Ecz. Neşe Köysüren
1960’lı Yıllar
“Burası Türkiye Radyo Yayın Postaları, Türk Silahlı Kuvvetleri Türk vatandaşlarını radyolarının başına davet eder.’
27 Mayıs 1960 gecesi radyolarda bu anonsla başlayan duyuruya Kurmay Albay Alparslan Türkeş’in tok sesi ile devam edildi.
"Sevgili vatandaşlar;
dün gece yarısından itibaren; bütün Türkiye'de, deniz, hava, kara, Türk Silahlı Kuvvetleri el ele vererek, memleketin idaresini ele almıştır. Bu hareket Silahlı Kuvvetlerimizin müşterek işbirliği sayesinde kansız başarılmıştır. Sevgili vatandaşlarımızın sükun içinde bulunmalarını ve resmi sıfatı ne olursa olsun, hiç kimsenin sokağa çıkmamalarını rica ederiz."
Türkiye 60’lı yıllara işte bu anonsla başlamıştı.
Demokrat Parti, 1950 yılında büyük bir üstünlükle iktidara gelmişti. Fakat 50’lerin sonuna doğru ülkede huzur ortamı yerini gerginliğe bıraktı. Demokrat Parti’nin bazı baskıcı tavırları, basın özgürlüğüne müdahaleleri hayat pahalılığı ve yolsuzluk şüpheleri ile birleşince halkın tepkisi başlamıştı. Ordu da içinde bulunulan durumdan rahatsız olduğunu sık sık gösteriyordu.
Sonunda 27 Mayıs gecesi ordunun idareye el koyması ile Türkiye 1960’ lara bir darbe ile başladı. Hükümet değişti. Sonunda dönemin başbakanı ve 2 kişinin daha idama mahkum edildiği bir sürece girildi.
Bu arada tüm dünyada daha özgürlükçü bir dönem başlıyordu. Asi gençler, bol paçalı pantolonlu, uzun saçlı, rengarenk hippiler tüm hayatı, müziği, sinemayı etkiliyorlardı. Türkiye de gerginlikle ve darbeyle başlasa da 60’ lı yıllarda bu özgür akımın etkisini girdi. Bir yandan yabancı dilde şarkılar, aranjmanlar devam ederken diğer yandan türkü uyarlamaları, tamamen yerli söz müzik çalışmaları gibi yenilikçi akımlar başlamıştı.
60'lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük kitabının yazarı Derya Bengi bu dönemi şöyle tarif etmektedir: ‘60' lar, Türkiye için iki askeri müdahale arasına sıkışmış bir Rönesans denemesiydi. Gençlik hareketlerinin tez canlılığı ve ışıltısıyla açılıp kapandı.’
Yenilikçi 1960 ‘ lar Türkiye’de pop müziğin de başladığı zamanlardı. 1961’de Fecri Ebcioğlu aranjmanı olan “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” la pop maceramız başladı. Bob Azzam’ın “C’est Ecrit, Dans Le Ciel” bestesinin üstüne Türkçe sözlerle yaptığı şarkıyı İlham Gencer seslendirdi.
https://www.youtube.com/watch?v=biZxILMyig8
İlham Gencer – Bak Bir Varmış Bir Yokmuş
Şarkı o dönem çok sevildi , çok popüler oldu. Öyle ki bu şarkı unutulmazlar arasına girecek ve İlham Gencer 58 yıl sonra 2019’da bu şarkının farklı versiyonlarını seslendirdiği bir albüm yapacaktı.
Yabancı dilde şarkı söylemek çok moda idi. Erol Büyükburç 50’ li yıllarda müzik çalışmalarına başlamış yenilikçi gençlerden birisi idi. 1961 yılında ilk defa yabancı sözlerle kendi bestesini yaptı: Little Lucy. Bu şarkı hem Erol Büyükburç’un müzik kariyerinde hem Türk pop müziğinin gelişiminde bir mihenk taşı oldu.
https://www.youtube.com/watch?v=ItIpx_0hpzQ
Erol Büyükburç - Little Lucy
Sadece İngilizce değil İspanyolca, Fransızca, İtalyanca gibi dillerde de şarkılar söyleniyordu. Müzikte yaşanan bu değişimler yabancıların da dikkatini çekti. Bu sefer Türkiye’de yabancı şarkıcıların Türkçe şarkılar söylediği plakların akımı başladı. Bunların öncüsü Adamo’nun Fecri Ebcioğlu’nun yazdığı sözlerle söylediği şarkı oldu: Her Yerde Kar Var.
https://www.youtube.com/watch?v=BvBxMwzK8jE
Adamo- Her Yerde Kar Var
1960’ larda Beatles ile rock fırtınası başladı. Türk basınında Beatles’dan ‘Tarak görmemiş saçlı, soba borusu pantolonlu, siyah çizmeli dörtlü’ olarak bahsediliyordu. Böcek (Beatle) çağrışımlı isimlerine Türkçe karşılık olarak Mehmet Ali Birand ‘Pireler’ ismini bulmuştu. Bu isim tutmadı. Demokrat kelimesinin demir kır ata dönüşmesi gibi bu iş Beatles için Bitliler, Bitlisler derken Bitlisliler demeye kadar vardı. Türkçe Beatles adaptasyonları ise oldukça ilgi görüyordu. Fikret Kızılok ‘Sevgilim’ (All My Loving), Mavi Işıklar ‘Yalnızım’ (Yesterday) ve ‘Ob-la-di- Ob-la-da’ bunlardan bazıları.
https://www.youtube.com/watch?v=ucyvbwbu_Sk
Mavi Işıklar – Yalnızım
Bu rock fırtınası Türkiye’de de pek çok genci etkiliyordu. Moğollar, Haramiler gibi Anadolu rock grupları, Erol Büyükburç, Barış Manço, Cem Karaca, Fikret Kızılok, Erkin Koray gibi gençler yeni denemeler yapıyordu. Dönemin önemli yarışması Altın Mikrofon’a müzisyenler çok ilgi gösteriyordu. Erol Evgin, Ayla Dikmen, Sadi Hoşses, Öztürk Serengil yarışmaya girip elenen isimlerden bazılarıydı.
Batılılaşma yolunda ilerlenirken müzisyenler bir yandan da Anadolu’dan kopmuyorlar, denemelerinde Anadolu ezgilerini ve türkülerini kullanarak Anadolu pop, Anadolu rock türlerini geliştiriyorlardı . Tülay German’ın caz formunda seslendirdiği ‘Burçak Tarlası’ türkü düzenlemelerinin önünü açtı.
https://www.youtube.com/watch?v=kMqEDm49lNA
Tülay German - Burçak Tarlası
Tülay German, Tanju Okan ve Erol Büyükburç’un içinde bulunduğu ekip, 1964 senesinde Balkan Melodileri Festivaline katıldı. Bu festivalde birinciliği elde eden Tülay German, uluslararası dergilere kapak olan ilk Türk müzisyen oldu.
Bu arada 10 Ekim 1965'te düzenlenen genel seçimlerde Adalet Partisi %53 oyla iktidara geldi ve Süleyman Demirel Türkiye’nin 12. başbakanı oldu. Bu seçim plaklar, şarkılar, afişler aracılığıyla propagandanın çok yoğun yapıldığı bir seçim olmuştu. Türk siyasal hayatında ilk seçim şarkısını seçim meydanlarında Türkiye İşçi Partisi bu seçimlerde seçmenleriyle paylaştı. Modern anlamda bir ilkin yaşandığı bu seçimlerde TİP, Tülay German’ın seslendirdiği “Yarının Şarkısı” adlı parçayla Türk siyasal hayatına bir yenilik getirmişti.
‘Bir şarkı olmalı / Özlemi söyleyen / Bu koyu günlerden / Yarına ses veren / Bir sevgi olmalı / Senden de yükselen / Sonra benimle bir / Yarına yön veren ‘
https://www.youtube.com/watch?v=khpjkMsw-8c
Tülay German - Yarının Şarkısı
1965 seçimlerinden sonra siyasi mizah plakları çıkmaya başladı. CHP ile ilgili ilk siyasi mizah plakları ‘Ortanın Solu’ sloganı ile girilen seçimlerden alınan yenilgi üzerine oldu. Modern Komikler Parazitler adlı bir grup tarafından hazırlanan iki plak “Ortanın Solu” ve “Ağlama Değmez Paşa” bu yenilgiyi anlatır.
‘Ağlama değmez Paşa / Çoban Sülü geçti başa’
1965 seçimleri ile özellikle işçi ve emekçi mücadeleleri şarkılarda kendine daha fazla yer bulmaya başladı. Bunlardan ilk örneklerinden birisi hala çok dinlenen ve seslendirilen şarkılardan biri Fabrika Kızı, Alpay tarafından 1967’de yorumlandı. Anadolu Pop’un öncü isimlerinden Cem Karaca’nın 1975’te seslendirdiği Tamirci Çırağı ile protest müzik yükselmeye devam edecekti.
https://www.youtube.com/watch?v=Ici0zvNKdi0
Alpay – Fabrika Kızı
1965 yılında Fuat Güner Kaygısızlar grubunu kurmuştu. Kısa bir süre sonra elinde Beatles’ın Rubber Soul albümü olan bir gençle karşılaştı.Hemen yanaştı ve bu albümü mutlaka dinlemesi gerektiğini anlattı. Albümü dinlemek birlikte bir arkadaşının evine gittiler. Albümü dinlerken bir yandan da akorları çıkarmakla uğraşan Güner, gencin şarkı söylemesinden etkilendi ve gruba katılmasını teklif etti. Bu gencin adı Mazhar Alanson’du. 1967 de ise yurt dışında eğitim gören ve müzik gören fakat artık ülkesinde müzik yapmaya karar veren Barış Manço ile yolları kesişti. Manço ve Kaygısızlar, 1968 yılının ortalarında beraber konser vermeye başladılar. Sanatçılar dönemin ruhuna uygun olarak rock 'n roll, beat ve hatta bazen psychedelic rock müzik (1960'lardaki yaygın madde kullanımından etkilenerek pop kültürüne de yansıyan müzik türü) yaptılar.
https://www.youtube.com/watch?v=FKcK_SPJgAc
Barış Manço - Kaygısızlar - Kol Düğmeleri
1960’lar hem şarkıları hem de filmleriyle kendini göstermeye başlayan yeni bir starın doğuşuna da tanıklık ediyordu. Ajda Pekkan özellikle 1966 yılında söylediği aranjman şarkı ‘İki Yabancı’ ile ciddi bir çıkış yakaladı. Bu şarkıda Frank Sinatra’nın ‘Strangers in the Night’ şarkısına Fecri Ebcioğlu Türkçe sözler yazmıştı. Dönemin önemli gazetecileri ve sanatçıları tarafından Ajda Pekkan'ın ‘İki Yabanjjı’ şeklindeki telaffuzu çok eleştirilse de şarkı büyük bir başarı yakaladı.
O zamanlardan ülkenin süper starı olmayı kafasına koymuş olmalı ki 1969’da Hayat Dergisi’ne verdiği röportajda Ajda Pekkan şunları söylemişti:
‘Ben müzik hayatını ciddiye almış ve yaşlanana kadar çalışmaya karar vermiş bir sanatçıyım. Bu yüzden mesleğimde başarılı olmak için her şeyi yaparım’
https://www.youtube.com/watch?v=_3tsBieW5YQ
Ajda Pekkan - İki Yabancı
1969 yılında ABD ilk kez aya insan göndermiş ve bu uzay heyecanı tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de sarmıştı. Bu olay uzaylılarla ilgili plakların yapılmasına da neden oldu. Kırşehirli ozan Şemsi Yatsıman’ın “Uzaylılar Hoşgeldiniz” adlı plağı bunlara bir örnek. Türküsünde ülkemizi ziyarete gelen uzaylılarla yaptığı bir sohbeti aktarıyordu.
‘hangi rüzgar attı sizi / uzaylılar hoşgeldiniz / kurcalardı zihnimizi / uzaylılar hoş geldiniz
sizde kalp kırmak var mıdır/ adam kayırmak var mıdır / sağ sol ayırmak var mıdır / uzaylılar hoş geldiniz’
1969’da TRT’nin yayına başlaması gençlerin dünyadaki kültürel sanatsal ve siyasi olaylara bakış açısını değiştirmişti. Bu hızlı değişim toplumda da hızlı bir bölünmeye neden oluyordu. Bir yandan sosyalizm tartışmaları alevleniyor, diğer yandan kapitalizm Türk gençlerini etkisi altına alıyordu. Bu hızlı batılılaşma doğu-batı tartışmalarını alevlendirmişti. İşçi ve öğrenci olayları artmıştı. Kanlı Pazar olarak tarihe geçen 16 Şubat 1969’da, ABD 6. filosunu protesto için toplanan öğrenci- işçi örgütleriyle karşıt görüşlü gruplar arasında meydana gelen olaylarda taşlı sopalı kavgaların yanına sıra 2 genç hayatını kaybetti. Sağ - sol çatışması hızla büyüyordu.
70’li yıllara bombalar, kavgalar, kaoslarla birlikte giriliyordu.
Ecz. Neşe Köysüren
Faydalanılan kaynaklar
*Murat Meriç’in podcast ve yazıları
*60'lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük Kitabı
*TÜRK SİYASAL HAYATINDA BİR İKNA ARACI: SEÇİM MÜZİKLERİ (1965-1995)
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1688962