Ecz. Ayşe ARIK

 

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE COVID-19’un

SEKTÖREL ETKİLERİ

Corona virüs tüm dünyayı sağlık açısından etkileyen, etkilerini uzun süredir yaşadığımız ve belli ki bir süre daha yaşayacağımız bir hastalık.  

Covid-19 can kayıpları ve toplumsal endişe akımının ötesinde tüm sektörlerin performansını olumsuz etkiliyor. Dun&BradStreet ‘in araştırmasına göre, Fortune 1000’de yer alan 938 şirketinde içinde bulunduğu, en az 5 milyon kurumsal yapı virüsün yarattığı bunalımdan olumsuz etkilenecek.

Küresel büyüme hedefleri ve beklentileri aşağı çekilmiş durumda. Sadece Çin’de 2 ayda 550 milyar dolar gelir kaybına yol açan virüs, kuşkusuz dünya ekonomileri üzerinde olumsuz etkisini sürdürmeye devam edecek.

 

Virüsü kontrol altına alma ve tedavi etme noktasında ilaç sektörü üzerinde çok büyük bir yük var. Global ilaç şirketleri başta olmak üzere, tedavi ve önleme konusunda sektör kaynaklarını bu konuya yöneltti. Aşı ve testlerin bulunması, tedavide kullanılan ilaçların, etken maddelerin üretilmesi gibi konularda sektör, küresel sağlık açısından kilit bir noktada duruyor. Bu durum göreceli olarak ilaç şirketi hisselerinde değer kazanışı gibi görünse de uzun vadede ilaç ve tüketici sağlığı pazarının nasıl etkileneceği ise merak konusu.

 

İLAÇ TEDARİK SÜRECİ

Türkiye’de ve dünyada ilaç sektörünün devamlılığı ve ilaç üretilebilmesi için de kuşkusuz en önemli etken APIs dediğimiz ilaç etken maddeleri, jenerik, biyobenzer ve ambalaj gibi ürün tedarik süreci.

Aşağıdaki grafikte de göreceğiniz gibi sürecin en kritik tedarikçileri Çin ve Hindistan.

                    

Covid-19 süreci Çin’de ve Hindistan’da başladığında, en önemli sorun dünya için ilaç etken maddelerinin ve jeneriklerin tüm dünyaya ulaştırılması olmuştu. Sınırların kapatılması uygulaması bugün için biraz daha rahatlamış olsa da ilaç şirketleri tedarik süresinin ve teminlerin uzaması krizi ile karşı karşıya. Elinde kendi ilaç etken maddelerini bulunduran ülkeler ve şirketler üretime devam edebiliyor. Ama ithal edenler için sorunlar bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Türkiye’den diğer ülkelere ilaç gönderiminde ise bir kısıtlama yok. 

Şubat ayında Sanofi, Avrupa’da ilaç etken maddesi üretmek adına yatırım yapacağını açıkladı. Amerika’nın şu anda yaşadığı kriz; yine bir ithalat sorunu. Plaquenil’in etken maddesi olan ve Covid-19 tedavisinde kullanılan klorokin fosfat için Çin’den kısmen ürün alabilmeye başlaması fakat Hindistan’ın etken maddeyi ülke içinde tutmaya karar verip sınırları kapatması üzerine dikkatler bu yöne çekildi.  Bu sürecin ülkeler açısından en büyük kırılma noktası ise, ilaç etken maddeleri konusunda farklı ülkelere bağımlı olmasıydı.  

Görünen o ki; dünya, dışa bağımlı tedarik yerine, yerel üretimin önemini tekrar masaya yatıracak.

SEKTÖREL İLETİŞİM 

İlaç sektörünü, hekimleri ve eczacıları yakından ilgilendiren bir diğer konu ise; bu süreçte yüz yüze etkileşimin ve sektörel iletişimin tüm dünyada sekteye uğramış olması.

Mart 2019 ve Mart 2020 verilerinden de anlayacağımız gibi, dünyada bu süreçte sektörün iletişim biçimini yüz yüze yerine, uzaktan bağlantı ile değiştirdi. Tıpkı Türkiye gibi diğer ülkelerde de süreç, sektörü iletişim kanalında farklı formüller bulmaya zorladı. Özellikle Avrupa’da iletişim kanalı olarak, e-mail, telefon, online toplantı gibi uygulamalar sahadaki hekim ve eczacılara %80 gibi büyük bir oranda kullanılmaya başlandı. Bunun geçici ya da kalıcı olup olmayacağını, yine sürecin sonu ve bu yöntemin işe yarar olup olmadığı belirleyecek. Kimi uzmanlar tarafından dijital devrim diye nitelendirilen bu dönemde, online çalışmaya hazırlıklı olan, adapte olabilen tüm şirketler ve kurumlar ise rakiplerine göre bir adım daha öne çıkıyor. Orta ve uzun dönemde e-sağlık uygulamaları ve danışmanlıkları tüm dünyada hayatımızın bir parçası olacak gibi görünüyor. 

Bizi de yakından ilgilendiren bu iletişim biçimi için, Türk Eczacıları Birliği tarafından bir çalışma yapılması, bir yol haritası çizilmesi elzem görünüyor. 

İLAÇ PAZARI

Yaşanılan bu pandemi sürecinde kuşkusuz en önemli etki, ilaç pazarı dengesinde oldu. Örneğin 2019 yılının aynı dönemi ile 2020 yılı karşılaştırıldığında Türkiye’de en çarpıcı düşüşler %50 üzerinde bir oranla sistemik antienfektif ajanlarda (özellikle antibakteriyel ürünler), kas iskelet sistemi ajanlarında, bazı ağrı kesicilerde ve soğuk algınlığı ilaçlarında yaşandı. Bunun yanı sıra, dermatoloji ve oftalmoloji ilaçları da keskin düşüşler yaşadı. Kronik hastalıkların ilaçları ise süreç başında akut bir büyüme gösterirken, şu sıralar düşüş eğilimi gösteriyor.

Pandeminin ilk haftalarında, tüm dünyada eczanelerde satılan tüketici sağlığı ürünlerinde; başta hijyen preperatları, bağışıklık sistemi güçlendiriciler, multivitaminler gibi doğrudan Covid-19 ile ilişkilendirilen ürünlerde ciddi bir talep oldu, şu anda ise tüm pazarda daralma başladı.    

Süreç başladığında ve şu anda da OTC ürünleri, dezenfektanlar, hijyen ürünleri, ağrı kesiciler, NSAID ve antipiretikler, soğuk algınlığı ilaçları tüketiciler tarafından hem korunmak hem de erken semptomları önlemek adına tercih edilmeye devam ediyor.

Tedavide ise; antiviral - antibiyotik hastanede kullanılan ajanlar, alt solunum yolu enfeksiyonlarına etkili antibiyotikler, solunum sistemi ilaçları pandemi ile doğrudan ilişkili seyrediyor.  

Uzun dönemde ise tedavide adından sıklıkla söz edeceğimiz şu anda Türkiye’de olan moleküller; Azitromisin içeren ürünler ve Plaquenil’in yanı sıra

 

ACTEMRA (tocilizumab ) -Roche

GILENYA   (fingolimod) – Novartis

AVASTIN   (bevacizumab)- Roche

 

Dünyada ise ; Türkiye’de bulunan ürünlerle beraber

 

Kevzara (sarilumab) -Sanofi

Favipiravir – Jenerik

Kaletra (lopinavir/ritonavir) – Abbvie

GS-5734 (remdesivir) -Gilead 

Sahnede olacak diyebiliriz.  

Türkiye’ye baktığımızda, yılın ilk 16 haftanın verileri incelendiğinde, Ocak -Şubat aylarında kutu bazında %6 lık normal büyüme ile seyreden süreç, Covid-19 başlangıç döneminde yani Mart ayı başında %16 lık ani bir panik büyümesi göstermiştir. Nisan ayı itibarı ile de (16 haftanın sonunda), ilaç pazarının 2019 yılına oranla % 22 oranında daraldığı göze çarpmaktadır.  Bu daralma, Covid-19 sürecinin ne kadar süreceği ile de doğru orantılı olacak gibi görünüyor.

Bütün bu bilgiler ışığında biz de eczanelerimizde, sürecin farklı bir boyutunu yaşayacağız.

Hem pazarda yaşanacak denge değişimlerinin hem de dijital devrim diye kabul edilen iş yapış sürecinin bizleri de etkileyeceği çok açık.  

‘Önümüzdeki günlerde yaşayarak göreceğimiz birçok konu daha oluşacaktır fakat bu dönemde bütün olası senaryoların ve ‘Yeni Normal’ diye adlandırılan uzamış pandemi etkilerinin eczanelere ne gibi ekonomik sonuçla döneceğinin çalışması bir an önce yapılmalıdır. 

 

Kaynaklar :

1-     https://www.fiercepharma.com/manufacturing/chinese-apis-flowing-but-indian-ban-hinders-u-s-approval-hydroxychloroquine

2-     IQVIA Covid-19 report  (data)

3-     Invest Turkey Health report

4-     https://dgft.gov.in Directorate General of Foreign Trade

5-     https://home.kpmg/tr/tr/home/medya/press-releases/2020/03/coronadan-kurumsal-yapi-etkilenecek.html

6-     https://www.outsourcing-pharma.com/Article/2020/02/25/Sanofi-to-launch-independent-API-manufacturer

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat