(Kelt kelimesi tarih öncesi ve ilkçağ döneminde yaşayan Avrupa kavimlerinin bir bölümünü anlatır) 

Değerli Meslektaşlarım, bu makalemde GÜL HASTALIĞI veya diğer adı ile bilinen ROSECEA HASTALIĞI’nı anlatacağım.

Geçmiş dönemlerde Avrupa’da  Rosacea genelde koyu tenli kişilere nazaran açık ten rengine sahip bireylerde ortaya çıkmış, özellikle de keltlerde ve kuzey avrupalılarda görülmüş ve bu yüzden bu rahatsızlığa keltlerin laneti adı verilmiştir. 

Rosacea genellikle yanaklar, burun, ya da alnını merkezi yüzünde kızarıklık olarak başlar, ancak aynı zamanda daha az sıklıkla boyun, göğüs, kulaklar, kafa derisi ve etkileyebilir. Bazı durumlarda, bu yarı-kalıcı kızarıklık gibi ek belirtiler, telenjiektazi (yüzünde yüzeysel kan damarlarının genişlemesi), kırmızı kubbeli papül (küçük tümsekler) ve püstüller, kırmızı cesur gözler, yanma ve batma hissi, ve bazı ileri durumlarda, kırmızı bir burun lobüle(rinofima) gelişebilir. Orta yaşlarda veya daha sonra başlayan, özellikle yüzün orta bölümünde görülen telanjiektazi, eritempapül, püstül gibi lezyonlarla belirgin kronik iltihabi hastalık şeklinde seyreder. Akne rozase, akneyi hatırlatsa da aknede görülen komedonlar görülmez. Burun, alın veyanaklarda vasküler ve foliküler genişlemeler çok hafif kalıcı eritemden papül ve püstüllere, sebum salgılayan bezlerin yoğun hiperplazisine kadar değişebilir; etkilenen eritemli bölgelerde telanjiektazi görülür. Diğer deri hastalıklarının çoğunda olduğu gibi ilk olarak yeme-içme zevkinize kısıtlamalar getirir doktor. Yağlı yiyecekler, baharatlar ve alkolden mümkün olduğunca uzak durulması gerekir. Ani hava değişimlerinden kaçınılması, kışın ortası bile olsa en az 15 faktörlük güneş kremiyle gezilmesi gerekir. Yüzde kızarıklık ve şişme ile karakterize edilen bir deri hastalığıdır. Hastalık  erişkin aknesi olarak da bilinir. Halk arasında gül hastalığı veya güllenme olarak sözü edilen bu hastalık, yüzün orta kısmından başlayarak yanak, alın, çene ve burnu tutan kızarıklıklar şeklinde görülür. Bazen kulaklar, sırt ve göğüs de etkilenebilir. Hastalık ilerlediğinde küçük kılcal damar genişlemeleri ve üzerinde küçük kırmızı kabartılar meydana gelir. Bu durum nadiren kendiliğinden gerileyebilir ya da iyileşip tekrar ortaya çıkabilir. Hastalığın tedavisi genellikle yıllar sürer. Tedavi edilmezse hastalığın kötüleşerek rosacea'nın daha ilerlemiş hali olan rinofima'ya dönüsmesi riski vardir.

Bu hastalığın majistral formül ile tedavisinde  Fransa’da  reçete edilen  iki formülü sizlerle paylaşacağım.

İlk formülü inceleyecek olur isek;

Rp

Métronidazole ……………… 1.00 g

Phsiane créme …………….100.0 g

Formülde yer alan maddeler:

Metronidazole- metronidazolum- metronidaz: Metronidazol sentetik antibakteriyel ve antiprotozoal bir ilaçtır. Anaerobik bakteriyel enfeksiyonlara karşı mevcut en etkin ilaçlardan biridir. Metronidazol immünosüpresif ve antienflamatuvar etki de gösterir ve rosacea'sı olan hastalarda kullanılır

Phisiane créme La Roche-Posay laboratuarlarında üretilmiş hafif  yağsız yatıştırıcı koruyucu ve nemlendirici  emülsiyon özelliktedir.. Non comédogène. Sigara içicilerinde oluşan komedonların önlenmesinde ve  rosacea eğilimli Normal ve karma ciltlerin bakımında tercih edilir. Sabah ve / veya akşam  Temizlenmiş cilde uygulanmalıdır.

Hazırlanışı: Metronidazol bir miktar alkolle yumuşatıldıktan sonra formülün  sıvağ kısmını teşkil eden phisiane créme ile homojen bir preparat olana kadar karıştırılır.

Fransa dermokozmetiğin anavatanı olarak bilinir.Dolayısıyla dermokozmetikte kullanılan formüller majistral preparatların içerisinde çokca yer almaktadır. Yukarıdaki rosacea tedavisinde kullanılan bu formül de bu preparatlara bir örnektir.

Yine Fransa’da Rosecea tedavisinde reçete edilen diğer bir formülü inceler isek;

Rp

Erythromycine …….. 1,5 g

Metronidazole ………1,2 g

Alcool à 60% ………..4,5 g

Biobase ……………... 1 tube

Erythromycine-Eritromisim-Eritromicina: Geniş spektrumlu makrolid yapılı bir antibiyotiktir. Gram pozitif mikroorganizmalara kolaylıkla penetre olduğu için bu tür mikroorganizmalara karşı daha güçlü etki gösterir. Antimikrobik spekturumu pensiline benzediği için, çoğunlukla penisilin alerjisi olan bireylerde kullanılır. Özellikle frengi, belsoğukluğu ve klamidyalar gibi hastalıklar için kullanılan Eritromisin, Saccaropolyspora erythraea tarafından üretilir. Bakterilerde Protein sentezine müdahale ederek etki eder. Genellikle bakteriyostatik etkiye sahiptirler (sadece beta-hemolitik streptokok ve streptokok pnömonia'ya karşı bakterisid etkisi vardır). Anaerob bakterilere karşı etkisizdir. Vücuda alınan eritromisin karaciğerde metabolize edilir. Bu nedenle karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımı sakıncalıdır. Topikal ve oral formları akne tedavisinde kullanılmaktadır. Cilt, yumuşak doku ve yanık yarası enfeksiyonlarında  tercih edilmektedir. 

Biobase: Fransa’nın ünlü Dermokozmetik markalarından olan Bioderma her tür hassasiyete karşı duyarlı olan cilt tipine adapte edilmiş  ürün serisine sahiptir.Bu formülde uygun cilt dokusuna göre seçilen baz krem sıvağ olarak kullanılmaktadır.

Formülün hazırlanışı: Hesaplanan miktardaki Erythromycine ve Metronidazole 60 % Alcol ile yumuşatılır ve cilt tipine uygun bioderma serisinden bir sıvağ ile karıştırılarak sabah akşam cilde sürülür.

İyi hafta dileklerimle..

 

 

Tel: (332) 3520657

Fax: (332) 3512816

a.pekcan@eczacininsesi.com

http://www.majistralformul.com/



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat