TEB Büyük Kongresi’ ni 3 gün boyunca başından sonuna dek izledik…
Büyük Kongre, 1 Aralık 2019 günü yapılan seçimlerle sonlandı.
Adaylık listelerinin hazırlandığı kulisler son derece yoğun ve tartışmalıydı.
Kim, nerede yer alacak?
Aday listeleri nasıl yapılacak?
3 gün boyunca tempo hiç düşmedi.
Başından sonuna dek, ne salonda ne de kürsüde hiçbir kabalık hiçbir çirkinlik yaşanmadı.
Nezaket ve olgunlukla yaşandı ve bitti...
TEB Başkanı adayı olan Gaziantep Eczacı Odası Başkanı Ecz. İrfan Demirci’ nin konuşmasını bitirip, kürsüden inip, TEB Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak’ ın yanına giderek, iki rakibin birlikte salonu selamlamaları, ikisi açısından da tam bir zerafet gösterisiydi.
***
Biliyor musunuz, onca seçim tartışması içinde mesleğe dair ayrışma, bir tartışma olmadı.
Herkes tespitler ve yapılması gerekenlere dair hemfikirdi:
*Eczacılar 1. Basamak Sağlık Çalışanı,
*Eczacı kar oranları iyileştirilmeli,
*Eczacıya meslek hakkı verilmeli,
*Eczacılık fakültelerinin açılışları sınırlandırılmalı,
*Eczacıya yeni istihdam alanları açılmalı,
Ve diğerleri…
Peki, sorun ne?
Nedir bu tartışma?
Beyanlar üzerinden gidelim…
Bütün tartışma “yöntemle” ilgili…
İddia şu: “Ben daha doğru, daha iyi yönetirim…”
Bu.
Evet bu, bu kadar.
Tartışmanın yalnızca bu temelde yürümesi doğru mu?
Tartışılır…
Ama tespitler ve yapılması gerekenlere ilişkin ortaklaşılması hepimizin kazanımı…
Herkes olan bitenin, yapılması gerekenlerin farkında…
Tabi yapılması gerekenlerin “yapılması iradesini” ortaya koyabilmek ayrı bir tartışma konusu…
***
Ağır ve gerçekten de çok haksız sorunlar yaşayan kimi meslektaşlarımızın kendi meslek örgütlerine tepki duymaları ve bu tepkilerini de sosyal medya öncelikli olmak üzere kimi alanlardan yansıtmaları anlaşılır bir şey…
Hakarete varmadıkça herkes tarafından demokratik olgunlukla karşılanmalı.
Ancak ülkenin koşullarını da gözeterek şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Başta Türk Eczacıları Birliği olmak üzere tüm eczacı meslek örgütleri hâlâ bu ülkenin en canlı, en hareketli meslek örgütleri…
Ankara’ da 3 gün boyunca soluduğum hava bana bunu bir kez daha gösterdi.
Eleştiri haklarımı saklı tutuyorum tabi ki…
***
Sorunlar ağır mı, ağır...
Peki, ne yapmalı?
Biliyorsunuzdur…
Don Kişot, genel algının aksine, yeldeğirmenlerine savaş açan bir deli ya da avanak değildir aslında.
Don Kişot, hayallerinin peşinden giden, haksızlığa başkaldıran, kötülerin belası olmaya aday bir karakterdir.
Kim bilir, belki de bizim de ülkemizin de Don Kişot’ lara ihtiyacı vardır.
Öyle ya, tarihe baktığımızda insanlığın Don Kişot’ ların omuzlarında yükseldiğini görmez miyiz?
NOT- Yeniden TEB Başkanlığı’ na seçilen Ecz. Erdoğan Çolak kongreden sonra ilk defa canlı yayında konuşacak. 27 Aralık 2019 tarihinde eczazone.com’ da, EczaZone Sohbetleri’ nde birlikte olacağız. Ben, sizin sorularınızı soracağım, Sayın Başkan yanıtlayacak. Sorularınızı göndermenizi ve izlemenizi dilerim.
İLETİŞİM İÇİN:
https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu
h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com
gencosmanogluhakan@gmail.com