Ecz. Ebru Kaya
Kahramanmaraş Eczacı Odası Başkanı
Ne kadar çok isterdim. Sabah ya bismillah deyip eczanemi açtığımda ilk müşterim olan postacının uzattığı ihbarnameyi imzalarken tüm bunların rüya olmasını. Say ki o kara gün yaşanmamış olsun. Biz Serdal’ la (Kahramanmaraş Sağlık Müdürlüğü eczacısıydı) günlük telefon konuşmalarımızı yapalım ben ona beyin yakan sorularımı sorayım. O da her zamanki sakinliği ile cevaplasın. Hüsnü Başkanım (Eczacı Odası Başkanlarımızdandı) gelsin kahvelerimizi yudumlarken anılarını anlatsın. Sevgili meslektaşım Bülent Çöçelli okuduğu kitaplardan bahsetsin. En çok Nietzsche’yi severdi. Sema abla girsin kapıdan, elinde bahçesinden topladığı manolyalar olsun. Hepsi ne kadar kıymetliydi. Mekanları cennet olsun.
Çok acı günler yaşadık biz burada. İlk günden itibaren gördüğümüz tüm aksaklıkları ilgili yerlere bildirdik. Resmi yazılar yazdık. Taleplerimizi ilettik. İyi gün kötü gün iki yılı bitirdik. Peki şimdi ne oldu? Dertlerimizle baş başa kaldık. Deprem yöneticilerin gündeminden çıktı. Onların gözünde hayat normalleşti. Hatta o kadar ki depremin üzerinden bir buçuk yıl geçmeden maliye denetim bile yaptı deprem bölgesindeki eczanelerimize. Çok şükür ki birliğimiz var da bir günün sonunda denetimler durduruldu.
Asrın felaketi diye bir isim koydular yaşadığımız bu felakete. Evet asrın felaketiydi daha önce görülmemiş bir yıkım vardı. Yöneticiler tarafında sanki sihirli bir el değdi iki yılın sonunda her şey eski haline geldi. Bin bir nazla sadece 18 ay ertelenen uygulamalar deprem öncesine döndü. Çünkü yöneticilerin gözünden hayat normalleşmişti. Defalarca 2023 yılı vergi ve SGK BAĞ-KUR primlerinin terkin edilmesini talep ettik. 2023 yılını yaşanmamış sayalım. O dönemin mali sorumluluğu üzerimizde olmasın istedik. En son Cimer’e kendim yazdım. Cevabında Millet meclisi işaret edildi; böyle bir talep için yasal düzenleme gerekli denildi. Peki erteleme olsuna razı olduk. En azından toparlanana kadar bir erteleme olmasını talep ettik. Maalesef ki 2023 kasım sonu itibari ile yani depremin üzerinden geçen 18 aylık bir süre sonunda mücbir sebep hali sona erdi ve bizim korktuğumuz başımıza geldi.
Şimdi gelinen noktada biz 2025 yılında hem 2023 yılı hem 2024 yılı tüm vergi SGK ve BAĞ-KUR primlerimizi ödeyeceğiz. Ödeyeceğiz de nasıl ödeyeceğiz? Maliye kriterlerine uyan mükelleflere 20 ay taksitlendirme yapıyor. Taksitlendirmeyi yapabilmek için bile teminat istiyor. Aynı şekilde SGK da 24 ay taksitlendirme yapıyor ve teminat istiyor. Peki biz depremi yaşadık ya her şeyimizi kaybettik. Evlerimiz işyerlerimiz yıkıldı. Bu iki kuruma teminat olarak ne verebiliriz? Bunu tüm yetkililerin duymasını istiyorum. Şu anki mücbir sebep halinin bitirilmesi kararı toplumsal anlamda son derece tehlikeli sonuçları olabilecek bir karardır. Acilen bu karardan vazgeçilmelidir. Deprem bölgesinde bizim hayatımız gerçek anlam itibariyle normalleşene kadar mücbir sebep hali devam etmelidir.
Önümüzde SGK protokolü var. Biz deprem bölgesindeki eczacılar için iskonto baremlerinin sıfırlanmasını ve reçete hizmet bedellerinin en üst seviyeden ödenmesini talep ettik. Bu talebimizin dikkate alınmasını protokolde yapılacak bu düzenlemenin bizler için hayati önem arz ettiğini bilmenizi isterim.
Buralarda hayat zor. Umutsuz değiliz. Sorunlarımızı anlatmaya çare aramaya devam edeceğiz. Postacının getireceği tebligatın hiçbir zaman gelmemesini diliyorum.