KABOTAJ

 

Ecz.Zekeriya KIZIL

 

Cumhuriyet Bilim ekinde Aykut Göker, bir Amerikan bilim dergisinden “Kozmolojinin Sonu” başlıklı yazıdan aktarıyor; “ Evren, hızlanarak genişliyor. Galaksiler ışık hızından da hızlı bir şekilde birbirinden uzaklaşıyor, gözlenebilirlik sınırları dışına çıkıyor. Bu, genişlemeyi ölçmenin referans noktalarını, büyük patlamanın izlerini belirsizleştirecek ve yok edecektir. (...) Evrenin geçmişine ait bilgi ve kanıtların yok olması bununla sınırlı değildir. Kara delikler de sadece kozmik cisimleri değil, onların içerdiği enformasyonu da ebediyen yok edecektir. (...) Eğer bu yazılar arşivde yarınlara kalırsa, gelecek uygarlıkların tek bilgi kaynağı bunlar olacaktır.”

Yazarımız buradan yola çıkıp Cumhuriyetimizin kısa geçmişine ait izleri silmekte olan “kara tehlike”ye dikkat çekiyor.

Birkaç gün sonra, 1 Temmuz, Kabotaj ve Denizcilik Bayramı’dır. Geçmiş yıllarda boğaz vapurları, gemiler renkli flama ve bayraklarla donatılır ve denizde yapılan yarışlarla denizlerimiz şenlik yerine dönüşürdü. Bu bir Cumhuriyet geleneğiydi. 1 Temmuz günü de, tatil olurdu. Yanlış hatırlamıyorsam o da 12 Eylül’le birlikte kaldırıldı.

Kabotaj hakkı, bir ulusun kendi karasuları içindeki ulusal deniz çevresini kullanması hakkıdır. Bu hakkın kullanılması gerekliliği, İzmir İktisat Kongresi’nde kararlaştırılmış ve Lozan Anlaşması’nın 28. maddesi ile sağlanmıştır. 1 Temmuz 1926 Günü çıkarılan kanunla, 390 yıldır yabancılarca kullanılan bu hak sona erdirilmiştir.

1 Temmuz 1926’dan önce, şehiriçi ve şehirdışı yolcu ve yük taşımacılığı, deniz yolları ve işletme hakkı başta İngiltere ve Fransa olmak üzere, büyük Avrupa devletlerindeydi. Bu, sömürgeleşmenin temel dayanaklarından biriydi. Bırakın taşımacılığı, Osmanlı kendi denizlerinde balıkçılık bile yapamıyordu. Osmanlı bu hakkı geri almak için çok çırpınmış ama gücü yetmemişti.

İtiraf edeyim ki; çocukluğumda “kabotaj” kelimesi ile İstanbul’un sahil semti “Kabataş”ı birbirine karıştırırdım. Bu benim suçum muydu? Bilemem. Kim utanacaksa utansın, ben utanmadan söylüyorum. “Saçları başak sarısı, gözleri çakmak çakmak olan adam”ın gerçek anlamı ile kim olduğunu, sadece Türkiye için değil, “Şark Milletleri” için de ne anlama geldiğini 25 yaşından sonra, Doğan Avcıoğlu, H. İzzettin Dinamo ve sonrasında Sebahattin Selek’in kitaplarını okuduktan sonra anladım.

Cumhuriyet yönetimlerinde, sonradan gelen kuşaklar bilerek mi yapmıştır yoksa aymazlıktan mı? Bedri Rahmi Eyüboğlu, BİTANE DAHA adlı şiirinde bu geçmişe yabancılaşmayı ve bilgilenememe sorununu şöyle dile getirir;

 

(....)

Bir ilimiz var, adı Rize

Durup dururken bir bardak çay sundu bize

Rize’de çayı kim yetiştirdi, Rize’de

Missisipi’ye karışan çayları öğretirler bize

Rize’de çayı kim buldu Rize’de

Kimdi o sessiz sedasın kumral kumral demlenen mübarek adam

Adını öğretmediler bize

İşte o güzel adamdan bre şahin aman bitane daha

(...)

Kırmızı gülün alı var

Kolay kolay gelir miydi bir Mustafa Kemal

Bir Mustafa Kemal yetmedi bre şahin aman

Bir Mustafa Kemal daha

(...)

 

1 Temmuz ilk kez Atatük’ün de katıldığı 1935 yılından beri, bayram olarak kutlanıyordu. 1 Temmuz günü Anadolu sahil kasabalarında iskeleden deniz üzerine uzatılmış yağlı kalasta yürüme yarışı, sandal yarışı (kürek değil), pijama veya donla yapılan yüzme yarışları ve deniz dibine atılan tabakları dalarak çıkarma yarışları yapılır, bölgenin mülki amirinin suya tirit konuşmasıyla bayram tamamlanırdı. İçeriğinden yoksun, bahar bayramı gibi yapılan bu kutlamalar da bir şeydi. Şimdi o da yok. Ruhundan tümüyle uzaklaştırıldı.

Uzmanlarına göre, Dünya yük taşımacılığının %90’ı deniz yolu ile yapılıyor. Türkiye’de ise, toplam taşımacılığın %4’ü...

Çocukluğumuzun Akdeniz, Karadeniz, Marmara ve Ege vapurları ve unutulmaz Karadeniz yolculukları şimdi yok. 8337 km.’lik sahil şeridini kullanamıyoruz. Ama 82 yıldır kutlama yapıyoruz. Limanları ve tershaneleri elin yabancısına peşkeş çekiyoruz.

1 Temmuz yaklaşırken, dostlarla bunları paylaşmak istedim.

Bilen bildiğini yazsın, çizsin. Cumhuriyet ve bağımsızlık gelenekleri belleklerden silinmesin ve karşı devrimin kara deliklerinde yok olmasın.

1 Temmuz, Türkiye’nin bağımsızlık günlerinden biridir, unutulmasın!

1 Temmuz Kabotaj ve Denizcilik Bayramı hepinize kutlu olsun.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat