DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI VE KULLANILABİLECEK TAKVİYELER

 

Bu sefer kendi hikayesi ile başlamak istedi yazar…

Bir “tam da herşey yoluna girdi, herşey güzel olacak derken; tekrar tekrar sıfırdan başlama” hikayesi…

Yukarıdaki resmi gördüğünüzde hissettiğiniz nedir?

“Başlamak için şartların mükemmel olmasını beklemeyin. Şartları mükemmelleştiren başlangıcın kendisidir”.

Alan Cohen

“Hakikate giden yolda yapılabilecek iki yanlış vardır: Birincisi, yolun sonuna kadar gitmemek, ikincisi hiç başlamamak.”

Buda

Kadın bu sefer en hakikate gidecekti… KENDİNE!!! En hakikate yani kendine gidebilmek başlı başına bir kahramanlıktı..“Kadın suyun içine kendinden geçmiş bir şekilde yatıyordu. Kendine gelir gibi oldu. Suya düşmeden önceki son sahneyi hatırladı. “Sırtımda bir yerlerde bıçak darbeleri vardı acıması lazım” diye düşündü. Yok hiçbir acı yoktu…Gücünü tekrar bulmaya başladı ve yavaş yavaş doğruldu, her aldığı darbe yerini bir çiçeğe bırakmıştı…

Kahraman olamayanların en çok kurduğu cümledir “ Neden ben?”

Kahraman ise kimseye taşıyamacağı yükün verilmediğini bilir.

 Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz. 

 (Kuran-ı Kerim- Bakara286)

Ve kahraman her şeyin kendi çabasına bağlı olduğunu daha iyi bilir.

 Ve Biz, her bir insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. 

(Kuran-ı Kerim- İsra13)

Yani her şey size bağlıdır.

Depresyon kendine inanışı ve kendi kahramanlığını unutmaktır aslında…

Depresyon:Duygudurum bozukluğudur. Enerji azlığı, ilginin ya da alınan zevkin azalması ana belirtilerdir. Buna konsantrasyon azlığı, özgüven azalması, suçluluk duyguları, karamsarlık, kendine zarar verme ya da intihar düşünceleri, uyku düzeninde bozulma, iştah değişiklikleri ve libido azalması da eklenebilir. Sosyal ve mesleki işlev bozulur. Depresyon tanısı koyulabilmesi için tablonun en az 2 hafta sürmesi gerekir. Hafif, orta ve şiddetli olmak üzere 3 çeşittir.  (DSM IV)

Duygudurum: İçsel olarak yaşantılanan, kişinin davranışları ve dünyayı algılamasını değiştiren hakin ve sürekli duygu tonudur.

Duygulanım:Duygudurumun dışa ifade edilmesidir. Normal, yükselmiş ya da çökkün olabilir. Deprsyondaduygudurumun çökkün hali görülür.

Anksiyete: Yaygın, hoş olmayan ve belirsiz bir olumsuzluk özsezisidir.  Çarpıntı, nefes almada zorluk, hızlı hızlı nefes alma, ellerde ve ayaklarda titreme, aşırı terleme, sıkıntı, heyecan, korku, aniden çok kötü bir şey olacakmış hissi vardır.

Panik atak şiddetli anksiyeteye neden olabilir ya da tek başına ortaya çıkabilir.

Unipolar bozukluk: kişide sadece depresyon görülür.

Bipolar bozukluk: Mani ve depresyon beraber görülür ya da sadece mani görülür. Bipolar ve unipolar bozukluklarda kesinlikle hekim kontrolü gereklidir. Bu hastalar genellikle lityum kullanmaktadır ve hekim tedavisi dışında hiçbir takviye önerilmemelidir. 5 http ve St. John’sWort kullanımı olsa bile yine sadece hekim tavsiye etmelidir. Mani ve yüksek vanadyum seviyeleri arasında bir bağlantı vardır ve yapılan çalışmalarda 3g gün tek doz C vitamini kullanılması iyileşme sağlamıştır.

Depresyonda rol oynayan biyojenikaminler: Norepinefrin, serotonin ve dopamindir. Panik bozukluk ve yaygın aksiyete bozukluğunda buna GABA’ da katılır. Obsesif kompulsif bozukluklarda serotonindisregülasyonu rol oynar.

Depresyonda nöroendokrin mekanizmalar: Adrenal, tiroid ve büyüme hormonu (depresyonda aşırı kortizol salımı vardır. )

Depresyon tanımı DSM-IV’ de 8 kriteri temel olarak alınmıştır:

1.      Kilo kaybıKilo alma (Eşlik eden iştahsızlık ya da iştah açılması)

2.      Uykusuzluk ya da aşırı uyku

3.      Fiziksel hiperkaitivite ya da haraketsizlik

4.      Olağan aktivitelere karşı ilginin ve zevkin azalması veya cinsel isteksizlik

5.      Enerji kaybı, yorgunluk hissi

6.      Değersizlik, kendini kınama ya da uygunsuz suç hissi

7.      Düşünme ve konsantrasyon yetisinde azalma

8.      Tekrarlayan ölüm ya da intihar hissi

Bu 8 belirtiden 5 i  var ise klinik depresyondur. 4 ü  var ise muhtemelen depresyondur.

Depresyon teorileri:

1.      İçe dönen öfke

2.      Kayıp modeli

3.      Kişiler arası ilişki yaklaşımı

4.      Öğrenilmiş çaresizlik (en çok karşılaşılan)

5.      Monoamin hipotezi

Depresyonun akut dönem tedavisi 6-8 hafta olup hasta düzeldikten sonra (remisyon) genellikle 6 aydır.

Kullanılacak takviyelere geçmeden önce reuptake ne demek buna bakalım.

Reuptake: bir nörönun komşusu olan başka bir nörona ya da kasa, elektrik sinyalini iletmek için salgıladığı kimyasalların görevleri tamamlanınca hücre içerisine geri alınmalarına denir. Bunun inhibe edilmesi yani engellenmesi sinirsel mesajın ve uyarılmanın devamını sağlar.

En çok kullanılan ilaçlar:

v     SSRI (Selektifserotoninreuptake inhibitörü)

v     Selektifserotoninnorepinefrinreuptake inhibitörleri

v     Trisiklikantidepresanlar

v     Buspiron

v     Monoaminoksidaz inhibitörleri

Majör depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni ve obsesifkompulsif bozukluk (OKB) Amerika ve diğer gelişmiş ülkelerde daha sık görülme sebebinin alınan gıdalar olduğu düşünülmektedir. (Amerika %26; Çin %4)

Tedaviye uyumsuz hastalarda kurum sendromu (uzun süre hapishanede yaşayan ya da sosyal esirgemede kalanlarda sık görülür) ve intihara eğilim vardır.

Amerika’ da yaşayan her 4 yetişkinden biri mental bozukluk rahatsızlıklarına sahiptir.  (Anoreksiya, Anksiyete, duygu durum bozukluğu, ADHD, otizm gibi rahatsızlıklara sık rastlanmaktadır. ) Fakat majör depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni ve OKB hayatı en olumsuz şekilde etkileyen etmenlerdir.

Kan şekeri seviyesi ve insülin direnci anksiyete, hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğu, depresyon, yeme problemleri, yorgunluk ve öğrenme güçlüğü ile ilişkilidir.

Her bir kaşık rafine şeker; rafine şekerin katabolizmasında B vitamini ihtiyacı ve krom açığı demektir.  Şeker kamışı işlenirken içeriğindeki kromun %98 ini kaybeder.

 

 

 

Katekolamin döngüsü

 

 

Katekolamin yolağı:

 

Şizofreni hastalarında homosistein seviyeleri yüksek bulunmuştur

 

 

Homosisteindetoksifikasyon şeması:

 

                                                          

 
   

 

Majör depresyon:

v     Depresyon serotonin, noradrenalin, dopamin ve GABA azalması ile karakterizedir.

v     Triptofan, tirozin, metiyonin, fenilalaninduygudurum bozukluklarında kulanılan aminoasitlerdir.

v     Metiyonin SAM e ile birleşerek beyinde nörotransmitter üretimine katılır.

v     B vitaminleri ve magnezyum eksikliği de depresyon ile ilgili görülmüştür. Yapılan çalışamalarda 125-300 mg arasında şelatlanmış magnezyum kullanılması majör depresyon tedavisine yardımcı olmuştur.

v     20 randomize kontrollü çalışmadaEPA ve DHA’ nın hafif ve orta derecedeki depresyonaolan etkisinebakılmıştır. Dozlar 0.4-4.4ggün EPA; 0.2-2.4ggün DHA şeklindedir. 10 çalışmada yarar görülmüştür. 7 tanesinde bu yarar konvansiyonel tedavi ile beraber olmalıdır şeklindedir. Çalışmaların 5 tanesinde depresif semptomlarda iyileşme vardır.

v     Peet ve Horrobin çalışmalarında SSRI kullanan ve ilaca dirençli hastalarda 12 hafta boyunca 1ggün etil EPA verilmiştir ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Depresyonda 1g omega 3 alımı ile Hamilton skorlarında, MARDSve BDI da gelişme kaydedilmiştir.

v     Nemets ve arkadaşlarının yaptığı 4 haftalık plasebo kontrollü başka bir çalışmada antidepresan alan 20 kişiye günde 2 g etil EPA verilmiştir. 2 haftadan itibaren HDRS de gelişme kaydedilmiştir. Hatta aynı çalışmada 6-12 yaş arasında görülen majör depresyonda da yardımcı olabileceği görüşü ortaya çıkmıştır.

v     36 hamile kadın üzerinde 2.2ggün EPA+1.2ggün DHA ile yapılan çalışma 24 hamile bayan ile tamamlanmıştır. HDRS, EPDS ve BDI da ciddi gelişme kaydedilmiştir. Omega 3 gebelerdeki majör depresyonda güvenle kullanılabilir.

Bipolar Bozukluk:

 

v     Bipolar bozukluğu olan kişilerde asetilkoline hassasiyet, vanadyum artışı, B vitaminleri eksikliği, taurin eksikliği, anemi, omega 3 yağ asidi eksikliği, C vitamini eksikliği görülmüştür.

v     Asetilkolin reseptör fazlalığı depresyon ve maniye sebep olabilir.

v     Bipolar hastalarda vanadyum seviyelerinde artış görülmüştür. Bu durum mani ve malankoliye sebep olabilir.

v     5-HTP ve N-asetilsistein de tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir.

v     C vitamini vanadyumun vücuda verdiği hasara karşı koruyabilir. Çift kör plasebo kontrollü bir çalışmada günde 3000 mg tek doz C vitamini uygulamasının maniksemptomları azalttığı görülmüştür.

v     Taurin karaciğerde sisteinden yapılan bir aminoasittir ve beyinde sakinleştirici etkinliği de vardır. Taurin eksikliğimanikepisodların artışına sebep olabilir.

v     Bipolar hastaların %8 inde B vitamini eksikliği görülmüştür. Ve buna genellikle anemi eşlik eder.

v     Esansiyel vitaminler ile lityum tedavisi birleştirilir ise bipolar bozuklukların giderilmesinde yardımcı olabilir

v     Omega 3 yağ asitleri bipolar hastalarda azalmıştır. Çift kör plasebokontrollü bir çalışamada günde 1-2 g EPA alımı bipolar bozukluklarda plaseboya göre üstünlük sağlamıştır.

v     Yaklaşık 300 hastanın katıldığı 6 çalışmada EPA (1-6.2ggün); ALA (doz belirtilmemiş), EPA+DHA (2.4-3.4ggün) kullanılmıştır. Çalışmalar 4 hafta ile 4 ay arasında sürmüştür ve omega 3 ün olumlu etkileri ile etkileri ile karşılaşılmıştır.

Şizofreni:

v     Halüsinasyon, deliryum, paranoya ve konuşma bozukluğu ile karakterizedir.

v     Merkezi sinir sisteminde serotonin sentezi bozulduğu gibi aminoasit metabolizmasınında bozulması söz konusudur.

v     Günde 30g glisin alınması bireylerde sosyal geri çekilme, emosyonel durgunluk, apati gibi durumlarda yardımcı olmuştur. Günde 60g glisin ile tedavi edilen hastalarda serebrospinal sıvıda glisin seviyelerinde artış görülmüştür.

v     Şizofreni çalışamlarında da EPA (etil ester form)ağırlıklı ürünler kullanılmıştır. Hatta günde 2 g EPA verilen hastalarda şizofreni semptomlarında ilaç kadar azalma kaydedilmiştir.

v     8 hafta ile 2 yıl arasında değişen sürelerde yapılan toplam 11 klinik çalışmaya  katılan 725 şizofreni hastalarına EPA ya da EPA+DHA  (2g-4g) kullanılmıştır. Bu çalışamlarınsadece 2 sinde omega 3 monoterapi olarak kullanılmıştır.  Diğer çalışmalarda omega 3 ve ilaç tedavisi beraberdir. Bu çalışmalardan toplam katılımcı sayısının 156 olduğu sadece 2 sinde etkinlik görülmez iken (ki tek başına monoterapiomega 3 kullanıldığı çalışmalar değildir bunlar) kalan çalışmaların hepsinde etkinlik kaydedilmiştir.

v     PANSS total skorunda EPA’nın DHA’ ya göre daha üstün olduğugörülmüştür.

v     Bentsen ve arkadaşları tarafından yapılan16 haftalık bir çalışmada şizofreni ya da benzer psikozu olan hastalar 4 gruba bölünmüştür.

1.      Gruba plasebo

2.      Gruba C vitamini 1000 mggün ve E vitamini 364 mggün

3.      Gruba EPA (2ggün)

4.      Gruba vitamin ve EPA verilmiştir. Çalışmada sonuç alınan en iyi grup 4. Grup olmuştur.

v     Emsley ve arkadaşları tarafından yapılan başka bir çalışamada 3ggün etil EPA verilen hastalarda PANSS ve ekstrapirimidal skorlarda gelişme sağlanmıştır.

Obsesif kompulsif bozukluk:

v     OKB bozukluklarda SSRI’ lar kullanılır. Serotonin artırıcı ürünler iyileşmede yardımcı olacaktır.

v     5-HTP kullanılabilecek ürünlerden biridir.

v     OKB olan hastalarda yapılan çalışamlarda 900 mg SJW e karşı 20 mg paroksetin ya fluoksetin verilmiştir. SJW ekstreleri alan hastlarda %57 iyileşme olurken fluoksetin alan grupta %47 iyileşme görülmüştür. Yan etki SJW alan hastalarda daha az görülmüştür.

v     OKB’ de omega 3 direkt etkisi görülmemiştir. Sadece 1 randomizeplasebo kontrollü çalışması vardır.

Dürtüsellik ve saldırganlık:

v     Randomize kontrollü çalışmalarda daha çok DHA ağırlıklı ürünler kullanılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Borderline kişilik bozukluğu:

v     Toplam katılımcı sayısının 376 olduğu 6 klinik çalışmada DHA (1.5-1.8ggün); EPA+DHA (0.84-3.6ggün)+ psikiyatrik tedavi, EPA (1ggün), EPA+DHA (1.2ggün), EPA+DHA(1.2gg-0.6ggün)+valproik asit verilmiştir. 8 haftadan 4 aya kadar süren çalışmalarda iyileşme kaydedilmiştir.

 

 

 

GIDA TAKVİYELERİ

Önümüzdeki haftalarda...

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat