Değerli Meslektaşlarım,
Eczacılar olarak,yıllardır yaşadığımız zor ve çalkantılı süreç devam ediyor.
Hükümetin ilaç giderlerini düşürmek, yurttaşının sağlık giderlerinden kurtulmak amacıyla uyguladığı politikalar nedeniyle yaşadığımız ekonomik yıkım sürüyor.
İnsanlarımızın ilaca ulaşmasında engeller oluşturan ilaçta tasarruf politikaları eczacının üzerine yıkılmıştır. Öyle ki, eczacı aldığı fiyatın altında ilaç satışına zorlanmaktadır.
Gerçek şu ki; ilaç ve sağlık otoritesi eczacıların mesleki ve ekonomik haklarını görmezden geliyor. Dahası haklarımız açıkça çiğneniyor.
Sağlıkta Dönüşüm Projesi, insanlarımıza "parası kadar sağlık hakkı" öngörürken, bir yandan da tüm sağlık çalışanları ile eczacıların meslek yaşamlarını "sürdüremez" hale getirdi.
Biz eczacılar, insanlarımız için, yıllarca ucuz ve ulaşılabilir ilacı savunduk. Bu yolda atılan adımların hep destekçisi olageldik. Ancak, eczacıyı yok edercesine faturanın bize çıkartılması kabul edilir değildir.
İlaç sanayicilerinin ve devletin ödemesi gereken fatura eczacıya kesilmiştir.
Eczacının haklarını koruması, bu anlamda düzenlemeler yapması ve bu düzenlemeleri hayata geçirmesi gereken siyasi otorite bu görevini yapmıyor.
Eczacı, SGK’ nın dayatmacı tutumu ile ilaç sanayicilerinin hak tanımaz tavrı karşısında adeta iki ateş arasında kaldı.
Eczaneler ardısıra kapanmaya başladı.
Bu cendereden çıkışın biricik yolu, örgütlü ve aklıbaşında mesleki politikaları izlemekle, mücadele ile olanaklıdır. Haklarımızı alıncaya kadar mücadele etmeyi sürdürmeliyiz.
Biz eczacılar, ekonomik ve anlamsız bürokratik sorunlar yüzünden yorgun düştük. Mesleğimizi yapamaz, hastalarımızla yeterince ilgilenemez, mesleki gelişimimiz için zaman ayıramaz hale getirildik.
Basına ve eczacı kamuoyuna yansıyan 6197 sayılı eczacılık yasamızda tasarlanan değişiklik ileri bir adımdır. Bildiğimiz haliyle yasalaşması, gelecek açısından olumlu olacaktır. Ancak söz konusu değişiklik ihtiyaçlarımıza ne kadar cevap verecek, orası tartışmalıdır.
6197 sayılı yasada yapılması planlanan değişiklik ile eczanelerin ihtiyaca göre açılması bir ölçüde planlanacaktır.
Ancak diğer yandan, tümüyle siyasal amaçlarla, işsiz eczacı üretecek olan yeni eczacılık fakülteleri açılışları da sürdürülmektedir. Yeni eczacılık fakülteleri açılışlarına artık son verilmelidir.
Eczacılık mesleğinin ilgili yasaları ve mevzuatı bütünüyle gözden geçirilmeli, ilaç fiyat kararnamesi yeniden düzenlenmeli, eczacının meslek hakkı tanınmalıdır.
Kamuda ve özel sektörde çalışan melektaşlarımızın çalışma koşullarına ve ücret haklarına ilişkin sorunlar sürüyor. Bu sorunların gözlerden kaçmasına izin vermemeliyiz.
Başta Türk Eczacıları Birliği olmak üzere, eczacı odalarımız, eczacı kooperatiflerimiz ve bütün eczacı örgütlerimiz sorunlarımızın ağırlığına denk bir duruş, hareketlilik ve bütünlük içinde olmalıdır. Bu konuda kimi zaaflarımızın olduğu görülüyor. Önümüzdeki dönemde zaaflarımızın aşıldığını, geleneklerimize uygun bir biçimde, dinamik, çözüm üreten, eş çalışabilen yapılar görmek istiyoruz. Bugün için eczacının en temel taleplerinden biri budur. Çünkü, çözümün anahtarı buradadır.
İlacımızın küçük bir kısmı dışında tümüyle yabancı ilaç tekellerinin egemenliğine girmiş olması, ülkemiz adına canımızı yakan bir başka olgudur. Bu konuda geç kalınmış olmasına rağmen hâlâ yapılabilecek bir şeyler olduğuna inanıyoruz.
Eczacılık mesleği akademik bir meslektir. Bilimin gelişmesine koşut olarak sürekli gelişmektedir. Bu nedenle mesleki gelişimimiz için gerekli olan meslek içi eğitimler yaygınlaştırılmalı, bütün eczacılara ulaşabilir hale getirilmelidir.
Yeni bir "14 Mayıs Eczacılık Günü" nü kutlarken sorunların ağırlığı bizi yıldırmıyor. Geleceğe dair umudumuzu koruyoruz. Meslektaşlarımıza, mesleki birliğimize ve gücümüze güveniyoruz.
Başta bizi yetiştiren değerli bilim insanlarımız, hocalarımız olmak üzere bütün meslektaşlarımızın 14 Mayıs Eczacılık Günü’ nü kutluyoruz...
Sevgi ve saygılarımla...
14 Mayıs 2012
Ecz. Hakan Gençosmanoğlu
Eczacının Sesi e- Gazete Yayın Kurulu Başkanı
Üzerimizde bir mutsuzluk bulutu dolaşıyor 
