Ülkemizde açılan Eczacılık Fakültelerinin sayısı 33’ü geçti. Bu fakültelerden 18’inde öğrenci alımı ve eğitimi yapılıyor.

Eczane sayısı hakkında net bir rakam belirtilememesine karşın uzun yıllardır 24 binli rakamlar seviyesinde. Bu kadar eczacı mezuniyetine karşın eczane sayısının 24 binli rakamlarda kalması akla "son yıllarda açılan eczane kadar, kapanan eczaneler de mi var?" sorusunu getiriyor.

Devamlı olarak artan sabit giderlerimize karşın, her hafta düzenli olarak düşürülen ilaç fiyatları ve arttırılan kamu kurum iskontoları, İlaç Fiyat Kararnamesi’ne karşın telafi edilmeyen stok zararlarımıza neden olmakta, kazandığımız gelir her geçen gün azalmakta ve artık eczane eczacılığı faaliyetimizi sürdüremeyecek hallere gelmemize neden olmaktadır.

Biraz sonra açıklamaya çalışacağım üzere eczanelerimizde ilaç dışı ürünlerin satışı da kötü giden tabloya genel anlamda çok fazla çare olamayacak durumda. Nedeni ise bu ürünlerde ön denetlemesi yapılmamış kirlilikler olması ve bu tür ürünler için de eczanelere ek sermaye konulması gerekliliği.

17 Mayıs Cuma günü Kocaeli Eczacı Odası’nın düzenlediği panelde konuşmacı olarak yer alan TEB Genel Sekreteri Ecz. Harun Kızılay da yaptığı sunumda bu tespitlerimi teyit eder veriler sunmuş, eczacılar için uzun vadede oluşturulabilecek yeni istihdam alanları üzerine bilgiler vermiş.

Ancak bizler ağırlıklı olarak bu günümüzü nasıl kurtarabileceğimizin derdindeyiz.

Gerek Ecz. Harun Kızılay’ın anlatımındaki ve gerekse bize değişik kanallardan ulaşan gayrı resmi verilerin ışığında genel tabloya bakarsak;

Net bir rakam olmasa da eczane sayısını 24500 olarak baz alalım.

2011 yılı için katılım payı, eczane ve kamu iskontolarından arındırılmış olarak SGK’nın ödediği reçete toplam bedeli yaklaşık 15.250 milyar TL iken 2012 yılında bu rakam yaklaşık 14.000 milyar TL’nın altına düşmüştür. Bu yıl ve önümüzdeki yıllarda daha da düşeceğini tahmin etmek için de müneccim olmaya gerek yok.

Bu rakamlara TEB tarafından yurtdışından getirilerek hastalara direkt ulaştırılan reçete bedelleri dahil değil.

Ve yine bildirdiğimiz KDV hariç toplam cirolarımıza göre yıllık 0,00 - 600.000,00 TL arası ciro yapan eczane sayısı 2011 yılına göre 2012 yılında 1.000’in üzerinde artış göstermiş ve toplam eczane sayısının % 55’ine yaklaşmıştır.

Yıllık KDV hariç toplam 1.500.000,00 TL ve üzeri çiro yapan eczane sayısında da 2011 yılına göre 2012 yılında 300 civarında bir azalma görülmektedir ve toplam eczane sayısına oranı % 4 civarındadır.

2011 yılında 900.000,00 TL üzeri ciro yapan eczanelerin 700’den fazlası da 2012 yılında bir alt dilime düşmüşler.

(Gerçi Ecz. Harun Kızılay’ın sunumundaki -her halde 2012 yılına ait- 6 aylık olduğu belirtilen tabloda 0,00-300.000,00 TL arası ciro yapan eczane sayısının tüm eczane sayısına oranı % 52.42, 300.001,00 - 450.000,00 TL arası ciro yapan eczane yüzdesini % 27.55, 450.001,00 - 750.000,00 TL ciro yapan eczane yüzdesini % 17.13, 750.001,00 ve üzeri ciro yapan eczane yüzdesini % 2.90 olarak belirtmiş ki bu daha da vahim bir tablo).

Lafı uzatmadan ve döndürmeden konuşmak gerekirse eczanelerin ilaç+ilaç dışı ürünlerden edindiği cirolar -eczane sayısı kayda değer artmasa da- azalıyor.

Diğer taraftan, Türk Eczacıları Birliği tarafından yurt dışından getirilen ve hastalara direkt olarak ulaştırılan ilaçların bedellerinin oluşturduğu cirolar ise her yıl büyümekte. Zonguldak Bölgeler Arası Toplantıda belirtilen cari tabloya göre 2013 yılına ait ilk 4 aydaki ciro 223 milyon TL (101.948.918,29 Euro) civarında. Ve yine İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Semih Güngör’ün 02.05.2013 tarihli yazısında belirttiğine göre 2012 yılı net karlılığı 40 milyon TL civarında.

Görünen bu tablolar ışığında neleri düşünebiliriz ve neleri önerebiliriz?

1- Türk Eczacıları Birliği’nin yurt dışından getirdiği ve hastalara direkt olarak ulaştırdığı ilaçların cirosu kamu kurum ilaç pazarının % 5’ini aşar hale gelmiştir. TEB bir Holding olmadığına ve faaliyetlerini devam ettirecek yasalarla belirlenen gelirleri olduğuna göre, buradan edinilen net karlılık üye eczane eczacıları arasında eşit olarak paylaştırılmalıdır. Bu rakam, TEB’nin eczanelerin karlılığından koparıp aldığı bir miktardır.

2- Kamu kurum reçetelerinde bölgeler bazında eşit değil ama adil paylaşımını bir an önce tartışmaya başlayarak meslek hakkı ile beraber uygulanabilir hale getirmeliyiz. Böylelikle normal şartlar altında ederi üç kuruş etmeyen dükkanlara sırf Aile Hekimi yanında diye onbinlerce TL hava parası, binlerce TL kira ödemekten de kurtuluruz. Bazı meslektaşlarımız da doktor kapısında el pençe beklemekten kurtulur.

Bu önerilerim eminim ki çok tepki görecektir. Ancak görünen tablo ortada. Bir de tablonun gösterilmek istenmeyen arka yüzü var. Onları da bilahare yazarım.

Kesin olan şu ki, kısa sürede çözümler üretmek zorundayız.

Çok eskiden beri söylenen, benim de çok sevdiğim bir slogan vardır.

"Ya hep birlikte, ya hiç birimiz"...

 

NOT 1: TEB 38. Dönem Merkez Heyeti 3. Bölgelerarası Toplantı Çalışma Raporu kitabının 189. sayfasında yer alan "24.2) Türk Eczacıları Birliği’nin Mahkemeler Nezdinde Yürüttüğü Faaliyetler" başlıklı yazının 24.2.3 no’lu paragrafında "Bir eczacı tarafından Birliğimiz ve SGK aleyhine .... açılan davada..." ibaresinde adı geçen "Bir eczacı" Birliğimizin üyesi olup adı da Ecz. Ertan ÇİFTÇİ’dir. Naçizane şahsım olur.

Kendi üyesinin adını telaffuz etmekten imtina eden bir Merkez Heyeti’nin mesleğe oluşacak hayrı da ..., ayrı konu.

NOT 2: 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un Geçici 2. maddesi "umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde engellilerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir." ibaresini içermektedir.

Sayın TEB yöneticilerim; Kanunun ilgili maddeleri gereği, umuma açık hizmet veren yerlerden olan eczanelerimizin giriş bölümleri de 07.07.2013 tarihine kadar engelli vatandaşların erişebilirliğine uygun hale getirilmek zorunda mıdır?

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat