2016 SGK TEB İlaç Temin Sözleşmesi ile sıralı dağıtımın çerçevesi genişlemiş, hem meslek kuruluşu hem de eczaneler bakımından daha çok mesaiyi ve dikkati gerektirir hale gelmiştir.
Sıralı dağıtımın işleyişi eczacı odaları tarafından sağlanmakla birlikte, Protokol’de düzenlenen bir uygulamadır. Protokol’ün 3.7 maddesi kısaca reçete paylaştırma sistemi diyebileceğimiz bu yapıyla ilgilidir. Ayrıntılar ise sözleşmenin eki olan EK-4 listesinde gösterilmiştir. Bu ekte, sadece hangi ilaç gruplarının uygulamaya dahil olduğu değil, uygulamanın esas ve usulleri, uyulmadığı takdirde yaptırımları da düzenlenmiştir.
2012 sözleşmesinde sıralı dağıtıma uyulmadığı takdirde eczacıya uygulanacak yaptırım, iki maddede belirtilmişti, EK 4 Listesi’nin 12. maddesi “Kapsam dahilindeki reçetelerin karşılama usul ve esaslarına uymayan eczacılar ilk tespitte yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde sisteme dahil tüm sıralardan 6 (altı) ay süreyle çıkarılır.” ve 13. maddesi “Bu esas ve usullere uymadığı tespit edilen eczacılara Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti tarafından 5000 (Beşbin) TL para cezası verilir.” şeklindeydi.
Bu düzenleme; aynı anda hem para cezası, hem de yazılı uyarı ve sistemden çıkarılma cezası verilebilecek bir içerikteydi.
2016 yılı başında yapılan 3 aylık sözleşmede bu husus yaptırımların aşamalı uygulanması şeklinde değiştirildi ve değişen hüküm, 1 Nisan 2016 tarihli sözleşmenin 12. maddesinde aynen korundu.
Buna göre sıralı dağıtıma uymamanın yaptırımının son hali şudur; “Kapsam dahilindeki reçetelerin karşılama usul ve esaslarına uymayan eczacılar ilk olarak yazılı olarak uyarılır. Daha sonra Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti tarafından 5000 (Beşbin) TL para cezası verilir. Üçüncü ihlalde ise sisteme dahil tüm sıralardan 6 (altı) ay süreyle çıkarılır.”
Görüleceği üzere sıralı dağıtıma uymamanın yaptırımı üçlü bir cezalandırma kümesiyle karşılık bulmaktadır: Önce yazılı uyarı, sonra parasal yaptırım, üçüncü ihlalde ise 6 ay süreyle çıkarılma. Bu düzenlemenin, eski sözleşmelere göre teknik eksiklikleri giderdiği görülmektedir. Ancak yaptırım uygulaması baştan itibaren içeriği ve hukuksal zemini bakımından boşlukta olduğu için değişen bir şey olmayacaktır.
Çünkü cezalandırma yöntemine bakıldığında, eczacının sözleşmeyi TEB’le mi yoksa SGK ile mi yaptığı anlaşılamamaktadır. Meslek kuruluşu üçüncü bir sözleşme tarafı olarak ortaya çıkmakta ve eczacıya çok ciddi ceza uygulama yetkisi almaktadır. Sözleşme içinde sözleşme ya da örtük ve zorlama bir anlaşma, Protokol’ün yapılış amacına terstir.
Öte yandan uygulanan para cezasının hukuksal zemini de yoktur. Ne olduğu belli değildir. İdari para cezası mıdır, yoksa sözleşmeden doğan cezai şart mıdır anlaşılamamaktadır. Şayet idari para cezası ise bu şekilde bir Protokol’le değil kanunla düzenlenmesi gerekir. Çünkü ceza uygulamaları temel hak ve özgürlüklerin korunması bakımından kaynağını kanunlardan alırlar. Oysa ne TEB Kanunu ne de 6197 sayılı temel eczacılık kanununda “sıralı dağıtıma uymama” halinde idari para cezası ya da herhangi bir yaptırım uygulanacağı şeklinde hüküm yoktur.
Şayet sözleşme hukukundan kaynaklanan bir cezai şart olduğu düşünülüyorsa, bunun da hiçbir hukuksal dayanağı yoktur. Bir kere TEB ve SGK’nın imzaladığı bir özel hukuk sözleşmesi değildir. Danıştay’ın yerleşmiş kararlarına göre Protokol, kamu kurumu niteliğinde iki kamu tüzel kişisinin gerçekleştirdiği idari işlemdir. SGK’nın doğrudan eczacıyla imzaladığı ise özel hukuk sözleşmesidir ve iki tarafı yaptırımlarıyla bağlar. Sıralı dağıtım uygulamasındaki yaptırımlarla sanki TEB, eczacılarla sözleşme imzalamıştır. Böylece ilaç temin sözleşmesi üçüncü ve örtük bir tarafı işin içine sokmaktadır. Sözleşmeyi yapanlar değil, bu üçüncü taraf parasal ceza uygulamaktadır.
Sıralı dağıtımla birlikte, ortaya neredeyse Protokol’e ek yaparak bir alt sözleşme ve alt sözleşme tarafı çıkarılmıştır. Bu örtük sözleşmenin yazılı uyarı, para cezası, sıralı dağıtım listelerinden 6 ay süreyle çıkarma şeklindeki yaptırımlarının nasıl uygulanacağı, usulü, itirazı, tekrarının ne demek ve ne kadar süre demek olduğu, “daha sonra”nın ne anlama geldiği, ihlalin ne demek olduğu ve objektif kriterlerinin olup olmadığı biliniyor mu ? Yok bilinmiyor… Protokol’de yok… Protokol’de sadece ceza var; “yaptırım pratiğine” dönük başkaca bir şey yok.
Neredeyse ayrı bir sözleşme gerektirecek kadar büyüyen uygulamanın, böyle kolayından geçiştirilmemesi; üzerinde çalışılması zorunludur. Bu haliyle sıralı dağıtım sistemine uymamaya dayalı yaptırım düzenlemesinin hukuki zemini ve uygulanabilirliğinin bulunmadığı açıktır.
https://twitter.com/_FevziCakmak_