Yayın Kurulu üyemiz Ecz. Ertan Çiftçi tarafından 2007 protokolünün bazı maddelerinin iptali istemi ile Danıştay 10. Dairesinde açılan davanın duruşması bugün yapıldı.

Duruşmaya Ecz. Ertan Çiftçi’nin yanı sıra TEB savunmanı ve SGK savunmanı da katıldı.

2007 SGK protokolünün 31 maddesi hakkında hukuka aykırılık savı ile yürütmenin durdurulması ve iptali istemini dile getiren Ecz. Ertan Çiftçi hukuka aykırı olarak nitelediği savlarını aşağıda yazılı olduğu şekilde özetledi;

1-   Eczacıların kuruma yaptığı ve ilaç firmaları adına ayrıca yapmak zorunda bırakıldıkları iskonto,

2-   Muayene katılım paylarının eczaneler tarafından tahsil edilmesi,

3-   Reçetelerin örnekleme yöntemi ile incelenmesi,

4-   Reçete üzerinde eczacı haricinde sorumlu olanların yapmış olduğu sorumsuzluklarının bu sözleşme ile eczacı aleyhine sorumluluk yüklenerek bağıt altına alınması,

5-   Sosyal Güvenlik Kurumu ilgililerinin eczaneleri denetlemeleri,

6-   Cezai şartlar ve sözleşmenin feshi.

 

Ecz. Ertan Çiftçi’nin duruşmada sunduğu dilekçe;

T.C. DANIŞTAY 10. DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO: E.2007/5844

 

DAVACI                : Ertan ÇİFTÇİ (TC NO: 22124166240)

                                   CEVİZLİBAĞ ECZANESİ

Merkezefendi Mah. Gümüşsuyu-Davutpaşa Cad. No:46

34015 Zeytinburnu / İSTANBUL

 

DAVALILAR      : 1- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU (SGK)

                                   Ziyabey Cad. No:6

                                   Balgat / ANKARA

                                   2- TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ (TEB)

                                   Willy Brant Sok. No: 9

                                   Çankaya / ANKARA

 

KONU                     : Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında 02.07.2007 tarihinde imzalanarak, imza tarihinden önce 01.07.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren protokolün tüm eczacıları bağlayan ve hukuka aykırı olan; I ) 1.Taraflar, Konu, Dayanak ve Tanımlar başlıklı bölümün 1.2.2. maddesinin, II ) 3.Uygulanacak Usul ve Esaslar başlıklı bölümünün 3.2.2., 3.2.3., 3.2.11., 3.2.12., 3.2.17., 3.3.4., 3.4., 3.8. ve 3.10. maddelerinin, III ) 4.Ödeme Şartları ve Zamanı başlıklı bölümün 4.3.1., 4.3.2., 4.3.3. ve 4.3.5. maddelerinin, IV ) 5.Cezai Şart Tahsili başlıklı bölümün 5.1. ve 5.2. maddelerinin, V) 6.Cezai Şart ve Sözleşmenin Feshi başlıklı bölümün 6.2., 6.3.1., 6.3.2., 6.3.3., 6.3.10., 6.3.13., 6.3.24., 6.7. maddelerinin ve ayrıca 6.3.25. maddedeki “Kurum müfettişleri veya Kurum yetkilileri tarafından yapılacak inceleme ve denetimlerde” ibaresinin, 6.17. maddedeki “… eczane nezdinde yapılacak olan da dahil olmak üzere, Kurum Başkanlık Müfettişleri veya kurum yetkilileri marifeti ile her zaman incelettirebilir”, ibaresinin, 6.18. maddesindeki “Kurum yetkilileri tarafından eczane içinde yapılacak inceleme ve denetimler…” ibaresinin, 6.3.15., 6.3.26. ve 6.3.30. maddelerindeki “tespit işlemi kurumca yapılabileceği gibi” ibarelerinin, VI ) 7.Protokole İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı bölümün 7.8.6. maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebimdir.

 

AÇIKLAMALARIM :

Yukarıda belirttiğim bazı maddelerinin yürütmesinin durdurularak iptal edilmesi istemiyle sayın mahkemenize başvurduğum Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında 02.07.2007 tarihinde imzalanarak geçmişe dönük olarak 01.07.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren, oysaki eczacılar tarafından 10.07.2007 ile 31.07.2007 tarihleri arasında imzalanan İlaç Alım Protokolünün bazı maddelerinin hangi nedenlerle yürütmesinin durdurulmasını ve iptalimi istediğimi dava dilekçemde açıklamıştım, aynı iddialarım ve talebim bugün için de geçerlidir.

Bu dilekçemde 2007 İlaç Alım Protokolünün günümüze ulaşan etkilerini irdelemek istiyorum.

Bazı maddelerinin iptalini istediğim Protokolün imzalandığı 2007 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu’na bağlı sigortalılar ile Yeşil Kart sahibi kişilerin de ilaç hizmetlerini serbest eczanelerden almaya başlamasıyla kamu kurumları ilacın %90’ı oranında tek alıcısı haline gelmişti. 01.10.2008 tarihinden sonra memur olan devlet görevlilerinin, herhangi bir sosyal güvencesi olmayan 18 yaş altı kişilerin 2009 yılında SGK sistemine dâhil olması ve 2010 yılında da T.C. Maliye Bakanlığı’na bağlı Konsolide Bütçe’ye tabi çalışanların SGK sistemine dâhil olması planının da gerçekleşmesi ile SGK ilacın %100’üne yakın oranda tek alıcısı olacaktır.

Bu nedenle eczane eczacılığı mesleğini yapan ben dâhil hiçbir eczacının kurumla sözleşme imzalamama seçeneği yoktur. Eczacılar kendilerine dikte ettirilen bu sözleşmeleri kendi özgür iradeleri ile isteyerek değil, eczanelerini işletebilmek ve mesleklerini icra edebilmek amacı ile mecbur bırakıldıkları için imzalamaktadırlar.

Her sene kurum tarafından Resmi Gazetede, kurum mensuplarının nasıl ve hangi koşullarda sağlık hizmeti alacağını belirleyen kuralların yer aldığı Sağlık Uygulama Talimatı (SUT) yayınlanmaktadır. Ancak, bu kuralların yanı sıra TEB ve SGK arasında yapılacak görüşmeler sonrası belirlenmesi gereken koşullar da (örneğin; eczacıların ne kadar iskonto yapacağı, fatura bedellerinin kaç günde ödeneceği vb.) SUT’nda yer almakta, bu koşullar imzalanan protokolde tüm eczacılara dikte ettirilmektedir. Hatta eczacı haricinde reçete üzerinde sorumlu olanların gösterdiği sorumsuzluğun bedeli bile bu SUT kuralları ve imzalanan protokol ile eczacı aleyhine bağıt altına alınmaktadır. Dava konusu 2007 protokolü ile sonraki senelerde imzalanan protokollerde de bu yaptırımlar gerçekleşmiştir.

Gerek SGK savunmanının ve gerekse TEB savunmanının sayın mahkemenize verdikleri itiraz dilekçeleri incelendiğinde Şimdiye kadar biz bu işi böyle yaptık, bundan sonra da böyle yapacağız. Eczacıların işine gelirse anlayışının yerleşikliği gözlemlenmektedir.

Oysaki eczaneler ticari bir işletme olmanın yanı sıra, çerçevesi kendilerine özel yasalarla (6197, 6643 sayılı yasalar), yönetmelikler ve tüzük ile çizilmiş şartlarda görev yaparak kamu hizmeti de sunmaktadırlar. Protokolün her iki tarafın haklarını koruyacak şekilde ve karşılıklılık ilkesi göz önünde bulundurularak hazırlanması gerekmektedir.

Bu nedenle dava konusu 2007 protokolü hakkında sayın mahkemenizin vereceği karar, sonraki yıllarda imzalanan ve bundan böyle imzalanacak olan ilaç alım protokollerini etkileyecek, eczane eczacılığı mesleğinin ve vatandaşın ilaca ulaşabilmesinin şartlarını şekillendirecek olması sebebi ile büyük önem arz etmektedir.

Gelinen süreçte Sosyal Sigortalar Kurumu yetkilileri, ilacın hemen hemen tek alıcısı olmaları konumu ile yasalara ve imzalanan protokol koşullarına bile aykırı hareket etmekten çekinmemektedirler.

Örneğin; 2008 yılı ilaç alım protokolü imzalanmasına karşın kurum yetkilileri eczacılar tarafından imzalanan sözleşme metinlerini protokolde belirlenen son günün son saatine kadar teslim almamışlardır. Bu durum hem eczacıların ruh sağlığını etkilemiş, hem de bir sonraki gün için vatandaşın sigorta kapsamında ilaca ulaşmasını tehlikeye sokmuştur. (EK: 1)

Yine örneğin; SGK ile TEB arasında 2009 yılı protokol görüşmeleri sırasında görüşmeler SGK yetkilileri tarafından çözümsüzlüğe yönlendirilmiş, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39. Maddesi j bendine aykırı olarak Türk Eczacılar Birliği Merkez Heyeti dışlanmaya çalışılmıştır.

2007 İlaç Alım Protokolü’nün yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istediğim maddelerinin yürürlükte olduğu günler ve günümüze etkilerini ana başlıklar altında irdelemeye çalışacağım.

 

1- ECZACILARIN KURUMA YAPTIĞI VE İLAÇ FİRMALARI ADINA AYRICA YAPMAK ZORUNDA BIRAKILDIKLARI İSKONTOLAR

Protokolün 3.3.4. maddesinde eczaneler bir önceki sene yaptıkları total ciro (kurum haricinde yapılan ilaç, ıtriyat ve tıbbi malzeme satışları dâhil) üzerinden kategorize edilerek kuruma farklı oranlarda iskonto yapmak zorunda bırakılmışlardır.

Protokolün 7.8.6. maddesinde de eczacılar yaptıkları ciroyu vergi dairesinden onaylı form ile ispatlamak zorunda bırakılmışlardır. Sayın SGK savunmanı verdiği dilekçede toplam ciro ile gelir vergisine tabi olan kazanç miktarını bilerek ya da bilemeyerek karıştırmaktadır.

30 Haziran 2007 tarih ve 26568 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Karar”da yer alan, ilaç fiyatlarındaki limitler oranında karlılık oranları ve eczacının genel giderleri dikkate alınmadan protokolün imzalanmasından önce yayınlanan SUT hükümleri ile belirlenen ıskonto oranları hukuka ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık arz etmekte, haksız uygulamalara neden olmaktadır.

Yine protokolün bu maddesinde yer alan “SUT’un (14.1) numaralı maddesinin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen imalatçı/ithalatçı indirimi yapıldıktan sonra …” ibaresi gereği kurumca yapılan uygulama neticesi eczacı %2,40 oranından başlayıp, %10’ları aşan oranlarda ilaç firmaları adına kuruma ayrıca ıskonto yapmak zorunda bırakılmaktadır.

Kurumla imza altına alınmış hiçbir bağıntısı olmayan ilaç firmalarının KDV hariç imalatçı fiyatı üzerinden yaptığı ya da yapmadığı halde yaptığı farz edilen ıskonto oranı, kurumca ilacın KDV dahil perakende satış fiyatı üzerinden uygulanmaktadır.

Bu durumda kuruma ilaç veren eczacılar kendi yaptıkları ıskonto oranının haricinde ortalama %3 - %3,5 oranında ilaç firmaları adına ayrıca kuruma ıskonto yapmak zorunda bırakılmaktadırlar. Bu işlemi de muhasebeleştiremediklerinden kendilerinden zorla gasp edilen bu meblağın da vergisini ödemek zorunda bırakılmaktadırlar.

Bu uygulamanın sonucu olarak uygulamanın başladığı Şubat 2005 ayından bu yana her eczacı kendi sermayesi kadar bir meblağı ilaç firmaları adına zorla kuruma aktarmak zorunda kalmışlardır. (Örneğin; Kuruma ayda ortalama 30.000 TL fatura kesen bir eczacı, ortalama 1.000 TL ilaç firmaları adına kuruma fazladan ıskonto yapmak zorunda bırakılmaktadır).

 

 

 

 

 

DEPODAN

 

 

 

İLACIN

KURUM

 

İLAÇ FİRMASI

ECZACININ

PERAKENDE

İLAÇ ADI

PERAKENDE

TARAFINDAN

FARK

ADINA ECZANEYE

CEBİNDEN

SATIŞ

 

SATIŞ

BELİRLENEN

(TL)

YAPILAN

ÇIKAN

FİYATINA

 

FİYATI (TL)

FİYAT (TL)

 

İSKONTO (TL)

PARA (TL)

ORANI (%)

Augmentin 1 gr. 10 tb.

17,76

9,17

8,59

6,36

2,23

12,56

Augmentin ES süsp.

32,95

23,07

9,88

7,32

2,56

7,77

Ceftinex 300 mg 10 Tb.

45,78

27,47

18,31

13,56

4,75

10,38

Hyzaar fort 28 tb.

43,64

30,11

13,53

10,02

3,51

8,04

Monax 5 mg 90 tb.

183,81

162,19

21,62

16,27

5,35

2,91

Protelos 2 gr. 28 poşet

86,8

77,25

9,55

7,07

2,48

2,4

Risperdal consta enj.

363,64

323,64

40

31,29

8,71

2,4

Singulair 4 mg. 28 tb.

71,15

58,04

13,11

6,96

6,15

8,64

Ventofor combi 400 mg

65,29

58,11

7,18

5,27

1,91

2,93

 

(EK:2A, 2B, 2C, 2D, 2E, 2F, 2G, 2H, 2I)

 

Şekilde çok kısaca görüldüğü gibi, bu uygulamada gerçekleştirilmek istenen kamu yararı, ilaç firmasının yararına, eczacının ise fazladan zarar etmesine neden olacak şekilde işletilmektedir. Kurum, ilaç firmalarından iskonto alacaksa bu işlemi eczaneler üzerinden değil, ilaç firmaları ile kendi aralarında halletmelidir.

 

2- MUAYENE KATILIM PAYLARININ ECZANELER TARAFINDAN TAHSİL EDİLMESİ

Anayasamızın angaryayı yasaklayan amir hükmüne karşın protokolün 3.4. maddesinde yer alan kurum mensuplarının muayene olup reçete yazdırmaları durumunda kurum tarafından eczacılara zorla tahsil ettirilen poliklinik muayene katılım payları uygulamasında gelinen nokta protokolü imzalayan taraflardan olan TEB’ni dahi isyan ettirir duruma getirmiştir.

Hatta TEB muayene ücreti uygulamasının ve eczacılar tarafından tahsilinin iptali istemi ile dava açmış bulunmaktadır. (EK: 3 )

 

 

3- REÇETELERİN ÖRNEKLEME YÖNTEMİ İLE İNCELENMESİ

Protokolün 4.3.1., 4.3.2., 4.3.3. ve 4.3.5. maddelerinde yer alan reçetelerin kontrol aşamasında her hangi bir kritere bağlı olmadan ve manuel müdahale olmaksızın provizyon sistemince basit örnekleme yöntemince seçilerek incelenmesi uygulaması bugün bile kuruma fatura kesen eczacılar tarafından bir bilinmeyendir ve gizemini korumaktadır.

Mevcut uygulama haliyle hiçbir bilimselliği ve güvenilirliği olmayan örnekleme yöntemi ile yapılan kontroller ve bu kontroller sonucunda yapılan kesintiler ancak “vahşet” kelimesi ile ifade edilebilir.

Halen standardize edilememiş, aynı fiziksel özellikleri içermeyen, aynı maddi tutarlara sahip olmayan, içerdikleri ilaçların geri ödemelerinde farklı kuralların geçerli olduğu reçetelerin incelenmesi sonucunda bulunan hatalar nedeni ile kurum tarafından yapılan kesintiler ilacın ya da reçete bedelinin onlarca katına ulaşmaktadır. Zaten ekonomik olarak zorda olan eczaneler için bu uygulama ayrı bir yıkımı oluşturmaktadır.

Üstüne üstlük yapılan bu kesintiler bir belgeye dayandırılarak muhasebeleştirilemediğinden eczacı alamadığı bu meblağın da vergilerini ödemek zorunda kalmaktadır.

Ekte sunduğum belgelerde de görüleceği gibi kesinti oranları “insaf” dedirtecek ölçülerdedir.

1 no’lu belgede; (EK: 4/1, 4/2, 4/3)

Kesintiye neden olan ilaç bedeli

484,76 + 2,67 + 112,90 + 31,56 = 631,89 TL

Kurumca yapılacağı bildirilen kesinti = 1.888,47 TL (Yaklaşık 3 katı)

 

2 no’lu belgede; (EK: 5/1, 5/2)

Kesintiye neden olan ilaç bedeli = 23,95 TL

Kurumca yapılacağı bildirilen kesinti = 408,52 TL (Yaklaşık 17 katı)

 

3 no’lu belgede; (EK: 6/1, 6/2)

Kesintiye neden olan ilaç bedeli = 92,69 TL

Kurumca yapılacağı bildirilen kesinti = 1.280,80 TL (Yaklaşık 14 katı)

Söz konusu kesintiye neden olan hata oranı %5’in altında ise itiraz hakkı bile yok, eğer hata oranı %5’in üzerinde ise ve itiraz ederek tüm reçetelerinizin incelenmesini isterseniz alacağınız paranın ancak %50’si avans olarak ödeniyor. Her ne kadar TEB savunmanı ve SGK savunmanı farklı ifade tarzlarında hata oranı %5’in altında olsa da eczacının istemi halinde reçetelerin inceleneceğini iddia ediyorlarsa da böyle bir ibare protokol hükümlerinde yer almamaktadır ve eczacı SGK’nun insafına terk edilmiştir.

Kısaca bu maddelerle eczacının itiraz etme hakkı kısıtlanmaktadır.

 

4- REÇETE ÜZERİNDE ECZACI HARİCİNDE SORUMLU OLANLARIN YAPMIŞ OLDUĞU SORUMSUZLUKLARININ BU SÖZLEŞME İLE ECZACI ALEYHİNE SORUMLULUK YÜKLENEREK BAĞIT ALTINA ALINMASI

Sosyal Güvenlik Kurumuna mensup kişilere kurum tarafından o kişinin bilgilerinin (adı, soyadı, kurum sicil no’su, TC no’su, asıl hak sahibinin adı ve soyadı, yakınlığı, adres ve tel. bilgileri vb.) yazılı olduğu, otokopili, her sayfasında seri no ve sayfa no’ları içeren reçete sayfalarının bulunduğu karneler verilmektedir. Karne ve kişi bilgilerinin doğru olarak kayıt altına alınması SGK’nun sorumluluğundadır. Yani kişinin her türlü bilgisi SGK’nın kayıtlarında mevcuttur. (Sonraki senelerde karne uygulaması kaldırılmış, işlemler TC no’su ile yapılmaya başlanmıştır)

Kişi hastalandığında kurum tarafından kendisine verilerek zimmetlenen, sadece kendisinin kullanma zorunluluğunda ve sorumluluğunda bulunan, reçete sayfaları içeren bu karne ile muayene olmak üzere sağlık kurum ve kuruluşuna başvurmaktadır.

Bu başvuruda sağlık kurumu ilgilisi hastanın bilgilerini alarak kaydeder, sağlık kurumunun doktoru hastayı muayene ederek kurum tarafından hastaya verilen karnedeki reçete üzerinde hastanın adını, soyadını, tarihi, protokol no’sunu, kendince uygun gördüğü teşhisi, tedavi için uygun gördüğü ilaçları, miktarlarını ve kullanım dozlarını belirterek yazar, yazdıklarının altını kendi bilgilerini içeren kaşe ile kaşeleyerek, imzalar ve hastaya teslim eder. Tüm bu uygulamalar sağlık kurumu ilgilisinin ve doktorunun sorumluluğu altındadır.

Yine doktor, kişinin hastalığının uzun süreli bir tedaviyi gerektirdiğini ön görürse, hastanın ilaçlarını uzun süreli miktarlarda alabilmesi için SUT’nda nasıl düzenleneceği belirtilen ilaç kullanım raporu sağlık kurumu tarafından düzenlenerek hastaya teslim edilir. Sağlık raporunun SUT’na uygun olarak düzenlenmesi sağlık kurum ve kuruluşunun sorumluluğu altındadır.

Sağlık kurum ve kuruluşu yaptığı bu işlemler için SGK’ndan bir bedel tahsil eder, yani karşılığını alır.

Reçete muhteviyatı ilaçlarını almak için kendisinin veya ebeveyninin sorumluluğu altındaki karnesindeki reçete ile eczaneye gelen hastanın reçetesinde, eczacı -ilgili yasalardaki hükümler gereği- ancak reçetede yazılı ilaçların birbiri ile geçimli olup olmadığının, maksimal dozlarının aşılıp, aşılmadığını kontrol etmekle, hastanın ilacı doğru olarak kullanmasını sağlayacak bilgileri hastaya anlatmakla yükümlüdür. Eczacı ilaç ile ilgili en yetkin bilgiye sahip kişi durumunda olsa da ne yazık ki yasalar bu kısıtlamaları getirmiştir.

Protokolün 3.2.2., 3.2.3., 3.2.11. (Uygulanamadığı için sonraki senelerde imzalanan protokollerde bu madde içeriğinin uygulanma koşulları esnetilmiştir), 3.2.12. (Bu madde içeriği sonraki senelerde imzalanan protokollerde yer almamıştır) ve 3.2.17. maddeleri tamamen reçeteyi yazan doktorun ve karne sahibinin sorumluluğunda olup bu maddelerle ilgili dava dilekçemde belirttiğim iddialarımı ve taleplerimi yineliyorum.

Protokolün 3.8. maddesinde yer alan “Reçete sahibinin/ilacı alan kişinin, eşdeğer ilaç uygulanmasında SUT’da belirlenen yüzdelik dilimin üzerinde olan ve hekim tarafından reçeteye yazılan ilacı, eczane tarafından reçetede yazılı ilaç yerine eşdeğer ilaç alınabileceği hususunda bilgilendirmesine rağmen kendi isteği doğrultusunda almak istemesi halinde, eczane tarafından reçete arkasına ‘kurumca bedeli karşılanan ilaç yerine reçetede yazılı ilacı kendi rızam ile fiyat farkı ödeyerek aldım. Fark bedelini Kurumdan geri talep etmeyeceğim’ ifadesinin yazdırılarak reçete sahibince imzalanması veya bu ifadenin yer aldığı kaşenin basılarak ilacı alan kişi tarafından adı, soyadı yazılarak imzalanması kaydıyla fark alınarak reçetede yazılı ilacın verilmesi” şeklindeki kişinin hak arama özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan uygulama kişinin hak arama özgürlüğünü engellediği için sonraki senelerde imzalanan protokollerde yer almamıştır.

Protokolün 3.10. maddesinde yer alan doktorun yazdığı, hastanın da alarak kullandığı ilaçların kurum tarafından SUT’na aykırı iddiası ile ödenmemesi halinde ilaç kupürlerinin kayıtsız, tutanaksız imha edilerek eczacıya verilmemesi, eczacının kendi sorumluluğunda olmaması gereken uygulama nedeniyle bu kaybını muhasebeleştiremeyerek maddi manevi hak kaybına uğramasına neden olmaktadır.

 

5- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU İLGİLİLERİNİN ECZANELERİ DENETLEMESİ

Dava dilekçemde de belirttiğim üzere Eczanelerin denetlenmesi hususu 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanunun 30., 31., 32., 33., ve 34. maddelerinde, 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu 20/m maddesinde, Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 32. ve 33. maddelerinde belirtilmiştir.

Bu yasalar ve yönetmelik hükümleri gereği eczaneler ancak Sağlık Müfettişleri, Sağlık Müdürleri, Sağlık Bakanlığı veya Sağlık İl Müdürlükleri tarafından görevlendirilen resmi tabipler ve Eczacı Odaları Yönetim Kurulları tarafından görevlendirilen eczacılar tarafından yapılabilir. Bunun haricinde eczaneler, ilgili yasalar gereği isnat edilen bir suç varsa kolluk güçleri ve Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından denetlenebilir.

Türk Eczacıları Birliği yasalarca kendisine verilen yetkiyi bir protokolle başkaca kişi ve/veya kuruluşa devredemez.

Protokolün 6.3.15., 6.3.25., 6.3.26., 6.3.30., 6.17. ve 6.18. maddelerinde kurum müfettişlerinin eczaneleri denetleyebileceği, tespit işlemleri yapabileceği belirtilmekte.

2007 protokolü maddelerinde SGK’nun bu denetlemeler için Bölge Eczacı Odası’ndan denetçi eczacı isteme şartı 2009 protokolünde Eczacı Odası denetçi eczacı vermese de SGK eczane denetlemesi yapar hale getirilmiştir.

SGK ilgililerinin yasalara aykırı bir şekilde yaptıkları eczane denetimlerinde eczacıların ve eczane çalışanlarının kişilik haklarını yok saymakta, çantalar, özel evraklar dahi bu denetlemeden nasibini almaktadır.

SGK daha da ileri giderek 06.07.2009 tarihinde sağlık hizmeti aldığı yerlerin denetimi ile ilgili 2009/89 sayılı bir iç genelge yayınlamıştır. Bu durum protokol ile SGK’na kendi yetkilerini devreden TEB Merkez Heyetini dahi rahatsız etmiş, bu genelgenin iptali için dava açtığını kendi web sitesinden duyurmuştur. (EK: 7 )

 

6- CEZAİ ŞARTLAR VE SÖZLEŞMENİN FESHİ

Eczacılar yaptıkları görev nedeni ile ticari faaliyetlerinin yanı sıra kamu hizmeti sunmaktadırlar. Sahip ve mesul müdürü oldukları eczanelerinde yapacakları işler ve satabilecekleri emtia 6197 sayılı yasa ile sınırlanmıştır. Geçimlerini sağladıkları emtia ilaç, sıhhi malzeme ve tuvalet eşyasından (ıtriyat-kozmetik) oluşmaktadır. Eczacılar verdikleri ilaç ve eczacılık hizmeti için ayrıca bir meslek hakkı almamaktadırlar.

SGK’nun da içinde bulunduğu kamu kurumu mensuplarına verdikleri ilaç ve eczacılık hizmeti hem ticari bir işlem, hem de bir kamu hizmeti olarak düşünülmeli ve bu bakış açısı ile değerlendirilmelidir.

Türkiye’de yapılan ticari işlemler yasalarla kurallara bağlanmıştır. Ticaret yapan taraflar yasalarda belirtilmeyen konularda, yaptıkları ticaretin özelliklerini de dikkate alarak her iki tarafın da haklarını güvenceye alacak şekilde hakkaniyet ve karşılıklılık ilkeleri doğrultusunda ve her iki tarafın da rızası ile sözleşme akdi yaparlar.

Oysaki 2007 ilaç alım protokolünün 5.1., 5.2., 6.2., 6.3.1., 6.3.2., 6.3.3., 6.3.10., 6.3.13., 6.3.24. (Bu madde hakkında Danıştay 10. ve 11. Dairelerinden oluşan müşterek kurul E.2007/5434 sayılı dosya üzerinde 02.06.2008 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi) ve 6.7. maddelerinde tek taraflı olarak ve sadece eczacıların aleyhine kısıtlamalar ile kıstası belli olmayan süreli fesih ve para cezaları yer almaktadır. Bu durum ticari sözleşmelerin temelini oluşturan hakkaniyet ve karşılıklılık ilkelerine aykırıdır.

Kurumun söz konusu maddelerde yer aldığı şekilde suç yaratıp cezalandırma işleminde bulunmasının bir Hukuk Devletinde kabul görmeyeceği aşikârdır.

Dava dilekçemde bu maddelerin her biri için ayrı ayrı belirttiğim açıklamalarım ve taleplerim aynen bugün de geçerlidir.

 

SONUÇ VE TALEP:

Yukarıda arz etmeye çalıştığım nedenlerle Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında 02.07.2007 tarihinde imzalanarak, imza tarihinden önce 01.07.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren protokolün tüm eczacıları bağlayan ve hukuka aykırı olan; I ) 1.Taraflar, Konu, Dayanak ve Tanımlar başlıklı bölümün 1.2.2. maddesinin, II ) 3.Uygulanacak Usul ve Esaslar başlıklı bölümünün 3.2.2., 3.2.3., 3.2.11., 3.2.12., 3.2.17., 3.3.4., 3.4., 3.8. ve 3.10. maddelerinin, III ) 4.Ödeme Şartları ve Zamanı başlıklı bölümün 4.3.1., 4.3.2., 4.3.3. ve 4.3.5. maddelerinin, IV ) 5.Cezai Şart Tahsili başlıklı bölümün 5.1. ve 5.2. maddelerinin, V ) 6.Cezai Şart ve Sözleşmenin Feshi başlıklı bölümün 6.2., 6.3.1., 6.3.2., 6.3.3., 6.3.10., 6.3.13., 6.3.24., 6.7. maddelerinin ve ayrıca 6.3.25. maddedeki “Kurum müfettişleri veya Kurum yetkilileri tarafından yapılacak inceleme ve denetimlerde” ibaresinin, 6.17. maddedeki “… eczane nezdinde yapılacak olan da dahil olmak üzere, Kurum Başkanlık Müfettişleri veya kurum yetkilileri marifeti ile her zaman incelettirebilir”, ibaresinin, 6.18. maddesindeki “Kurum yetkilileri tarafından eczane içinde yapılacak inceleme ve denetimler…” ibaresinin, 6.3.15., 6.3.26. ve 6.3.30. maddelerindeki “tespit işlemi kurumca yapılabileceği gibi” ibarelerinin, VI) 7.Protokole İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı bölümün 7.8.6. maddesinin iptaline,

Yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla arz ederim. 01.12.2009

 

                                                                    Ecz. Ertan ÇİFTÇİ

 

 

 

 

 

 

 

 

EKLER :

 

EK. 1 ) Eczacılar tarafından imzalanan 2008 yılı protokolünün Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından teslim alınmaması ile ilgili İstanbul Eczacı Odası web sitesinde yayınlanan yazı.

 

EK. 2 ) İlaç firmaları adına eczanelerden tahsil edilen iskonto tutarlarının ilaç deposundan eczacıya aktarılan miktarlarını gösteren 8 adet ilaç deposu faturası ile bu faturalarda yer alan ilaçların yer aldığı 9 adet kurum provizyon çıktı örneği.

 

EK. 3  ) Türk Eczacıları Birliği tarafından muayene katılım paylarının iptali için mahkemeye başvurulduğunu belirten TEB web sitesinde yer alan yazı.

 

EK. 4-5-6 ) Örnekleme yöntemi ile yapılan kesinti miktarlarını ve kesintiye neden olan ilaç tutarlarını gösteren kurum provizyon çıktı örnekleri.

 

EK. 7 ) SGK’nun eczaneleri denetlemek için yayınladığı genelgenin iptali için Danıştay’a başvurulduğunu belirten TEB web sitesinde yer alan yazı.




Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat