Sağlıkta Dönüşüm SUT Değişiklikleri ile Devam Ediyor
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından halen uygulanmakta olan Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklik paketi geçtiğimiz hafta sonu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Genel hatları ile bakıldığında yeni düzenlemelerin bilimsel veriler göz ardı edilerek hazırlandığı, teşhis ve tedavi süreçlerinde olduğu kadar uygulamada da ciddi sıkıntılar doğuracağı görülmektedir.
Son uygulama hükümetin sosyal devlet anlayışını tamamen terk eden bir tutum içine girdiğinin açık göstergesidir.
Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişikliklerin; sürekli gelişen bilimin ışığında, uygulamada görülen aksaklıkların hasta odaklı düzeltilme süreçlerini içinde barındırması gerekirken, son uygulamalara bakılığında ne yazık ki gelir-gider hesaplarının ön plana çıktığı maliye politikalarının karar sürecine hakim olduğu bir anlayışla düzenlendiği görülmektedir. Bu durum yıllarca sağlık primini ödemede her türlü fedakarlığı yapmış, çoğu kez maaşını bile alamadan prim tahsilatını karşılamış, emekli ve çalışan hak sahiplerini derinden yaralamış ve mağdur etmiştir.
Bir kez daha ısrarla yineliyoruz!
Sizler sadece sağlık bütçesini göz önüne alarak vatandaşın kullanmak zorunda olduğu ilaçları kısıtlayamazsınız. Bu ilaçların alınması hayati derecede önem taşırken bilimsel veriler dışında bir değerlendirme yaparak vatandaşın en temel hakkı olan ve Anayasamızda da yer alan sağlıklı yaşam hakkını elinden alamazsınız.
Bu Tebliğ ve 25 Haziranda yayımlanan "Tamamlayıcı Sağlık Sigortası"(TSS) ile ilgili genelgeyle Sağlıkta Dönüşüm Programının bizler tarafından ısrarla dile getirilen gerçek yüzü bugün tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.
Hükümet tamamlayıcı sağlık sigortası ile hasta tarafından ödenmesi zorunluluğu getirilen ekstra ücretler, yatak ücretleri vb. ödemeleri sigortalatmanın önünü açarken, yayınlanan son Tebliğ ile de 28 Temmuz 2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumuna özel sağlık hizmeti sunucularına doğrudan müracaatlara ilişkin usul ve esasları belirleyebilme yetkisini vermektedir. Bu düzenleme sevk zincirinin yeniden hayata geçirilmesi anlamını taşımaktadır ve Sağlıkta Dönüşüm Programının başlangıcındaki "dilediğin doktora muayene olabileceksin" güvencesinin artık ortadan kalktığının ve "paran kadar sağlık" anlayışının tüm kurumlarıyla devreye sokulduğunun göstergesidir.
Sağlık Uygulama Tebliği ile lipid düşürücü ilaçların kullanım ilkelerinin bilim dışı bir yaklaşımla yeniden belirlenmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Yeni uygulama ile kriter olarak alınan LDL değerlerinin yükseltilmesi ve ek risk faktörleri belirlenerek bu kriterlere göre ödeme şeması oluşturulması Sosyal Güvenlik Kurumunun kendi ekonomik kriterlerini baz alarak tebliğlerde değişiklik yaptığını ve asli görevi olan halk sağlığını korumayı göz ardı ettiğini göstermektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu sürekli olarak hekimin tedavi düzenine müdahale etmekten vazgeçmeli, tebliğlerde ilaç kullanımına yönelik yapılacak yeni düzenlemeler tıp ve eczacılık alanının uzmanlarının görüş ve önerileri alınarak oluşturulmalıdır.
Sağlık Uygulama Tebliğinin hastalarımızın ilaca ulaşımında engel oluşturan ve düzeltilmesi gereken değişiklikler incelendiğinde;
Akut kanaması olduğu durumlarda ya da cerrahi girişimler öncesi faktör tedavisi görecek hemofili hastalarına 3 gün süreli rapor düzenlenmesi ile ilgili SUT’ta yapılan değişikliğin uygulanması ile ilgili birçok eksiklik bulunmaktadır. Bu eksiklikler ile ilgili Türk Eczacıları Birliği’ne gönderdiğimiz yazıyı bilgilerinize sunuyoruz.
Multipl skleroz hastalığında beta interferon ve coperlymer-L kullanım ilkeleri belirlenirken raporların 3. basamak sağlık tesislerinde düzenlenme zorunluluğunun getirilmesi ve düzenlenmiş raporların geçersiz kılınması hastalarımızı ciddi anlamda mağdur edecek uygulamalar olacaktır.
Lipid düşürücü ilaç kullanan ve multipl skleroz hastalarının sağlık raporları SUT’un "...Bu SUT hükümlerine uygun olmayan raporlar, SUT’un 6.1.3 numaralı maddesinin altıncı fıkrası kapsamında bu SUT hükümlerine uygun hale getirilebildiği takdirde geçerli olacaktır. (Kurumca süresi sonuna kadar geçerli olacağı duyurulan raporlar hariç)" hükmü gereği 4 Ağustos 2012 tarihi itibari ile geçerliliğini yitirecektir. Türk Eczacıları Birliği’ne bu hususun düzeltilmesi ile ilgili bir yazı gönderilmiştir.
Geçtiğimiz yıl 1 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 11 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe giren Sağlık Uygulama Tebliği değişikliliğinde de aynı hata yapılmış, 11 Mart 2011 tarihinden önce düzenlenen sağlık raporlarının, düzenlendikleri tarihte geçerli olan SUT hükümlerine uygun olması koşuluyla, süresi sonuna kadar geçerli olduğu 14 Martta SGK resmi internet sitesi üzerinden duyurulmuştu.
Hasta mağduriyetlerinin önlenmesi açısından 4 Ağustos 2012 tarihinden önceki sağlık raporlarının, düzenlendikleri tarihte geçerli olan SUT hükümlerine uygun olması koşuluyla süresi sonuna kadar geçerli olduğunun Sosyal Güvenlik Kurumu’nca ivedilikle duyurulması talebimizin yerine getirilmesini bekliyoruz.
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız ve toplum sağlığını yakından ilgilendiren olumsuz uygulamalar bir an önce düzeltilmediği takdirde İstanbul Eczacı Odası olarak konuyu yargı sürecine taşıyacağımızı tüm kamuoyunun bilgisine sunarız.
İstanbul Eczacı Odası
Yönetim Kurulu