Ecz. Atilla Erbudak

Merhaba,  bugünlerden  20/25 yıl öncesine bakıyor ve anımsıyorum. Dönemin T.E.B. Merkez heyeti yaptığı toplantıların salonlarına /ÖRGÜTLÜ GÜÇ YENİLMEZ/ yazılı bez afişler asardı.

Bu günün T.E.B. MERKEZ HEYETİNİN/ Birlikte Birlikle/ sloganı önceki yılların sloganının yerini tutar mı

Eşdeğerimidir?  Bunu sorgulayalım mı?

Değişen yalnız söylem mi, bakış açısında da değişme var mı?

Virüs bizi karanlıkta mı yakaladı? Eczacı örgütümüzün ekonomisi kötü mü? Biz birbirimizle dayanışmayı, halkımızla bütünleşmeyi mi unuttuk. Yoksa eczacılık yeminindeki sözleri tek ayağımızı havaya kaldırarak mı okuduk?

Tüm bu soruların cevabı elbette "HAYIR".

Peki ne yaşıyoruz, savrukluğumuz, tek ses olamayışımız neden? Bilimin öğretilerini neden savunamıyoruz?

Öncelikle kurumlarla, kurumları yönetenleri, yöneticileri, işlevlerini biribirinden ayırmalıyız.

T.E.B,  Novagenıx, Egaş, Eczacı Odaları, eczacı kopoperatlfleri kurumlarımız, gözbebeklerimiz. Onları korumalı, kollamalıyız.

Yönetenlerden kaynaklı hatalar, ön alışta gecikmeler, öngörü eksikliği varsa ki var. Dozunda uyarılarla bilimsel gerçekliği önermeli, ikna etmeliyiz.

Çünkü yaşanan günler olağandışı. Hepten tüm ülkeyi dünyayı etkiliyor.

Kendi ruh ve beden sağlığımızdan başlayarak çalışanlarımızın, aile bireylerimizin, top yekün halkın ruh ve beden sağlığından sorumluyuz.

Öyleyse önce kendi uğraşılarımızla bir şeyler üretmeli çoban ateşlerini yakmalıyız. İnanın bu ateşler çoğalacak ve bu günkü virüs mücadelesinde set oluşturacaktır.

Sonra kurumlarımıza; ‘’neler yapılmalı, hangi kaynakları nasıl kullanmalı’’ yönünde öneriler getirmeliyiz.

Örgütlerin de hafızaları vardır. Marmara depreminde kıt olan ekonomik koşullara rağmen dönemin Merkez Heyetinin ve üyelerin çabasıyla Eczacı örgütünün neler yaptığı hatırlanmalıdır. Oysa daha önce böylesine şiddetli bir deprem olmamasına karşın.

Salgının İnsan sağlığına yaptığı, yapacaklarının dışında biz eczacıların da ekonomilerine getireceği olumsuzluklar var. Olacaktır.

Bu sarsıntıyı önlemeye kendi gücümüz yetmeyebilir. Salgına karşı bizleri koruyucu ekipmanla donatacak Eczacı Örgütümüzün parasal varlığı işte tam da burada ‘’ Can Suyu’’ olacaktır.

Dünya Ülkelerinde yaşanan şaşkınlık, panik, çöken sağlık sistemleri var elbette; ama ‘’işte durum bu, ne yapalım ‘’ diye çözümsüzlüğü yaşamak, yaşatmak kimsenin hakkı olmamalı.

Masa tenisi masasında filenin bir Siyasi Erk tarafına bir Eczacı örgütü tarafına atılan küçük toplar olmayız, olamayız.

Yaşanacak güzel günlere olan inancımızı yitirmeden bu işin üstesinden gelecek bilgimiz ve gücümüz var.

Böyle biline.

ECZ. Atilla Erbudak- Gaziantep

06 04 2020



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat