette bu hukuka aykırı durum için örgütlerimiz (TEB ve Eczacı Odaları) her bir hizmet sınıfı için ayrı ayrı iptal girişiminde bulunmalıdır. "Nasıl olsa birileri bu işi yapar, ben bulasmayayim" diye düşünürlerse bulundukları makamı çok hafife almış olurlar ve bunun sorumluluğu da çok ağır olur.

 

Bakacağız ve göreceğiz...

 

 

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat