ECZACININ SESİ

İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay SAYILKAN, kendi köşesinden yazdığı yazıda stok zararları sorununu irdeledi.

Süreci tüm detaylarıyla anlatan Sayılkan, stok zararları konusunda en mantıklı çözümün geçiş süreci olduğunu yazdı.

Tuncay Sayılkan’ ın yazısının tümünü aşağıda yayınlıyoruz:



 

AKILCI VE KALICI ÇÖZÜM…

Üzerinden sekiz ayı aşkın zaman geçmesine karşın, 2011 yılı Kasım ayında yaşanan ilaç fiyat indirimleri ve KKİ artışlarından kaynaklanan stok kayıplarımızın telafisi önceki yıllarda olduğu gibi bir türlü çözüme kavuşamıyor.

Geçtiğimiz yıl depo çıkışlarına göre 15-30-45 formülünü öneren Eczacı Odalarının birlik beraberliği bozduğu ve bu yüzden de stok kayıplarının telafisinde çözümün geciktiği ve eksiklikler olduğu merkez heyetince açıklanmıştı.

Bu kez 2011 yılı sonlarında yayınlanan kararname ile yapılan düzenleme ve merkez heyetinin 2012 yılı Haziran ayındaki çağrısıyla başlayan süreçte, eczacı odaları en başından beri birlikte hareket ettiler ve meslektaşlarımızın tamamı da yapılan çağrıya uyarak İTS’ ye bildirim yaptılar.

Ancak, beklenen çözüm sektörün bileşenleri ile birlikte oluşturulamayınca yine değişen bir şey olmadı ve Merkez Heyeti eczanelere geçen yıl olduğu gibi faturalarınızı kesin ve 25 Haziran 2012 tarihine kadar dağıtım kuruluşlarına teslim edin, almayanlarla da hesap kapatmayın (!) çağrısı yaptı. Bu hamle birçok bilinmeyeni de beraberinde getirdi.

1.Kesilen faturaların ne kadarının ödeneceği, imalatçı-depocu fiyatlarında oluşan farkların nasıl çözüme kavuşacağı ve mal fazlaları için nasıl bir işlem yapılacağı gibi konuların yanı sıra, uzunca bir zamandır kararname gereği talep ettikleri zammı alamayan firmaların tavrı nasıl olacaktı?

2.Dağıtım kuruluşları ilaç firmalarından gerekli kaynak aktarılmadan ya da stok zararlarının telafisi yönünde bir taahhüt olmaksızın bu faturaları muhasebeleştirip risk almayı kabul edecek miydi?

Tahmin edildiği gibi dağıtım kuruluşları eczanelere fatura keserek tahsil edilmeyen rakamlar için yüksek oranda KDV ödemeleri yerine, eğer firmalarca ödeme yapılır ise belli aralıklarla sadece kesinleşmiş rakamlara fatura keserek zarar görmemelerini önerdiler.

Ecza Kooperatifleri ise merkez heyetinin faturaları kesin, dağıtım kuruluşlarına teslim edin çağrısını mantıklı bulmasa da, örgütsel duyarlılık içinde faturaları kabul edeceklerini ama muhasebeleştirmeyeceklerini, ancak firmalardan ödeme yapılması halinde eczanelerin hesaplarına yansıtılacağı ve süreç sonunda aradaki farkın tekrar eczaneye fatura edileceğini duyurdular.

Merkez Heyetimiz ise, yaptığı açıklamalarda stok farkı faturalarını kabul etmeyen dağıtım kuruluşlarına ve stok zararlarını karşılamayan ilaç firmalarına tepki koyarken, stok zararlarının telafisini içeren kararnamenin işletilmesi için ilgili bakanlığın göreve davet edilmesinden hiç mi hiç söz etmedi.

Görüldüğü gibi, son yıllarda ısrar edilen yöntemlerle eczanelerimizde oluşan kayıpların giderilmesi pek mümkün görülmüyor. Zamanımızın ve enerjimizin boşa harcanmasının yanı sıra, kestiğimiz faturalardaki rakamların altında yapılan ödemeler, yapılmayan ya da eksik yapılan ödemeler gibi sorunlar ve de her yıl sektörün bileşenleri ile sürekli kavga hali hepimizi yıpratıyor.

Ancak, yıllardır süregelen bu sorunun çok mantıklı ve akılcı bir çözümü olmalı. En başından beri hedeflenen sağlık bütçesinin tutturulabilmesi amacı ile KKİ oranları devamlı artırılmakta ve ilaç fiyatları sürekli düşürülmektedir. Yani eczanelerimizde yaşadığımız stok zararlarına yol açan gelişmeler ağırlıklı olarak her yıl SGK’ nun talebi üzerine yapılan düzenlemelerden kaynaklanmaktadır.

Olması gereken, sadece Kasım-Aralık aylarında geleneksel hale gelen toplu indirimler için değil, yıl içinde yaşanan tüm indirimler ve farklı zamanlarda gerçekleşen KKİ artışlarının da ilgili firma tarafından SGK’ na bildirilmesi ve yeni fiyatların pratikte uygulamasının başladığı tarihten 45 gün sonra Medula Provizyon sisteminde yeni fiyata geçilmesi sorunun mantıklı çözümü olacaktır.

Aksi halde, SGK her yıl global bütçenin aşıldığı gerekçesi ile yeni indirimleri dayatacak, eczanelerimizde yeni stok kayıpları oluşacak ve bizler yine sektörün bileşenleri olan dağıtım kuruluşları ve ilaç firmaları ile yeni gerginlikler yaşamaya devam edeceğiz.

Her yıl global bütçenin tutmadığını öne sürerek KKİ oranlarını artıran, dilediği ilacın geri ödeme kurallarını ağırlaştıran, istediği ilacı geri ödeme listesinden çıkaran, muayene katkı paylarını sürekli artıran, bilimsel verilere ve tıbbi gerekçelere dayanmayan ama tasarruf amaçlı SUT değişikliklerini tek taraflı yapan SGK’nun da sektörde yaşanan sorunun çözümü için adım atma zamanı gelmiştir.

Eczaneler yaşadıkları ciddi ekonomik sıkıntılar nedeniyle artık bu yükü taşıyamayacak konuma gelmişlerdir. Daha fazla zaman ve enerji kaybetmeden, sonuç alma şansı olmayan deneme–yanılma yöntemleri terk edilmeli, sektörün bileşenleri ile kavga etmek yerine hep birlikte yol haritası belirlenmeli, akılcı ve kalıcı çözüm için her yıl sürekli indirim talep eden ve sadece tasarruf amaçlayan SGK’ nun da çözüme katkı koyması sağlanmalıdır.

Saygılarımla…
Ecz.Tuncay Sayılkan



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat