Serbest piyasada tedavi uygulamaları...
Prof. Dr. Coşkun ÖZDEMİR
03 Ağustos 2007 Cumhuriyet
Herbalist Kemal Hatay’da bitkilerden oluşan paketi 2,5 milyara (2.500 YTL) pazarlıyor. Çok da müşterisi var. bu paket hemen her derde deva. Adana’da Ömer Coşar daha mütevazi. Onun paketi 650 milyon (650 YTL). O da çok defa hastayı tanımayı gerek görmeden şifalı otlar paketini sunuyor. Herbalistlerin sayısı hızla artıyor, her hastalığa iyi gelen paketler pazarlıyorlar. Bu pazarlamayı büyük bir özgürlük içinde yapıyorlar. 4 milyara (4.000 YTL) mal olan magnetik yatak da ölü hücreleri canlandırarak şifa dağıtmaya devam ediyor. Floya’da bir tıp merkezi, bu yatak pazarlamasını yıllardır sürdürüyor. Başka şubeleri de olduğunu öğreniyoruz. Onlar da bu işi özgürlük içinde yapıyorlar.
Akupunkturu genetik (kalıtımsal) bir hastalık için çare diye sunanlar da az değil. Genetik kaynaklı kas hastalarına iyileştirme vaadi ile akupunktur. Ödenen milyarlarca lira. Bunların ispatlanmış hiçbir bilimsel temeli olmadığını söylemeye bilmem lüzum var mı? Son zamanlarda bir de ozon tedavilerinden haberdar oldum. Kan alıp onu ozonluyorlar, böylece oksijen yetersizliğini gideriyorlar. Bir kaç kez yinelediğim kök hücre tedavilerini de, bu fırsatı kullanarak anımsatmak isterim. İstanbul’daki bazı özel hastaneler bu uygulamayı sessizce ve derinden gerçekleştiriyorlar. Son yıllarda, çok marifetli aletler çıktı ortaya. Bunlardan biri de NPİstanbul Nöropsikyatri Hastanesi’nde kullanılıyor. Çok iyi bilinen EEG incelemelerinin bir uzantısı, renklendirilmiş şekli diyebiliriz. Yapılan inceleme brain mapping (beyin haritalaması) adını alıyor. Bu aletle beyinde check up yapılıyor. FarmakoEEG temeline dayandığı bildiriliyor. Çok etkileyici değil mi? Peki, bu çok yakışıklı, çok marifetli alet ne işe yarıyor? İddialar arasında ilaç tedavilerinin kontrolü, bu tedavinin etkinliğini saptamak var. bununla örneğin, fronto temporal demans tanısı konuyor. İnanalım mı? Alzheimer hastaları inceleniyor, aldıkları ilacın yararı kontrol ediliyor. Bu inceleme, bir kaç ayda bir yineleniyor. Bunlar için doğaldır ki büyük paralar ödeniyor. Doğru mu? Bilimsel mi? Doğrulukları, bilimselliği ispatlanmış mı bu yapılanların? Türkiye’nin ve dünyanın Alzheimer uzmanları onaylıyor mu bu uygulamaları? Bir de son günlerde Brain-Port denge cihazından haberdar oldum. Her türlü baş dönmesive denge bozukluğuna şifa sağlıyor(!). Türkiye, denetim mekanizmalarının çok ama çok yetersiz olduğu bir memlekettir. Daha burada sayamadığım neler var... Bir zamanlar alınteri ile hak ederek kazanmak, helal para diye bir şey vardı değil mi bu memlekette? Kim neyin karşılığında, topluma hangi katkısı ile ne kazanıyor diye soran, bugünün liberallerine dönüşen sosyalistler vardı. Şimdi, sen bu serveti nasıl nereden, neyin karşılığında elde ettin diye sormak yok. Helal olsun bu soygun düzeninin kurucularına, ülkeyi bir yolsuzluklar memleketi haline getirenlere. Ne Sağlık Bakanlığı ne sağlık müdürlükleri ne de Tabip Odaları denetleyebiliyor bu yapılanları. Benim ortalama 4 yıl eğitim görmüş, bilimsel mantıktan uzak bırakılmış halkım da kolaylıkla kaptırıyor, kendini bu uygulamalara. Şunu da ilave etmek çok yerinde olur: İyi eğitim görmüş olanların da benzer çarelere başvurmaları ülkemizde hiç de ender değildir. İnanmazsanız, ünlü bir ailenin ünlü bir bireyi olan Suna Kıraç Hanım’a neler yapıldığını sorguluyabilirsiniz.