AŞILAMANIN AMACI NEDİR?
Aşılama programları; aşı ile önlenebilen bulaşıcı hastalıkları engellemeyi, dolayısıyla bu hastalıkların neden olduğu ölümleri ya da kalıcı sekelleri ortadan kaldırmayı amaçlar. Aşılanma yolu ile bireysel bağışıklık sağlanıp ve kişi hastalıktan korunurken, aynı zamanda TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK sağlanır. Toplumda aşılı bireylerin sayısı arttıkça, aşılanmamış bireylerin hastalık etkeni ile temas olasılığı ve hastalığın o toplumda görülme sıklığı azalır.
Aşılanmanın amacı, bir enfeksiyon etkeni ile karşılaşıldığında onu yok edebilecek bir bağışıklık yanıtı verebilmek ve bunu o etkenle her karşılaşmada anımsayarak yineleyebilmektir. Bu; bağışıklık sisteminin aşı antijenlerini yok edici ya da etkisizleştirici yanıtlar hazırlayabilmesi demektir. Aşılar bağışıklık sisteminin bağışıklığa yol açan antikorlar üretmesine yetecek kadar güçlü olmalıdır. Başka bir deyişle, bir aşı güvenli bir şekilde bireyin hastalığa maruziyeti yerine geçer.
AŞILAR NASIL ÇALISIYOR?
Tüm aşılar, vücudu hastalığa neden olmayacak ancak kişi enfekte olursa virüsü engelleyebilecek veya öldürebilecek bir bağışıklık tepkisine neden olacak bir antijene maruz bırakmayı amaçlamaktadır.
Aşı, kas içine veya cildin altına enjeksiyon gibi çeşitli yollarla veya oral yoldan uygulanabilir. Aşılar bazen tam bağışıklık oluşturmak ya da bağışıklık azaldığında "güçlendirici" bir doz vermek amaçlı birden fazla doz gerektirir.
COVID-19 AŞI ADAYLARININ TİPLERİ:
Şu anda dünya çapında COVID-19 için 176 aşı geliştirilme aşamasındadır. Bu aşılarda farklı teknolojiler denenmektedir. Bu teknolojilerden bazıları daha önce lisanlı herhangi bir aşıda kullanılmamış olup yeni alternatifler olarak bilimin hizmetine sunulacaktır.
Aşı Tipleri
1-KOMPLE VİRON AŞILARI
Mevcut aşıların birçoğu attenüe (zayıflatılmış) ya da inaktive edilmiş virüs aşılarıdır. Zayıflatılmış ya da inaktive edilmiş bir biçimde virüsün kendisi kullanıldığından güvenlik süreçleri çok sıkıdır. Bu grupta iki tür aşı bulunmaktadır.Bunlar Canlı attenüe (zayıflatılmış) aşılar ve inaktif aşılardır.
2. NÜKLEİK ASİD BAZLI NÜKLEİK (DNA VE MRNA) AŞILARI
Bu tip aşılarda bağışıklık tepkisine yol açan bir koronavirüs proteini için genetik yapının (DNA veya mrna şeklinde) kullanılması hedefleniyor. Nükleik asit, insan hücrelerine yerleştirilir. Bu hücrelerde virüs proteininin kopyaları çıkarılır. Kopyalanan çoğu zaman virüsün başak [Spike (S protein)] proteinidir. RNA aşısında, virüsün genetik kodunu taşıyan RNA bir kişiye enjekte edilir. Enjekte edilen kişinin hücreleri, bu genetik kodu kullanarak S proteini üretir ve bağışıklık sistemini harekete geçirir. En önemli avantajları hızlı şekilde üretilebilmeleridir. Biyoteknoloji şirketi Moderna’nın çalışması bu grubun en ileri aşı adayıdır. Pfizer ve Sanofi gibi birçok firmanın benzer bir yaklaşımla aşı üretmeye çalıştıkları biliniyor. DNA aşısında, benzer şekilde virüsün hedefteki proteinini yapmak üzere genetik kod kişiye verilir. Bu kişinin hücreleri, istenen proteini üretecek RNA’yı yapmak için bu talimatları kullanır. Böylece bağışıklık sistemi uyarılır. DNA aşısı da aşı yapımında yeni bir yaklaşımdır. Bununla birlikte, DNA’yı bir kişinin hücrelerine almak, RNA’yı içeri almaktan daha zordur. Yine, virusle çalışılmadığı için üretim ve aşı hazırlama aşamaları daha güvenli ve kolaydır. Inovio, DNA’nın alındığından emin olmak için elektriksel bir darbe gerektiren aşı uygulanması için insan çalışmalarına başlamıştır. RNA ve DNA aşıları günümüzdeki en yeni aşı yaklaşımlarından biridir. Ancak bu teknoloji kullanan lisanslı bir aşı da bulunmadığından çok dikkatli bir şekilde inceleme altındadırlar.
3. VİRAL VEKTÖR AŞILARI:
Bu aşılarda başka bir virüs, aşı adayının virüsünün genetik materyalini kişiye taşır. Taşıyıcı virüs (adenovirüs, kızamık), vücutta koronavirüs proteinleri üretebilecek şekilde genetik olarak tasarlanır. Bu virüsler zayıflatıldıklarından hastalığa neden olmazlar. Verilen kişi için güvenlidir; taşınan genetik materyal ile bağışıklık sisteminin uyarılmasına ve antikorların üretilmesini sağlanır. Bu tür aşılar, bağışıklık sisteminde güçlü bir tepkiye neden olurlar. 236 İki türü vardır: Hücreler içinde hâlâ çoğalabilenler (replikasyon yapabilenler) ve anahtar genler devre dışı bırakıldığı için çoğalamayanlar. Çoğalma yeteneği olan viral vektör aşılarına örnek yeni onaylanan Ebola aşısıdır. Bu grupta kızamık, influenza virüsü gibi virüsleri kullanan preklinik aşamada aşı çalışmaları da bulunmaktadır. Çoğalma yeteneği olmayan viral vektör aşılarında en çok adenovirus kullanılmaktadır. Adenovirüs vektörüne SARS-cov2’in S protein sekansının eklendiği aşılar diğerlerine göre daha güvenli görülmektedir. Bu aşıda da ikinci bir doza gereksinim olabilir.
4. PROTEİN BAZLI AŞILAR
Bu aşılarda koronavirüsün dış kaplamasını taklit eden protein parçaları veya protein kabuğu kullanılır. Protein alt birimleri (Protein Subünit) üzerinde çalışan aşılarda genellikle virüsün S proteinine veya reseptör bağlanma alanı adı verilen önemli bir kısmına odaklanılmaktadır. Bu aşıların işe yaraması için adjuvanlar, yani bağışıklık uyarıcı moleküller gerekebilir. SARS virüsüne karşı benzer aşıların maymunları enfeksiyona karşı koruduğu biliniyor; ancak insanlarda test edilmemiştir. Virüs benzeri parçacıkların [virus-like particle (VLP)] kullanıldığı aşılarda boş virüs kabukları, koronavirüs yapısını taklit eder; ancak genetik materyalden yoksun oldukları için bulaşıcı değildir. Adjuvana ihtiyaç duyulmadan immunojenik yanıtı uyarabilecek kadar 3D virüs benzeri yapıda antijen kopyasını taşırlar. Güçlü bir bağışıklık tepkisini tetikleyebilirler; ancak üretimleri zordur.
AŞI ÜRETİMİNDE FAZ ÇALISMALARI
KLİNİK ÇALIŞMALARIN EVRELERİ
Klinik araştırma, insan katılımcıları veya insan gruplarını, sağlık sonuçları üzerindeki etkilerini değerlendirmek için bir veya daha fazla sağlıkla ilgili müdahaleye ileriye dönük olmak üzere atayan herhangi bir araştırma çalışmasıdır. Klinik araştırmalar ayrıca girişimsel araştırmalar olarak da adlandırılabilir. Klinik araştırmalarda, preklinik aşamalar tamamlandıktan sonra, bu aşamalarda başarılı sonuçlar alınmış ürünler ile ilgili insan çalışmaları aşamalarına geçirilir. İnsanlarda bu süreç Faz ya da Evre olarak tanımlanan 4 aşamadan [1- (bazen 0)-4] oluşur.
FAZ 1
Evre 1 çalışmaları, bir klinik araştırmanın ilk aşamasıdır. Herhangi bir hastalığı tedavi etmek ya da önlemekten çok kullanılacak araştırılan ürünün insanlar tarafından alınmasının güvenli olup olmadığı (örneğin, güvenli bir doz aralığı belirlemek ve yan etkileri belirlemek için) araştırılan aşamadır. Bu aşamaya davet edilen kişi sayısı çok küçüktür; tipik olarak yaklaşık 30 kişi olmak üzere 20-80 kişi arasındadır. Genellikle sağlıklı gönüllüleri veya bazen de hastaları içerir.
FAZ 2
Klinik araştırmalardaki ikinci aşama, potansiyel bir tedavinin güvenliğini daha detaylı değerlenirken etkinliğini de araştırmayı amaçlamaktadır. Tedavinin bir durumu tedavi etmek için güvenli ve etkili olup olmayacağını belirlemek amacıyla genellikle 100 ile 300 kişi katılır.
FAZ 3
Önceki araştırmalar bir tedavinin güvenli olduğunu ve aynı zamanda beklenen etki konusunda umut vaat ettiğini gösteriyorsa, Evre 3 klinik araştırmalar başlar. Bunlar, genellikle Evre 1 ve Evre 2’deki birkaç yüz ila birkaç binden çok sayıda katılımcıyı içerir ve genellikle farklı hastaneler ve ülkeler arasında yayılır. Müdahaleyi diğer standart veya deneysel müdahalelerle karşılaştırarak, olumsuz etkileri izlemek ve müdahalenin güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bilgileri toplamak amaçlanır. Bu denemeler, bir ürünün (ilaç, aşı) güvenli ve etkili olduğunu gösteriyorsa, üreticiler ruhsat için başvurabilir.
FAZ 4
Ürünün riskleri, faydaları ve optimum kullanımı dahil olmak üzere ek bilgileri tanımlamak için pazarlama sonrası çalışmalardır. Bu çalışmalar, toplumda onaylanmış müdahalenin etkinliğini izlemek ve yaygın kullanımla ilişkili herhangi bir yan etki hakkında bilgi toplamak için tasarlanmıştır. Aşı araştırmalarında da tüm klinik araştırmalar ile benzer bir süreç izlenir. Amaç, güvenli ve etkili bir aşıyı geliştirmektir.
Aşı Faz I’i geçerse, aşının insanlarda etkinliğinin bir plasebo ürün veya mevcut bir aşı ile karşılaştırıldığı daha büyük bir gönüllü grubunun denek olarak kullanıldığı Faz II’ye geçilir. Faz I’de yapılan çalışmanın aynısı Faz II’de tekrar edilir.
Faz III, aşının “gerçek” tehdide maruz bırakıldığı son aşamadır. Burada, gönüllüler havuzu binlerce kişiden oluşur ve aşının güvenlik ve etkinlik gibi her parametresi bu daha büyük veri havuzunda tekrar kontrol edilir.
Bu denemeler, özellikle Faz III olmak üzere çift kör ile yapılmalıdır. Çift-kör çalışmalarda ne yönetici ne de hasta plasebo ya da test aşısı ile uğraştıklarının farkında değildir. Çift-kör yöntem, ham verilerin kendi başına konuşmasına izin vererek insan yanlılığını mümkün olduğunca ortadan kaldırmak için tasarlanmıştır. Bu fazlar genellikle numune boyutlarının farklı olabileceği alt fazlara sahiptir. Bu klinik çalışmalarda, aşı uygulandıktan sonra aşı için bağışıklık sağlamanın ne kadar sürdüğü, hastalıklara karşı bağışıklığın ne kadar sürdüğü (sadece birkaç ay veya birkaç yıl) vb. ile ilgili bilgiler elde edilir.
DÜNYADA FAZ III DENEMELERİ YAPAN COVİD-19 AŞI ADAYLARI
Farklı popülasyon grupları için farklı aşı türleri gerekli olabilir. Örneğin, Bazı aşılar yaşlılarda işe yarayabilir, bazıları çalışmayabilir: bağışıklık sistemi yaşlılıkla zayıflar ve bu nedenle farklı tipte aşı gelişimi önem arz edebilir.
Bu aşılarla ilgili son güncellemeler:
24 Kasım Brezilya, geç aşama Sinovac'ın aşı denemesinden yeterli enfeksiyon verisi topladı ve Aralık ayı başlarında etkinliği ile ilgili sonuçların alınmasını bekliyor.
23 Kasım AZD1222'nin İngiltere ve Brezilya'daki klinik çalışmalarının ara analizinden elde edilen pozitif yüksek düzey sonuçlar, aşının koronavirüse karşı oldukça etkili olduğunu gösterdi
20 Kasım Pfizer-BioNTech, mRNA aşısının acil kullanım yetkisi için bugün ABD FDA'ya bir talep göndereceklerini duyurdu
20 Kasım Pfizer ve BioNTech, 2020'de 50 milyon doza kadar ve 2021'in sonunda 1,3 milyar doza kadar üretmeyi bekliyor
18 Kasım BioNTech-Pfizer, devam etmekte olan Aşama 3 çalışmasının son analizini yaptıktan sonra, aşısının tüm birincil etkinlik son noktalarına ulaştığını duyurdu
17 Kasım CoronaVac hızlı bir bağışıklık tepkisini tetikledi, ancak üretilen antikor seviyesi COVID-19'dan iyileşenlerden daha düşüktü
17 Kasım Moderna bugün, EMA'nın mRNA-1273'ün aşamalı incelemesine başladığını duyurdu
16 Kasım Moderna, mRNA-1273'ün standart bir buzdolabının sıcaklığında 2 ° ila 8 ° C'de 30 gün boyunca sabit kaldığını gösteren yeni verileri açıkladı
16 Kasım Moderna'nın aşısı, Faz 3 COVE çalışmasının ilk ara analizinde birincil etkinlik son noktasını karşılıyor
15 Kasım J&J, dünya çapında 60000'e kadar katılımcıyı kaydettirerek aşısının ikinci küresel Faz 3 klinik denemesini başlattı
6 Aralık Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin 50 milyon doz aşı sipariş ettiği Çin’in bundan fazlası için talebi karşılayamadığını, ancak nisanda yerli aşı çıkacağı için ithal aşıya gereksinimin biteceğini bildirmiştir.
Uzm. Ecz. Duygu DEĞİRMEN
REFERANSLAR
https://www.ttb.org.tr/kutuphane/covid19-rapor_6/covid19-rapor_6_Part24.pdf
WHO “Solidarity” clinical trial for COVID-19 treatments
BioWorld Biopharma products in development for COVID-19
Sinovac Sinovac Reports Preliminary Phase I/II Results of COVID-19 Vaccine in Elderly Volunteers
Clinical Trials Phase III Trial of A COVID-19 Vaccine of Adenovirus Vector in Adults 18 Years Old and Above
The Lancet Safety and immunogenicity of the ChAdOx1 nCoV-19 vaccine against SARS-CoV-2: a preliminary report of a phase 1/2, single-blind, randomised controlled trial
https://www.who.int/publications/m/item/draft-landscape-of-covid-19-candidate vaccines
https://www.nature.com/articles/d41586-020-01221-y