Ecz. Özlem DEMİR

Bir hay huy içinde geçiverdi 2008 yılı. 2008 bitti.. 2009 geldiii….

Nedir değişen yada umut edilen?

**

Ülke gündemi sıcak!

Ergenekon Davasının bilmem kaçıncı dalgasında Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yaptığı açıklama:

“'Bu tamamen yargısal bir faaliyettir, siyasal bir faaliyet değildir. Ben Adalet Bakanı olarak bütün bu gelişmelerden siz değerli basın yayın organları sayesinde haberdar oldum. Türkiye'de yargı bağımsızdır. Hakim ve savcılarımız, yasal sınırlar içerisinde eldeki delillere göre görevlerini yaparlar”'

diye konuştu.

Birde bu “ergenekon dalgalarının” önemli gündemlerde olması ayrıca dikkat çekici!

Dünya gündemi ise yakıcı...

Ekonomik kriz bir yandan , savaş bir yandan…

Gazze de neden ne olursa olsun bir insanlık dramı yaşanıyor ve Başbakan R.T.Erdoğan’ın değerlendirmesi ise:

“Değerli kardeşlerim şunu unutmayın zulüm ile abat olunmaz. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Şu anda İsrail ne yazık ki orantısız güç kullanımıyla bir insanlık dramına imza atmıştır. Bu insanlık dramı inanıyorum ki İsrail'i kendi içinde bir çok sıkıntılara mahkum edecektir. Bu gidiş, gidiş değil. Yanına bazı yandaşlar bulabilirsiniz, destek verenler bulabilirsiniz, ama hiç bir zaman hak yerde kalmaz. Er veya geç hak egemen olur.”

diyor.

Eczacılar ve eczaneler içinde gündem oldukça hızlı...

Eczaneler ise krizi yaşamaya başlayalı 3-4 yıl olmuş.

Artık bıçak kemiğe dayanmış. Sesler yada homurtular değil, çığlıklar yükselmiş durumda. Ve eczacılar üst örgütlerini de biraz zorlayarak sokaklara döküldü.

İlgili bakanlar yada bürokratlar ne diyor ?

''Biz, vatandaşların ilacını temin ederiz. Vatandaşların, bu nedenden dolayı ilacı almasının önünde engel ne varsa onları kaldırmasını biliriz. Gerekirse tek tek eczanelerle anlaşırız, daha başka metodolojileri de yaparız ama bizim ilk tercihimiz bunlar değil''

“Eczacılar siyaset için kullanılıyor. TEB’i devreden çıkartırız. Birlik yada birliktelik falan tanımayız. Zaten pek bir sorun da yok. Paralarını alıyorlar. Provizyon da çalışıyor. Bunlarda halledilmeyecek şeyler değil. Sorun olmadığına göre , bunların derdi siyasi…”

İlgili ve yetkililere sesleniyorum;

“Eczacılar siyaset için kullanılıyor” diyerek, sorunlarımızı siyasete kurban etmeyin. Bu konuda sizler siyaset yapmayın.

Eczacılar, aileleri ve çalışanları ile birlikte yüzbinlerce kişi, Türkiye Cumhuriyetinin 70 milyonluk nüfusuna kesintisiz ve sorunsuz olarak, hem de “sağlıkta ilk danışman” olarak hizmet üretmektedir. Yani hiç de azımsanamayacak bir sektörün sesini duymayarak, yönetici olamazsınız.

Şimdi size düşen sorunları artniyetsiz ve doğru algılayarak, gerekli sosyo-ekonomik çözümleri üretmektir. Sizin idareceliğinizi ortaya koyacak olan budur…Böyle konumda ve sayıdaki bir topluluğun  sorunlarının devam etmesi, mutsuzluğu yada huzursuzluğu, mutlaka toplumun diğer kesimlerinde de yansıma bulacaktır. Hükümet olmak , bunları dikkate alarak davranmaktır.

İktidarın gücü ile orantısız güç kullanımına yeltenmek sizi hiçbir yere vardırmayacağı gibi hiç bir fayda da sağlamayacaktır.

Bu nedenle;

       Kulaklarınızı tıkayarak çığlığı yok edemezsiniz!

       Gözlerinizi kapatarak güneşi söndüremezsiniz!

 

Ve arkadaşlar;

               Kara gün kararıp kalmaz.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat