VERGİ YÜKÜNÜ, ÇALIŞANA YIKAN KAYIT DIŞI EKONOMİ
“Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkan, unsur kayıt dışı ekonomidir” diyen İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, acil bir sosyal programın uygulanması gerektiğini vurguladı
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Yahya Arıkan, ''Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkan unsur, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamdır'' dedi.
İSMMMO'nun Antakya'da gerçekleştirdiği eğitmenlerle eğitim semineri kapsamında, Ottoman Palace'da gazetecilerle bir araya gelen Arıkan, burada yaptığı konuşmada, ekonomik krizin etkilerinin iki yıl daha sürmesinin beklendiğini bildirdi.
Krizin yol açtığı hasarın, tüm kesimlerin hareket alanını daralttığını dile getiren Arıkan, bu durumun, kimi değerlendirmelere göre son iki yılda reformlar konusunda yavaş davranılmasından, kimi değerlendirmelere göre ise hükümetin, sermaye hareketlerini iyi ve zamanında yönetememesinden kaynaklandığını savundu.
Türkiye'nin bu süreçte daha akılcı davranma fırsatını kaçırdığını ileri süren Arıkan, şunları kaydetti: ''Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarılmalı ve geleceğe bakmalıyız. Ekonomik krizin Türkiye'ye etkilerine bakıldığında, getirdiği en ürkütücü sonuç işsizliktir. İşsizliğe bağlı olarak, halk borca sarılmıştır ve krediler geri ödenememektedir. Son olarak açıklanan şubat ayı işsizlik verileri, savaş yılları rakamları gibidir. Türkiye'nin ikinci dünya savaşından sonraki en yüksek işsizliğini ifade etmektedir.
Türkiye'nin acilen bu konuda sosyal taraflarla, yeni bir arayışa ve hızlı çözüm arayışına ihtiyacının olduğuna dikkati çeken Arıkan, bütün yönleriyle düşünülmüş ve planlanmış bir sosyal programın, acil çözüm seçeneklerinden biri olabileceğini söyledi.
TOPLANAN VERGİNİN YARISI ÜCRETLİDEN
Büyüme stratejisi için sanayiyi ithalata bağımlı olmaktan kurtarmanın, gerekli olduğunu söyleyen Arıkan, şöyle konuştu:
“Bugüne kadar sağlıklı bir vergi reformu yapılamadığı için, vergi adaleti sağlanamadığı için ve geniş bir kesimden vergi toplanamadığı için yük; işçinin, kamu emekçisinin ve asgari ücretlinin sırtında kalmıştır. İşçi ve memur, son 5 yıllık dönemde, maaşları üzerinden 76 milyar 537 milyon lira gelir vergisi ödemiştir. Çalışanın ödediği vergi sürekli artmaktadır. 2004 yılında 9 milyar 451 milyon lira olan gelir vergisi, 2008 yılında 19 milyar 942 milyon liraya çıkmıştır. Böylece 5 yıllık süreçte çalışanlardan stopaj yoluyla kesilen gelir vergisi tutarı, 76 milyar 537 milyon lirayı bulmuştur. Yani, Türkiye genelinde toplanan gelir vergisinin yaklaşık yarısı ücretlilerden alınmaktadır.''
TOPLANAMAYAN VERGİ YILDA 20 MİLYAR
Kayıt dışı ekonomi ve kayıt içindeki işlemlerin belgelenmemesi nedeniyle Türkiye'de toplanamayan verginin yılda 20 milyar lirayı bulduğunu anlatan Arıkan, çeşitli nedenlerle kayıt dışı istihdamın, Hazine'ye maliyetinin de 15 milyar liralık prim kaybı olduğunu söyledi.
Arıkan, ''Vergi yükünü bir avuç çalışana yıkan unsur, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamdır. Şimdi bu dengeyi 'az kazanandan az, çok kazanandan çok' yönünde değiştirmek zamanıdır'' diye konuştu.
Krizin etkilerine karşı, temel tüketim ürünlerindeki KDV'nin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Arıkan, çalışanın ve kayıtlı işverenin yükünün de hafifletilmesinin bir zorunluluk olduğunu söyledi.
VERGİ İADESİNİN KALKMASI ETKİLEDİ
Vergi iadesinin kaldırılmasının ve ''Nereden buldun?'' sorusunun yöneltilmemesinin, kayıt dışının ''ekmeğine yağ sürdüğünü'' ileri süren Arıkan, Kayıt dışı ile mücadele etmede atılması gereken ilk adımın, tüm ödemelerin bankalardan geçmesi ve de her türlü harcamanın gider kabul edilmesi olduğunu söyledi.
Kira ödemelerine banka zorunluluğunun getirilmesinin doğru bir karar olduğunu belirten Arıkan, diğer ödemeler için de 8 bin lira olan alt sınırın daha da düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
Çözüm önerilerinden biri olarak, kişilerden alınan gelir vergisinin yüzde 15 yerine yüzde 10'dan başlayabileceğini anlatan Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Sermaye üzerindeki vergi yükü yaygınlaştırılmalıdır. Bunun için borsa ve döviz işlemleri üzerinden düşük oranlı, ancak yaygın bir finansal vergi işlemi uygulanmalıdır. Mali güç ilkesini en iyi gözeten vergi, gelir vergisidir. Türkiye'de yaşayan, reşit olan herkes, gelir vergisi beyannamesi vermelidir. İstisna, muafiyet, indirim, vergi ertelemeleri ve beyanı gerekmeyen gelirler, beyanname verme görevini ortadan kaldırmamalıdır.”
'ELEKTRONİK HACİZ'
Arıkan, bir gazetecinin, ''vergi matrahları, krizden nasıl etkilendi?'' sorusunu da şöyle yanıtladı: ''Krizin bahsedildiği dönemde, vergi matrahlarının artmasının hayalci olduğunu düşünüyorum. Bu yıl vergi matrahları düşecektir. Ayrıca, Türkiye'de 'net ücret' kavramı var. Bu nedenle vergi ve SSK yükünü, işveren çekiyor. Bu yükü çekememeye başlayan işveren de sonunda işçisini çıkarıyor. 'Brüt ücret' kavramının gelişmesi lazım.''
Hatay Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Abdullah Korkmaz da, beyanname düzeltmelerinde kesilen özel usulsüzlük cezasının, mükellef ile mali müşavirleri karşı karşıya getirdiğini belirterek, bu uygulamanın kalkması gerektiğini bildirdi. Çoğu ülkenin, krizde, ticaretini ve sanayisini destekleyen uygulamaları hayata geçirdiğini anlatan Korkmaz, ''Böyle bir dönemde bizim, elektronik haciz ve düzeltmelerde kesilen özel usulsüzlük cezası uygulamamız doğru değil... Bu konuların bir an önce kaldırılması gerekiyor'' dedi.