Ecz. Süleyman ARSLANTÜRK

Geciken adalet, adaletsizliktir. (W.S.Landor)
Geciken, yok olan ilaç sağlıksızlıktır.
Aktar, cin kovmak toplamak, dua, gıda takviyesi, yakında düzlüğe çıkacağız söylemleri, sülük yapıştırıp kan emdirmek ilacın yeri dolduramaz.
İşkencelerin en kötüsü, yasalarla işkence yapmaktır. (Bacon )
"İlaç Yok" demek hastaya işkence yapmaktır.
Ne kadar çok ceza verilirse o kadar suç üretilir. (Oscar Wilde )
Hasta ne kadar çok ilaç tüketirse o kadar geçimsizlik ve yan etki riski artar.
"Geciken Adalet" için 1960’ların ünlü yazarı Çetin ALTAN çok uğraştı ve bir de önerisi vardı.
“Adalet görevlilerine mesai verip gece de çalıştıralım.”
Günümüzde de olduğu gibi kimse oralı olmamıştı.
O zaman ve bu zaman adalet görevlileri mesai ile bile çalıştırılamazken sağlık görevlisi eczacı ve çalışanlar ücretsiz hatta angarya olarak çalıştırıldı, yetmedi nöbet yoğunluğu artırıldı.
Bizimkiler de tam haklarını isteme ortamı bulacakken masaya bile çağrılmadı.
“İlaç yok, nöbet tutmayacağım” Demenin tam zamanı idi.
Ekonomisi gittikçe daralan dünyada amansız, doyumsuz, vahşi kapitalizmin ilaç sistemine göre yoklar devam edecek. Ekonomiye göre herkes tavrını alacak, hasta ilaçsız kalacak. Dünyada hammadde bol, eczacı da var, o halde hasta ilaçsız kalmamalı.
Yok ilaçlara bir öneri: Eczanelerdeki işlevsiz yetersiz laboratuvarlar kapatılsın.
Günümüz bilimine, ekonomisine, teknolojisine uygun çok eczacılı laboratuvarlar kuralım.
Bu laboratuvarlara sadece eczane eczacıları ve hastane eczacıları ulaşabilsin.
Bu laboratuvarları teşvik edelim, yok ilaçlar, majistral (doktor reçetesine göre hazırlanan ) ilaçlar sadece bu laboratuvarlarda hazırlansın.
Her eczanenin zorunlu bağlı olduğu laboratuvarı olsun.
Hazırlanan ilacı kim nasıl hazırladı, kim ne kadar sorumlu belli olsun.
Reçeteyi sadece doktor yazabildiği gibi, savunmaya sadece avukat girebildiği gibi ilacı da kullanıcıya sadece eczacı teslim edebilmeli.
İlaç hem stratejik maddedir hem de çok masum değildir. Uzmanı tarafından kullanmadan önce kullanıcı uyarılmalı, enine boyuna düşünülmeli, tartışılmalı, uygun dozda doğru ilaç sunulmalı.  
Aile hekimi gibi “Aile Eczacısı” oluşturmalı. Eczaneleri caddelerde kapışmaktan kurtarmalı. Eczacılar havasını, kendini, temelini, yerini, zeminini bulmalı…
Devlet, eczacı, hasta ihya olmalı, iş rayına oturmalı.
Yoksa bu eczanelerde dizimizi havanda suyumuzu döver dururuz...
Gecikmiş adalet, ilaçsız sağlık olmaz.

Ecz. Süleyman ARSLANTÜRK

KUŞADASI
 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat