Doktor ve Tedavi Arayışı

PROF. DR. COŞKUN ÖZDEMİR

Yürürlükteki sağlık sistemi, halka en temel haklarından biri olan sağlık hizmetini yeterli düzeyde ulaştıramıyor. Aksayan pek çok şey var. İyi bir sağlık örgütlenmesi, başarılı ilk basamak hekimliği ve rasyonel bir sevk sistemi gerçekleştirilemedi.

Sosyalizasyon ve sağlık ocakları çok iyi, çok umut veren bir modeldi. Büyük hekim Nusret Fişek önü kesilmeseydi, onu başarıya ulaştıracaktı. Yazık ki sağlık yöneticileri bunun önemini kavrayamadılar. Hastaneciliğe, özelleştirmeye öncelik verildi. Bugün büyük şehirlerimiz sayısız özel hastanelerle donatılmış bulunuyor. Yakında onlardan birinde bir buçuk gün yatarak sevgili öğrencilerimin koruyucu kanatları altında 2 bin 500 TL ödemek zorunda kaldım. Yöneticiler öteden beri doktor sayısını arttırmayı önemsediler. Bugün 70i aşkın tıp fakültesi var. Oysa doktor sayısını arttırarak sağlık hizmetinin kalitesi yükseltilemez. Her yıl 7 bin 500 mezun veren tıp fakültelerindeki doktor eğitiminin durumu da iyice sorgulanmaya değer. Ayrıca iyice bilinir ki hekimlerin yanı sıra çeşitli faktörlerin rol oynadığı bir alandır sağlık. Doktorlarla birlikte kaliteli sağlık personeli ve onların en iyi, en verimli şekilde kullanımı büyük önem taşır. Sağlık hizmeti bir ekip işidir. Türkiye yönetimi bunu öğrenemiyor. Doktorlarla birlikte kaliteli sağlık personeli, sağlıklı ve yeterli beslenme, içtiğimiz sular, içinde yaşadığımız konutların sağlık koşulları, hava ve su temizliği elbette her biri büyük önem taşıyor. Tıp fakülteleri ve öğretim elemanları da yanlış kullanılıyor. Onlar ya özel hastanelere kaçıyor ya da elverişsiz koşullarda ağır bir yük altında eziliyorlar.

Öğretim üyelerinin eğitim ve araştırma değil, hasta bakma, tedavi etme potansiyeline ağırlık veriliyor. Tam gün çalışma yürürlüğe girdiği zaman performans, eğitim ve araştırmaya değil döner sermaye getirisine bağlı olacak ve çok kazanan öğretim üyesi hekimler fakülteyi terk edeceklerdir.

Yineleyip dururum, sağlık hizmetlerinin başarısında halkın sağlık bilinci neredeyse başrolü oynar. 50 yıldan beri buna tanık olmaktayım. Eğitim yoksunu bırakılmış halkım, çoğunlukla genetik hastalıkları, akraba evliliğini, tedavisi olmayan kronik hastalıkları, tansiyon kontrolünü, tedavide idame dozunu kolay kolay anlayamaz. Tedavisi yok ama onun çok daha iyi yaşaması mümkün. Rehabilitasyon diye bir kavram var, organizasyonlar var.. buna önem verelim ve yaşam kalitesini yükseltelim önerisi çok defa halktan yanıt bulmaz. Tedavi için daha iyi doktor aranır. Konu komşu, dost arkadaş tavsiyelerde bulunur. Ankarada ise İstanbulda, İstanbulda ise Ankarada, İzmirde daha marifetli doktor arayışına girilir. Avrupada en iyi merkezlerde bakılan hastalar daha iyi doktor bulmak için Türkiyeye gelebilirler. Herbalistler, otçular, bioenerjiciler, magnetik yatakçılar TVlerde, gazetelerde faaliyettedirler. Onlar özgürce bilimdışı uygulamaların reklamını yaparlar. Halkı kandırmak sadece politikacının tekelinde olacak değil ya... Onlar tedavisi olmayan hastalıklar için türlü çeşitli çareler sunarlar. Hastanın içinden 21 tane cin çıkarmak da gündemdedir. Yatırlar ve türbeler de ne güne duruyor!.. Onlar da benim aldatılmış halkıma şifa sunmaya hazırdırlar. Aptes suyunu da unutamayız. Anlı şanlı sabık Milli Eğitim Bakanı, onun kan yapıcı etkisini onaylamıştı. Türkiyede halkımız demokrasiye, insan haklarına, yeterli eğitime, kadın haklarına ve düzeyli bir sağlığa ancak; halkçı, çağdaş, hümanist, bilime, akla, eşitliğe, emeğe, sosyal sorumluluğa dayanan bir eğitim desteği ile bilinçlenerek kavuşabilecektir. Bu gerçekleşmedikce iktidarlar halkın yoksunluklarından yararlanarak ve o iyi bilinen demagojileri ile onları uyutmaya devam edeceklerdir.

E-Posta: coskunoz@superonline.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat