Sene bin dokuz yüz doksan sekiz... Zamanın SSK hastaneleri büyük yetmezlik içinde.
Polikliniklerde, laboratuvarlarda uzayıp giden kuyruklar… Tetkikler, tahliller için günlerce, aylarca sonraya verilen randevular… Hastaneye yatmak, ameliyat olmak hakeza sıraya tâbi… Acil servisler desen girilecek gibi değil.
SSK’lıların çilesi, şikayeti, feryatı her gün boy boy gazetelerde, televizyonlarda… Yöneticilerin, siyasetçilerin başını ağrıtıyor.
SSK yönetimi soruna acil çözüm arıyor.
Öyle bir çözüm olacak ki… Hem yeni kaynak, yatırım, kadro gerektirmeyecek… Hem de sorunları şıp diye ortadan kaldırıverecek.
• • •
Aranan sihirli değnek sonunda bulundu… Hizmet özelden satın alınacak.
İşi üstlenen poliklinik tam teşekkülü olacak… Başvuru, kayıt ve tıbbi hizmetlerin tümü otomasyon ortamında yürütülecek… Her hastaya en az on dakika ayrılacak…
Bir hekim günlük en fazla elli hastaya bakacak… Konsültasyona gerek duyulursa ayrıca ücret ödenmeyecek…
Böyle uzayıp giden şartname gayet ayrıntılı.
Denetim de unutulmamış… Bir yolsuzluk filan yapılmasın diye SSK sürekli olarak kontrol edecek.
Hizmetin bedelini de SSK belirleyecek… İşi sudan ucuza getirecek.
• • •
Ankara’da Batıkent’teki Has Poliklinik’le sözleşme yapıldı... Polikliniğin sahibi “Bu, Türkiye’de sağlık sektöründe ‘devrim’ niteliğinde bir karardır” diye beyanat verdi, gazetelere.
Poliklinik, on ay içinde, SSK’ya 52 bin adet fatura gönderip 734 milyar lira talep etti.
SSK 18 bin faturanın bedeli 168 milyarı ödedi… Geri kalanını ise usulsüzlük gerekçesiyle ödemedi.
Poliklinik kapandı… Maceranın Ankara ayağı sona erdi.
• • •
İzmir’de DUSAŞ Poliklinik’le yapılan sözleşme görünüşte sorunsuz gidiyordu.
O günlerde bir gazetede manşetten yayınlanan… “SSK’lı Hastalara Beş Yıldızlı Hizmet” haberini hatırlıyorum.
Bir tarafta SSK hastanesinde uzun bir kuyrukta ayakta bekleyen mutsuz ve gergin… Diğer tarafta DUSAŞ’ta deri koltuklarda oturan mutlu ve gülen SSK’lıların fotoğrafları vardı.
Sonra… 2001 yılının Haziran ayında… Gazetelerde bu kez sekiz sütuna manşet “İzmir’de Beyaz Önlük Operasyonu” yazıyordu.
İddialara göre… DUSAŞ Poliklinik meğerse sahte belgeler düzenleyerek… Polikliniğe adımını dahi atmamış SSK’lıları muayene ve tedavi etmiş, reçete ve gözlük yazmış gibi göstererek… SSK’yı 10 milyon 261 bin TL dolandırmıştı.
İşin içinde SSK yöneticileri de vardı.
Gözaltılar, tutuklamalar, duruşmalar derken dava geçtiğimiz günlerde nihayet sonuçlandı.
DUSAŞ’ın sahibi İbrahim Dumlu ve oğlu Erkan Dumlu’ya 20 yıl 5'er ay… Çalışma Bakanlığı eski Başmüfettişi Hüsamettin Örnek’e 6 yıl 11 ay 20 gün, SSK’nın İzmir Sağlık İşleri Eski Müdürü Dr. Melih İnan’la SSK Yönetim Kurulu eski üyesi (Tes-İş eski başkanı) Mahmut Özonur’a 5 yıl 10’ar ay hapis cezası verildi.
• • •
SSK’nın deneyimi hepi topu iki tane poliklinikle ve sadece ayaktan hasta bakımıyla sınırlıydı… Bugünkülerin yanında devede kulak bile sayılmazdı.
Hüsranla ve milyonlarca lira zararla sonuçlandı.
Sağlıkta son sekiz yıldır ihaleler, taşeronlar, özelden hizmet satın almalar… Özel hastanelerdeki muayeneler, tetkikler, yatışlar, ameliyatlar… Ödenen katrilyonlarca lirayı düşününce…
Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan kaç tane “Beyaz Önlük Operasyonu”… Kaç katrilyonluk yolsuzluk… Kaç yüz yıllık cezalar çıkar…
Önümüzdeki yıllarda görürüz.
(*) 30 Mart 2010 Tarihli Birgün Gazetesinden Alınmıştır