Uzm.Ecz. Duygu Değirmen KIRBOĞA

AMİNOASİTLER VE BİYOLOJİK FONKSİYONLARI 
IMMUN SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ

Amino asitler birbiri ile birleştiğinde bir  protein yapı oluşturan organik moleküllerdir . Amino asitlerin oluşturdukları protein yapılar neredeyse tüm  hücre  fonksiyonlarında yer alır. Bazı proteinler enzim, bazıları hormon -insülin 51 aminoasitten oluşan bir moleküldür- bazıları  antikor, bazıları nörotransmitter sentezinde görev alırken bazıları ise yapısal destek sağlar.

  • Yapısal bir perspektiften, amino asitler tipik olarak bir karbon atomu, bir hidrojen atomu, bir karboksil grubu ile birlikte bir amino grubu ve bir değişken gruptan oluşur.

  • Doğada bazı kaynaklara göre yüzlerce aminoasit (bazı kaynaklara göre ise sayısı çok daha fazla) olmasına rağmen, proteinler 20 amino asitlik bir setten oluşur. Bu Yirmi amino asit setinden on bir tanesi vücut tarafından doğal olarak sentezlenebilir ve bunlar esansiyel olmayan amino asitler olarak adlandırılır. Vücut tarafından doğal olarak üretilemeyen amino asitlere esansiyel amino asitler denir.
  • Tüm amino asitler, bir hidrojen atomuna, karboksil grubuna ve amino grubuna bağlı alfa karbona sahiptir. "R" grubu, amino asitler arasında değişiklik gösterir ve bu protein monomerleri arasındaki farkları belirler. 
  • Bir proteinin amino asit dizisi, hücresel genetik kodda bulunan bilgilerle belirlenir.   Genetik kod, amino asitleri kodlayan nükleik asitlerdeki ( DNA ve RNA ) nükleotid bazlarının dizisidir. Bu gen kodları, bir proteindeki amino asitlerin sırasını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda bir proteinin yapısını ve işlevini de belirler.
  •  Amino asitler yaşam için gerekli olmakla birlikte, hepsi vücutta doğal olarak üretilemez.
  •  20 amino asitten 11'i doğal olarak üretilebilir. Bunlara esansiyel olmayan amino asitler denir. 9 tanesi ise tamamen dışarıdan alınması gereken esansiyel aminoasitlerdir.

Doğal olarak üretilemeyen dışarıdan besinler ile alınması gereken amino asitler- esansiyel amino asitler

  • Histidin
  • İzolösin
  • Lösin
  • Lisin
  • Metionin
  • Fenilalanin
  • Treonin
  • Triptofan
  • Valin

Esansiyel amino asitler diyet yoluyla alınmalıdır. Bu amino asitler için yaygın gıda kaynakları arasında yumurta, soya proteini ve beyaz et ve balık bulunur. İnsanlardan farklı olarak bitkiler, 20 amino asidin tamamını sentezleme yeteneğine sahiptir.

  • Vücudun kendi sentezleyebildiği esansiyel olmayan 11 aminoasit
  • Alanin
  • Arginin
  • Asparagin
  • Aspartat
  • Sistein
  • Glutamat
  • Glutamin
  • Glisin
  • Prolin
  • Serin
  • Tirozin

Tirozin hariç, esansiyel olmayan amino asitler, önemli metabolik yolların ürünlerinden veya ara ürünlerinden sentezlenir. Örneğin alanin ve aspartat, hücresel solunum sırasında üretilen maddelerden elde edilir. Alanin, bir glikoliz ürünü olan piruvattan sentezlenir. Aspartat, sitrik asit döngüsünün bir ara ürünü olan oksaloasetattan sentezlenir... 

Esansiyel olmayan aminoasitlerden 6 tanesi organizmada gelişen çeşitli durumlarda (bir hastalık esnasına ımmun sistem faliyetlerinde kullanılmak üzere ya da çocukluk döneminde artan ihtiyaca bağlı olmak üzere Şartlı Olarak Gerekli Ya Da Yarı Esansiyel Aminoasitler olarak kabul edilir.  Dışarıdan bazen gıdalar ile bazen takviyeler ile alınması gerekli olabilir.

  • Arginin,
  • Sistein,
  • Glutamin,
  • Glisin,
  • Prolin
  • Tirozin

Çocuklar ve yetişme çağındaki kişiler için koşullu eksojen olarak kabul edilen iki amino asitten biri Histidin diğeri ise Arginin’dir.

Organizmada artan immun sistem fonksiyonlarında koşullu eksojen aminoasitler ise Glisin ve Glutamin, Arginin ve Sisteindir.

AMİNOASİTLERİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDEKİ ROLÜ NEDİR?

Amino asitler bağışıklık sisteminde;

  • İmmun sistem hücrelerinin aktivasyonunu
  • İmmun sistem hücrelerinin proliferasyonunu
  • Hücresel genel oksidasyon- redüksiyon mekanizmalarını düzenlenmesi
  • Hücre miktarının arttırılması
  • Antikorların ve sitokinlerin üretiminin arttırılması

Glutamin, Arginin, Sistein ve Glisin immün sistem için en önemli amino asitlerdir.

Glutaminin Bağışıklık Sistem Üzerindeki Etkileri:

  • Bağışıklık hücreleri GLUTAMİNİ primer yakıt olarak kullanılır.
  • Bağışıklık hücreleri glutamin ile beslenir ve fonskiyonel hal alır.
  • Lökositler çoğalmak için ana enerji kaynağı olarak Glutamini kullanır.
  • Apoptozu önleler, hücre büyümesini uyarır ve antikor üretimini teşvik eder.
  • Hücreler arası etkileşimleri doza bağlı bir şekilde artırır.
  • Enerji ve metabolik döngüde kullanılır
  • Enfeksiyonun oluşturduğu oksidatif stresi azaltır ve vücudu serbest radikallere karsı korur.
  • Ana antioksidanımız olan Glutatyonun sentezine katılır.

Glisinin Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkileri:

 

  • Bilinen en küçük antienflamatuvar micronutrienttir.
  • D ve L formu yoktur. Diger tüm aminoasitler D ve L formdadır. İnsan fizyolojisinde görev alacak bir aminoasit mutlaka Levorotatory yönetim göstermelidir. Yani L formda olmalıdır.
  • Ekstraselüler matriksi kuvvetlendirerek virüslerin hücre içine girişini engeller.
  • Lökositler tarafından sitokin üretiminin ve bağışıklık fonksiyonunun düzenlenmesinde rol oynar.
  • B-lenfositlerin apoptozunu engeller, antikor üretimini arttırır.
  • Anti-inflamatuar, immünomodülatör ve sitoprotektif etkileri vardır. Glutatyonun sentezinde görev yapan aminoasitlerden biridir.
  • Il-6 ve nf-kb yolakları üzerinden etki göstererek sitokin salımını modüle eder. Hiperimmun reaksiyonlara karsı organizmayı korur, destekler.

​​​​​​​

ARGİNİN

Arginin yarı esansiyel bir amino asit olarak tanımlanır, çünkü bebeklik dönemindeki büyüme, hamilelik, ciddi bağışıklık sorunu veya yanık yaralanmaları gibi belirli koşullar altında insanlar diyetle ek arginin alımına ihtiyaç duyar. Yetişkin insanlar arginini glutamin, glutamat ve prolinden sentezleyebilirler ve diyetteki amino asitler dolaşımdaki argininin ana akışını temsil eder. Ancak endojen arginin sentezi diyetteki arginin eksikliğini telafi etmeye yeterli değildir. Bu amino asit talebinin arttığı dönemlerde diyette arjinin sağlanmasına bağımlılık sonuç olarak argininin koşullu esansiyelliğini açıklamaktadır.

Yarı esansiyel bir amino asit olan arginin, bağışıklık tepkisinin önemli bir başlatıcısıdır. Arginin, farklı organlardaki çeşitli metabolik yollarda öncü olarak görev yapar. İmmün yanıtta, argininin metabolizması ve bulunabilirliği, arginini sırasıyla nitrik okside (NO) ve ornitine dönüştüren nitrik oksit sentazları ve arginaz enzimleri tarafından belirlenir. İnflamatuar koşullar sırasında arginin mevcudiyetindeki sınırlamalar makrofajları ve T-lenfosit aktivasyonunu düzenler. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda, arginin ve sitrülin eksikliklerinin sepsis ve endotoksemi gibi inflamatuar durumların zararlı sonuçlarının altında yatan neden olabileceğini gösteren daha fazla kanıt toplanmıştır. 

 

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat