Ecz. İrfan Demirci
Gaziantep Eczacı Odası Başkanı
Eczacı küçük dokunuşları değil, hakkı olanı istiyor
Biz eczacılar şunu zihnimize iyice kazıdık; İlaç Fiyat Kararnamesi’nin bugünkü biçimiyle, ilaca gelen her zam, karlılığımızı aşağıya çekiyor. Bu kararnamedeki baremlerin fiyat artışıyla arasındaki matematiksel ilişki bir paradigma olarak canımızı yakıyor.
Ciro artıyor, kar oranımız azalıyor. Kararnamedeki bu matematiksel mantığın son 13 yılda karlılıkta bizi nereden nereye getirdiğini özellikle kooperatif kanadımızdaki arkadaşların anlatımlarıyla, oransal ve rakamsal olarak çok iyi biliyoruz. En iyimser biçimde bu sürede % 6-7 civarı karlılığımız azaldı.
Firmaların verdiği ticari iskontonun ne olduğunu 2011’den sonra eczane sahibi olan meslektaşlarımız bilmiyor bile. Yine firmaların satış biçimi üzerine verdikleri kutu bazlı promosyonlar ise yarıdan aşağıya düştü. Satış teşviki diye tanımlanabilecek firma kaynaklı bu iki temel karlılığı artırıcı model, mevzuatta yer almadığı için kolaylıkla kaybedildi.
Bu yüzden asıl talebimiz ekonomisi stabil seyreden ülke mantığına göre hazırlanmış İFK’nın güncellenerek, yıllar içinde enflasyon ve ilaç fiyat artışı nedeniyle erozyona uğratılan eczane ekonomisinin iyileştirilmesini sağlamak.
Burada da yerine gelmesini istediğimiz iki temel talebimiz var.
Birincisi ilaç fiyat kararnamesinin güncel fiyat ve koşullara uygun biçime getirilmesi.
İkincisi ise fiyat artışlarıyla birlikte güncellenebilir bir mevzuat içermesi.
Geçtiğimiz günlerde ilaç fiyat zammının uygulanmasıyla eşlenik bir iyileştirme yaşadık. Bu değişikliği hayata geçirenlerin deyimi ile; küçük dokunuşlar yapıldı. Yapılan işlem ortalama %2’ye bile ulaşmayan bir kar artışı içeriyor.
Yıllar içinde elimizden alınanların yerine konulması hesabına girdiğimizde kaybımızın ancak 1/4 ünü karşılar. Şubat ayında sanayiye verilen zam sözü de yerine getirilse, bunun bir bölümü yine yok olacak.
İlaç Fiyat Kararnamesiyle yıllar içinde elimizden alınanı; yani hakkımız olanı alma mücadelesi verirken, aşmamız gereken bir sorun daha çıktı karşımıza. Özellikle iktidar kanadı tarafından dillendirilen küçük dokunuşlarla eczanenin derdini ortadan kaldırdık, eczanenin karlılığını yükselttik algısı.
Ülkede ekonomik kriz varken verilenle yetinmeyen ve daha fazlasını isteyen şımarık eczacılar olarak gösteriliyoruz. Bu algı, mücadelemizi zorlaştıran bir durum olsa da üstesinden gelemeyeceğiz bir sorun değil.
Ne yapmalıyız?
Her şeyden önce ilaçta uygulanan politikaların tek mağdurunun eczacılar olmadığını, bizim dışımızda geniş halk kitlelerinin de bu politikaların mağduru olduğunu ifade etmeliyiz.
8 Eylül 2021’de SGK’nın yayınladığı tebliğ ile %5’e indirilen eşdeğer makası ile halkın son zamla beraber ilaca çok daha fazla para ödediğini konuşmalıyız, konuşturmalıyız.
Bizim için istiyorsak halk için de istemeliyiz.
Önümüzdeki yedi ayda kazanım elde etmemiz elzem olan iki çok önemli süreç var. Birincisi SGK sözleşme revizyonu, ikincisi ise Şubat 2023’te ilaca verilecek olan zam yani bunun İFK düzenlemesi ile birlikte açıklanması.
Eczane ekonomisinin önümüzdeki yıl yönünü belirleyecek olan bu süreçlerden başarılı çıkmak ve eczanedeki kayıpları durdurmak zorundayız.
Sözleşmedeki iskonto baremlerini kapsayan aralıklar ve eczane hizmet bedelleri enflasyon oranında yükseltilmeli.
İlaç fiyat kararnamesinin, yeniden güncel koşullara uygun değerleme ve güncellenebilir mevzuat içermesi mücadelesinden başarıyla çıkmak zorundayız.
Örgütümüz bu konudaki en net tavrı nihayet Konya Bölgelerarası Toplantısı’nda sergiledi. Suskunluk, geç kalmak ve edilgen tavır bizleri olmamız gereken noktanın çok uzağında bıraktı.
Artık kaybedecek zamanımız ve eczanemiz yok!
Derli toplu olunmalı, örgütün tüm olanakları kullanılmalı.
Üst örgütle odalar arasındaki iletişim arttırılmalı ve bilgi akışı sağlanmalı.
Odaların katkısı ve desteği olmadan başarı mümkün değildir. Bu nedenle odaları da içine alacak bir planlama, hareket ve eylem yapısı oluşturulmalı.
Türk Eczacıları Birliği, gücünü odalardan, odalar da gücünü üyelerden alır. Yapacağımız aktivitelere üyeyi de katarak hem dayanışmayı hem de taleplerimizi dile getirdiğimiz sesimizi güçlendirmeliyiz.
İki eczaneden biri kapanabilir diyorsak, önümüzdeki yedi ay iyi değerlendirilmeli, mücadele azmimiz üyeye, kararlılığımız muhataplarımıza yansıtılmalıdır.