Uzm. Ecz. Harika Acarer
Eczacılık, sağlık sistemi içerisinde en önemli noktada yer alan bir meslektir. Hem hastaların ilaca ulaşması açısından, hem de hastalık, ilaç, gıda takviyesi konusunda danışmanlık yapması ile kesintisiz hizmet sağlanmaktadır. Eczacısız bir sağlık sistemi düşünülemez. Eczacı, en yakın sağlık danışmanı ve eczaneler ise birinci basamak sağlık kuruluşudur.
Özellikle doğal afetler, pandemi gibi olağandışı durumlarda en önde koşan meslek grupları arasında eczacılar yer almıştır. Biz eczacılar olarak, halk sağlığı için ihtiyacı karşılamak ve devletimizin yükünü hafifletmek adına büyük çabalar harcadık. 6 Şubat depremini acı bir şekilde yaşayan depremzedelerin ilaç ihtiyaçlarını kendi bütçelerimizden karşılayarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tasarruf etmesine yardımcı olduk. Her şartta mesleğimiz adına elimizden gelenin fazlasını yaptık, yaparız da. Fakat bazı zor durumlar var ki, artık bizim bunlara dayanacak gücümüz kalmadı.
Dünya genelinde bir enflasyon olduğu gerçeğini kabul ediyoruz. Devletimizin, halkın bu durumdan en az oranda etkilenmesi için elinden geleni yaptığını da biliyoruz. Zaten mükemmeli değil, yaralarımıza biraz olsun iyi gelecek bir merhem istiyoruz.
Maalesef ilaçta baz alınan avro kuru ile reel avro kuru arasında neredeyse yarı yarıya denilebilecek bir uçurum var. Dolayısıyla çoğu ilaç ülkemize gelmiyor. İlaç yokları yaşıyoruz. Hastalar ilaçlarına ulaşamıyor. Bu uçurum sebebiyle, piyasada olan ilaçlardan da çok fazla fiyat farkı çıkıyor. Hastalar ceplerindeki paraya göre fark çıkartan ilaçları reçeteden sildiriyor ya da hiç alamıyor. Tedavileri eksik kalıyor ya da tedavi olamıyorlar.
Bu avro kurları arasındaki farkı azaltmak adına ilaçlara zam geliyor, evet. Zam %25 fakat asgari ücrete gelen zam %50. Bu durum bizi ayrı bir ekonomik çıkmaza sürüklüyor. Bu sefer, istihdam sağlamada artan maliyetlerle de baş etmeye çalışıyoruz. İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre belirlenen kademeler sebebiyle ilaçlar zam aldıkça bir üst kademeye geçmekte ve kârlılık azalmaktadır.
İlaç fiyatları artıyor dolayısıyla eczane ciroları da artıyor. Artan cironun bize yarattığı başka bir çıkmaz ise ciro arttıkça artan Eczacı İskontosu. İlaç satış fiyatı üzerinden %40’a varan Kamu Kurum İskontosu haricinde bir de ilaca Eczacı İskontosu uygulanıyor. Ciro arttıkça bu iskontonun artması “büyüdükçe küçül” demenin başka bir versiyonudur.
Ciroya bağlı olarak değişen başka bir durum da Eczane Hizmet Bedelleridir. SGK’nın karşılanan reçete başına ödediği, ciro arttıkça azalan(!) bir bedel. Reçete girişi ve karşılanması eczaneden eczaneye değişebilir mi?
Bizim sektörümüzün aksine başka ticaret yerlerinde ciro arttıkça kâr artmaktadır. Diğer ticarethaneler maliyet arttıkça satış fiyatlarını hemen arttırırken, bizler kıpırdayamamaktayız. İlaçlar zam aldıkça, İlaç Fiyat Kararnamesindeki kademelerin güncellenmesi elzemdir. Uygulanan iskontoların ve reçete başına verilen Eczane Hizmet Bedelinin cirodan bağımsız şekilde makul bir noktada sabitlenmesi gerekmektedir.
Mevcut eczane eczacıları bunca sorunla nasıl baş edeceğini düşünürken, bir yandan her yıl binlerce eczacı mezun olmaktadır. Mezun olan eczacıların bir yıl süre ile bir eczanede yardımcı eczacılık yapması şartı var. Yeni mezun olan meslektaşlarımıza destek olmayı çok istiyoruz fakat artan maliyetler ve düşen kârlılık sebebiyle maalesef yardımcı eczacı çalıştıracak gücümüz yok. Bu sebeple, yardımcı eczacı istihdamını arttırmak için işveren eczacılarımızın KOSGEB teşvikleri ile desteklenmesi, işsiz eczacı sorununun azaltılmasını sağlayacaktır.
Eczacılar olarak her zaman halkın yanındayız. Halkın ilaç ile tedavisi ve halka ilaç danışmanlığı noktasında ayakta durmak için elimizden geleni yapacağız.