Ecz.Can YETİŞEN
Hepinizin bildiği gibi, tüm stratejik kurumlarımız özelleştirilerek kontrol hakkı yabancı sermayeye verildi.
Petrol arama hakkı yeniden düzenlenerek yabancılara sınırsız haklar verildi. Türkiyenin aldığı vergiler %70 azaltıldı. Çıkarılan petrolün tamamını savaş gibi olağanüstü hallerde bile yurt dışına çıkarma hakkı verildi. Yabancılara sonsuz arama hakkı verildi. TPAO nun öncelikleri kaldırıldı ve özelleştirilmesi istendi.
Fransa, İsveç, İngiltere gibi ülkelerde stratejik endüstriyel tüm kurumların kontrol hakkı %65 oranında devletin elinde.
ABD'de limanların özelleştirilmesi için ordu onay veriyor.
Ordumuza destek verdiği için OYAK bizim yerli televelocu meşhur ekonomistlerce (Ege Cansen) AB'lilere serbest piyasa ahlakına aykırı işler yapıyor diye ihbar edilir gibi bilgi gönderiliyor ve İngiltere OYAK çalışamlarından özelleştirme ihalelerine girmesinden rahatsızlık duyduğunu açıklıyor.
ABD ve AB serbest piyasayı anlaşılan kendi ülkeleri haricinde bizim gibi sömürge yapmaya çalıştıkları ülkelerde uyguluyor.
Kemal Derviş bizim ulusal tüm değerlerimizin yabancılara satılması için gönderiliyor ve IMF ve Dünya Bankası eliyle bu proje hala yürütülüyor.
Bu gün Amerikalı Derviş yerine İngiliz Mehmet var, hazinenin başında.
Ekonomi bitmiş, değerler satılmış.
Geri almak gittikçe zorlaşıyor.
Yargı hala önümüze atılan bir yem gibi olan türbana ağırlık vererek, ekonomimizin ve tüm değerlerimizin yabancılara yine yabancıların planları ve kurguları ile satılmasına onay veren hükümeti bu konuda hiç yargılamıyor, hatta niyetlenmiyor bile.
Tüm küçük işletmeleri batıran ki içinde eczanelerimiz de vardır, ekonomi tercihlerine yine çıt yok.
Muhalefet olan başta CHP bu konularda ortalığı ayağa kaldırması gerekirken kargadan başka kuş tanımam der gibi sadece laiklik elden gidiyor diye bas bas bağırıyor. CHP yani Baykal bağırdıkça müslüman halkımız inadına AKP'ye oy veriyor.
Solcularla mücadele etmeyi asli görev bilen kapitalizme hizmet eden Milliyetçi Türklere ilave olarak, yine kapitalizme ve emperyalizme hizmet etmeyi kabul eden Kürt milliyetçiler AB destekli içinde hukuk olmayan göstermelik demokrasiden faydalanıyorlar, aynen AKP gibi...
Milliyetçi liberal Kürtler AKP gibi ABD ve AB desteği ile ayrılıkçı hedeflerine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor. AKP ile kader ortaklığı yaparak her ikiside kendi hedeflerine ulaşmanın yolunu hukuksuz göstermelik Demokrasi açılımıyla ve söylemiyle gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Tüm solcuyum diye geçinen Kürtlere ilave diğer Türk solcu diye bilinenler esasında liberal olmalarını gizleyerek takiyye yaparak samimi olmayan sol söylemlerle Kürt milliyetçiliği etrafında buluşarak, bağımsız vekillik yolunda birbirlerine destek olarak güç birliği yapıyorlar, Irak'ta ölen binlerce çocuğun kanı uğruna ABD'yi Irak'a çağırarak Kürt devletinin yolunu açmaya utanmıyorlar. Bunlar hala birçok meslek örgütünde ve sivil toplum örgütünde koltukları bırakmamacasına ele geçirmişlerdir ve birçok saf ve küçük düşünen günü birlik çıkarcıları kafalayarak o koltukları bırakmamak için her türlü hergeleliliği yapıyorlar. Feodal düzene ve geçmişlerine uygun racon keserek REŞO ağalık yapıyorlar.
*
Ülkemizin ekonomik bakımdan içi boşatılıyor. Petrolü, ormanları, akarsuları satılıyor.
Ülkemizin toprakları üzerinde oyunlar oynanarak federe veya ABD ve AB kucağında ayrı devlet kurulmak isteniyor.
Milliyetçiliğin her türlüsünün barışa, kardeşliğe, insanca yaşama zarar verdiğini ve sonunda kapitalizme ve emperyalizme hizmet ettiğini bilen ve savunan biri olarak;
AKP hükümetinin ve yeni,eski tüm bakan ve vekillerinin, bilnçli olarak onlara hizmet eden bürokratların, tüm ayrılıkçı milliyetçilerin, ikinci cumhuriyetçilerin, yabancı tekellere hizmet eden serbest piyasacı sermaye sahiplerinin ULUSA İHANETTEN birinci derece sorumlu olarak Anayasa Mahkemesinde yargılanmalarını talep ediyorum.
Saygılarımla.