Ecz. Şeyma ŞAHİN
Dermatoloji- 3.Bölüm
EGZEMA VE DERMATİT:
Sıklıkla birbiri yerine kullanılan terimler aslında farklıdır.
Dermatit derinin inflamasyonu iken, egzema daha akut bir durumdur. Dermatit ağrılı, kırmızı ve kaşıntılı bir deridir. En sık karşılaşılan dermatitler; atopik, iritan kontakt ( bir maddeye maruziyet), alerjik (duyarlılık sonucu oluşur) ve mesleki dermatitlerdir.
Ekzema; kırmızı, kuru, kaşıntılı (spongiotik) dermatit şeklinde başlayan ve leke gibi kabarcıklı olup kaşıntılı (likenifiye) hale dönen geniş bir klinik spektrumu kapsayan hastalıkların genel adıdır. Kaşıntı, kızarıklık, ödem, deskuamasyon, vezikül, skuam gibi deri reaktivitesine bağlı bulgulardan oluşan tablolar ekzematizasyonu’i fade eder. Alevli ilk dönemlerinde kırmızı ve ödemli plaklar halidedir. İlk başta ince olan cilt zamanla kalınlaşmış hale gelir.
ATOPİK DERMATİT
Atopik dermatit, kronik inflamasyonla karakterize, epidermal bariyer fonksiyon bozukluğu ve immün disregülasyonun neden olduğu kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Genellikle erken çocukluk döneminde başlar. On yaşına kadar çocuklarda %10-20 oranında, yetişkinlerde ise %1-3 oranında görülmektedir.
Derinin bariyer fonksiyonu bozulduğu için en üst katmanın bütünlüğü zayıflamıştır. Derinin alerjen de dahil olmak üzere enfeksiyonlara direnci azalmıştır.
CD4 T hücreleri sorumlu hücrelerdir.
Atopik dermatitin kriterleri:
Major kriterler:
1. Kaşıntı
2. Tipik morfoloji ve
3. Kronik ya da kronik tekrarlayan dermatit
4. Ailesel ya da kişisel atopi hikayesi (astım, allerjik rinit, atopik dermatit)
Minör kriterler:
Aşağıdakilerden 3’ü bulunmalıdır.
1. Kserozis
2. Palmar hiperlinearite, keratoz pilaris
3. Serum IgE düzeylerinde yükseklik
4. Erken başlangıç yaşı
5. Keilitis
6. Dennie-Morgan infraorbital çizgisi
7. Pitiriyazis alba
8. Deri infeksiyonlarına eğilim
9. Terlemeyle kaşıntı
10. Perifoliküler belirginleşme
11. Gıdalara aşırı duyarlılık
12. Beyaz dermografizm ya da kolinerjik ajanlara karşı gecikmiş beyazlanma yanıtı
13. Fasiyal soluklanma, fasiyal eritem
Tedavi yaklaşımları:
Hafif şiddetteki olgularda antihistaminikler ve topikal steroidler yeterli olabilmektedir. Daha şiddetli olgularda kısa süreli, orta dozda (20-40 mg) oral prednizolon kullanılabilir. Seçici T hücre baskılanması yapan siklosporin, çok şiddetli olgularda yararlıdır. Topikal pimekrolimus ve takrolimus daha çok idame tedavisinde etkili ve steroide göre yan etki riski düşük ajanlardır. PUVA, dar bant UVB tedavisi yine şiddetli olgularda kullanılabilmektedir.
Diğer tedaviler azatioprin, timopentin, IFN- gammadır. Özellikle çocuklardaki atopik dermatitte streptokok ve stafilokok taşıyıcılığı ve deri infeksiyonları için antibiyotik kullanımı da düşünülebilir.
İRRİTAN KONTAKT DERMATİT
İritan kontakt dermatit:
İrritan kontakt dermatit, derinin kimyasal maddeler veya fiziksel travmaya karşı nonimmunolojik, nonspesifik inflamatuar bir cevabıdır ve sabun, deterjan, su, friksiyon gibi irritanlara maruziyet sonucunda akut ya da kümülatif olarak gelişir.
Stratum korneum hasarı nedeniyle derinin bariyer fonksiyonu yetersiz konuma gelir. Kontakt dermatitler içinde en sık rastlanan formdur. El tutulumu %80, yüz tutulumu ise %10 oranında
görülür. El ekzeması olgularının %35’inde nedenin irritan faktörler olduğu bulunmuştur.
Bebek ve yaşlılar, daha zayıf epidermal bariyerden dolayı irritan kontakt dermatitten daha fazla etkilenirler. Kadınlar su, sabun ve deterjanla olan ilişkileri nedeniyle erkeklerden iki kat daha fazla etkilenirler.
Hücre membranında görülen hasar keratinositlerden salınan IL-1beta, TNF-alfa gibi proinflamatuar medyatörlere bağlıdır.
Tedavide en önemli basamak etkenin saptanması ve temasın engellenmesidir. İrritan maddenin belirlenmesi, eldiven veya özel giysiler gibi koruyucuların kullanımı, bariyer kremler kullanılması, kişisel ve meslek hijyenin vurgulanması önemlidir. Lokal tedavide topikal steroidler, emolyentler ve topikal kalsinörin inhibitörleri kullanılabilmektedir.
Sistemik tedavide akut dönemde ve şiddetli reaksiyonlarda sistemik steroid kullanılabilmektedir.
Kronik ve hiperkeratotik tiplerde sistemik retinoidlerden fayda sağlanabilmektedir. Kronik ve şiddetli seyreden olgularda PUVA, azatioprin, siklosporin ve metotreksat gibi sistemik tedaviler de kullanılabilmektedir
ALLERJİK KONTAKT DERMATİT
Alerjik kontakt dermatit (AKD), dışarıdan deriye temas eden çeşitli yabancı maddelerin etkisi ile ortaya çıkabilen allerjik veya inflamatuvar deri reaksiyonlarıdır. Hastalık, özellikle belirli mesleklerde çalışan kişilerde daha fazla yoğunlaşmakta, çeşitli çevresel faktörlerin etkisinin de artması sonucunda giderek daha büyük oranlarda görülmektedir. Alerjik kontakt dermatit gelişimi için genetik olarak duyarlı bir bireyin allerjen ile tekrarlayan temasının olması gerekmektedir. Antijene özgüllük gösteren edinsel immunitenin etkinleşmesi ve effektör T hücrelerinin yönlendirdiği bir deri inflamasyonu sonucunda oluşur.
Allerjik kontakt dermatit tanısında lezyonların oluştuğu bölgeler ve görünüm tanı koymada ilk ipuçlarını vermektedir. Fotoallerjik kontakt dermatitte lezyonlar güneş gören bölgelerdedir.
Tanıda ışık-yama testi kullanılır.
Kontakt allerjenleri ortaya koyabilecek en iyi tanı yöntemi olarak kabul edilen yama testinde deride uygulanan bir deneysel kontakt dermatit oluşturulması söz konusudur.
Topikal tedavide nemlendiriciler, topikal steroidler, topikal immunomodülatörler kullanılabilir.
Şiddetli olgularda fototerapi, sistemik kortikosteroidler, oral retinoidler, biyolojik ajanlar kullanılabilmektedir.
Atopik dermatit vakalarında psiko-nöro immunololojik faktörler ve emosyonel streste devereye girer. Stres cilt bariyerini ve hipotalamik pitituvar adrenal aksis fonksiyonlarını bozarak nörojenik inflamasyonu ve Th2 alerjik cevapları tetikler.
Çok sık görülen kronik cilt hastalıklarından biridir. Kaşıntı ile karakterize olan hastalık genellikle bağışıklık ile alakalıdır (IgE bağlantılı) ve aynı zamanda cilt bariyer fonksiyon bozukluğu mevcuttur. Kronik kaşıntı ve döküntü hastalıkların mutlaka tedavi arayıiına iter. Tedavi aralığı yumuşatıcılardan başlamakta olup devamında medikal tedavilere kadar gitmektedir. Çok ileri boyutlarda kortikosteroidler ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar da kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra tedavisinde probiyotikler, vitaminler, esansiyel yağlar, Çin ve ayurveda tedavileri de kullanılmaktadır.
Atopik dermatiti olan kişilerin sağlıklı kişilere göre florası farklı bulunmuştur. Son zamanlarda çalışamalar probiyotikler üzerinedir. Lactobacillus paracasei, Lactobacillus acidophilus, Lactobacillus salivaris, Bifidobacterium animalis, Bifidobacterium lactis, and Bifidobacterium breve atopik dermatitli kişilerin florasında modüle edilmelidir.
Steroid uygulaması: Parmak ucu birimi kullanılmalıdır. Bir parmak ucu birimi yetişkin elinin 2 katı büyüklükte yeri kaplar.
Uygulanması gereken toplam miktar:
Steroidlerin deriden emilim oranları:
Not: haftada 50 g dan fazla klobetazol ya da 500 g dan fazla hidrokortizon kullanılır ise adrenal bez baskılanmasına neden olmaya yetebilecek steroid deriden emilir.
Doğru steroid uygulama kuralları:
SEBOREİK DERMATİT
Seboreik dermatit, kronik seyirli, eritemli, skuamlı inflamatuvar bir deri hastalığıdır. Saçlı deri, yüz ve gövde gibi sebase bezlerden zengin bölgelere yerleşir. Yetişkinlerin %1-3’ünde seboreik dermatit gözlenir.
Yaşamın ilk 3 ayında ve 30-60 yaşlar arası en sık görüldüğü yaş grubudur. Etyopatogenezi tam olarak bilinmemekle beraber sebore, başta Pityrosporum ovale olmak üzere mikrobiyal faktörler ve emosyonel stres etkenler arasında sayılmaktadır.
Seboreik dermatit görüldüğü yaşa ve şiddetine göre farklı isimler almaktadır. İnfantil seboreik dermatit, erişkin tipi seboreik dermatit, Pitriyazis amiantasea
Tedavide temel amaç; seboreyi ve fungal kolonizasyonu baskılamak ve sekonder infeksiyonlara karşı önlem almaktır. Topikal tedavide; selenyum sülfit, ketokonazol, çinko pirition, katran, sikloproksolamin içeren preparatlar kullanılabilir. Lokal steroidler ve antifungaller kullanılabilir. Diğer tedavilere dirençli olgularda dar bant UVB etkili bir tedavi yöntemidir. Sistemik olarak antifungaller, kısa süreli sistemik kortikosteroidler, oral isotretinoin faydalı bulunmuştur.
KEPEK (PİTYRİAZİS CAPİTİS):
Kepek tedavisi:
Kaynaklar: